8 Kasım 2010

Venüs Üçgeni - Anais Nin



MOONSPELL - EUROTICA


Erotik edebiyat türünde daha önce hiç kitap okumamıştım.
Bu türe Anais Nin gibi bir uçuk yazarla giriş yapmak ne derece doğru bilemiyorum ama beklentilerimin çok üstünde bir eser olduğunu söylemem gerek.
Her şeyden önce imgeleri öyle canlı kullanıyor ki Nin, hayranlık duymamak elde değil.
Anlatım tarzı, üslübu ve detaylara ineceği yerleri iyi seçmesiyle birlikte ortaya leziz bir anlatım çıkıyor aslında.
Bu kitap üzerine çok fazla eleştiri yapabileceğimi sanmıyorum.
Çünkü hem dediğim gibi erotik edebiyat türünde başka bir kitap okumadığımdan beynimde bir karşılaştırma yapamıyorum..
Hem de konusu itibariyle de benim yazım alanımın çok dışında.
Kısacası ben bu konularda Nin kadar cesur yazamam :)
Bu yüzden bu kitabı size alıntılarla yani yine Nin’in kendi kelimeleri ile tanıtmaya çalışacağım..
Ama öyle alıntılar yapacağım ki, üzerine uzun uzun durup düşünülesi..




Bu arada çeviride büyük problemler var.
Bazı cümleler öyle devrik ki anlam bütünlüğü kalmamış cümlede.
Pek çok kez okusanız da kesinlikle bir anlam çıkmıyor cümleden.
Bazı cümlelerde özneler karıştırılmış..
Başka bir çevirmenin çevirisiyle okuma imkanım olursa bir gün daha da güzel hale geleceğine eminim..


Venüs Üçgeni adlı kitapta 3 bölüm var..
İlk ikisi kısmen kısa da olsa üçüncüsü hem uzun hem de girmediği delik kalmıyor cinsellik konusunda.

Benim bu kitap hakkındaki yazım 7 word sayfası olunca, kendime dedim "Fatoş bu kadar uzun blog yazısı olmaz :) Kimse bu kadar uzun yazıyı okumaz, böylece kitaptan aldığın o şahane cümleler arada kaybolup gider.."
Bu yüzden yazıyı ben de kitaptaki bölümler doğrultusunda bölüyorum..
Her gün bir bölümü yayınlayacağım..
Yarından itibaren sırasıyla :
Sanatçılar ve Modeller,
Tüllü Kadın,
Elena

adlı bölümlerin yazıları sizlerle buluşacak.

Tadını çıkarmanız dileğiyle diyor ve kitabın arka kapağındaki yazıyı yazarak bitiriyorum.
"
Erotik kitapların çoğu boş midelerle yazılmıştır. Aç olmak imgelemi çok iyi harekete geçirir; cinsel gücü artırmaz. Cinsel güç de alışılmadık maceralar doğrumaz. Açlık fazlalaştıkça, arzular da hapishanedeki insanların ki gibi vahşileşir, akıldan çıkmaz olur. Sonuçta erotizm çiçeği yetiştirmek için mükemmel bir dünyamız vardır. Bana gelince, erotizmi araştırmaya koyulduğumda esas yazılarımı rafa kaldırmıştım. Bunlar benim fahişelik dünyasındaki maceralarım. Bunları gün ışığına kavuşturmak başlangıçta zordu. Cinsel yaşam hepimiz - şairler, yazarlar, sanatçılar - için genelde kat kat kuşatılmıştır. Tüllü bir kadın, yarı düş." (Arka Kapak)


Kitabın İçindeki Bölümler Hakkında Yazdıklarımı Okumak İsterseniz:
Sanatçılar ve Modeller
Tüllü Kadın
Elena

9 yorum:

Kunegond dedi ki...

