23 Temmuz 2007

parafe..


camların buğusu sinmez geceye..
hava öyle sıcak..
kelimelerin en sır bilmez saatinde..
ve hüznün bir ağzı öptüğü yeniyetme bir sevdada..
bütün yıldırımlar baştan ayarlanır..

-denir ki
ardından kusulacak hiç bir aşk
bir kadına yakışmaz-

seni vakitsiz terkediyorum sanma..
ya bitmeli bu an burada..
tutsağımsın ya da
sonuna dek yanımda..

(DOLORES O'RIORDAN - STAY WITH ME)

21 Temmuz 2007

gezgin 7.oda..


Sanırım bu sene leylekleri havada görmek değilmiş benim yaptığım, yakalamakmış :)
Tam gezginlere döndüm..
Erdekti, konserdi, fotoğraf gezileriydi falan derken, insanoğlu bir kuş misali bir gün o şehirde bir gün bu şehirde yaşıyorum resmen..
Bir sürü güzel değişik şeyler yaşıyorum..
Bir sürü değişik güzel şeyler gözlemliyorum..
Şaşırıyorum.. hayat ne kadar değişikmiş benim bildiğimden..
Ben on küsur yıldır bir evliliğin duvarlarının sağlamlığı ve tabiî ki sağlamlığı ölçüsünde kapalılığı sayesinde güvende ama bihaber yaşamışım sanki hayattan..
şimdilerde kesinlikle böyle düşünüyorum..
20 li yaşların tamamını evli tüketip, şimdi 30 undan sonra şaşkınlıkla dünyayı ve hayatı tanıyorum :)
bunun hem avantajı hem dezavantajı oluyor tabi..
avantajı: hayata 17 yaşındaki gibi çocukça, çocuk cesareti ile, beyni ve mantığıyla değil de damarlarındaki deli kan ile ve yüreğiyle ve olgunlaşmamış, oturmamış bir karakterle, ne istediğini bilmeden atılmıyorum.. yaşadığım onca şeylerden, yıllardan sonra içimdeki küçük fırlama kızı hiç öldürmemiş olsam da olgun, kararlı ve ne istediğini bilen biri olarak atılıyorum .. ve bu çok zevkli..
dezavantajı ise: bazen bu yaşta bazı acemilikler komik oluyor.. ben nasıl şaşırıp “wayy bee” diyorsam bazı şeylere, sanırım