Merakla bekleyeceğim diğer yazıları. Geçen ay Anais Nin'in günlüklerini sipariş verdim. Yanlışlıkla birincisi değil altıncısı geldi. O yüzden okumaya başlayamadım. Belki de günlüklerden önce eserlerinden başlamak gerekir?

Bu arada aç karnına yazmak iyi fikir miş. İlk fırsatta deneyeceğim.

zoitsa dedi ki...

merakla bekliyorum:)

Elif Gizem dedi ki...

bekliyoruuumm :)

nil dedi ki...

arkası yarın gibi, çok keyifli, bekliyorum ben de :)

ayşegül dedi ki...

beklemece.. okumaca :)

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili 7.oda,blog yazımında ustalaşmışsın artık.Baştan bu kadar uzun bloğu kimse okumaz falan filan deyip,konu şu,konu bu deyip okuyuculara ;gel gel diyorsun.Hangi okuyucu konu erotizm olunca,ben bunu okumam,salla gitsin der.Başka ülkelerde belki der,çünkü her an pratiği varken teooriye boşverebilme şansı var....
Sizinki Reha Muhtar misali,AZ SONRA!!!!!!!!!!!!!!

Bizim Türk Milleti yutar bu numarayı.Haberlerin sonuna dek bekler az sonrayı.
Ama şaka bir yana anlatım ve sunuş tarzınızı beğendim.Çünkü girdiğim blogların çoğu ne kadar küfredersem,okadar okuyucu toplarım havasında......
böyle olunca da insan biraz seçici oluyor.
Çeviri konusunda ne kadar haklısın.Çeviri iyi olmayınca ilk yorumum,kitabın yazarı için beş para etmezin biri oluyor.Sora dur oğlum diyorum,Ya çevirici beş para etmezin biriyse...Tabi ki genellikle doğru cevap b şıkkı oluyor...Blog yazılarında başarılar ,bol okuyucular diliyorum....

banu dedi ki...

ne cesur hemcinslerim varmış bekliyorum merakla :))

eXi Le dedi ki...

ßen de ßugüne Kadar Daha Hiç Erotik Edeßiyat Türünde ßir Kitap Okumadığım için NasıL ßir Yorum YapaßiLirim ßiLmiyorum..
Tahmin Ettiğim KadarıyLa ÖrüLen Sex YumakLarıyLa GeceLere ßırakıLan FeryatLar AnLatıLıyor..
ßence Erotizm ßir SusuzLuktur..
İnsan ßu SusuzLuğun ßir Muhataßı..
AsLında Erotizm Sadece ßir SusuzLuk ta DeğiLdir..
insan da Sadece Erotizmin ßir Muhataßı DeğiL..
Erotizm insana ßir Muhataß ise Muhataßın TaLißi oLan İnsanın da Erotizme Kar§ı GizLi ÖzneLerLe ifade EdiLen CümLeLerLe ßir UzakLığı, ßir YakınLığı, ßir Mesafesi We ßir MeseLesi oLmaLıdır..

İçeDışavurumsal... dedi ki...

Bir erkek şımartılmış bir ilgidir, genel olarak ve toplumsal cinsiyeti dolayımıyla. Bir erkek dışavurumsa eğer, kadın, genel olarak, böyle bir tabir yok belki ama içevurumdur...
Bir erkek her uyarılmış peniste uyarılmıştır, bilinç halindedir. Erkek ne zaman istediğini bilir ve istediği dışarıdan görülebilir. Kadını anlamak için ise içine girmek gerekir...
Biri dışarı çıkmadan diğerinin içine giremeyecekse eğer, cinsel yaşamı kuşatan tülü kaldırmak gerekir... İçerisi dışarısı bir olsun, erkek ve kadın önce insan olsun diye...
İnsanız biz, yer içer sevişiriz. Yediğimiz, içtiğimiz ve açlığımız göz önündedir de, seviştiğimizi ve sevişmek istediğimizi gizleriz...
İlk yazı, güzel bir başlangıç...
Açılsın perde, görelim, kendimizi...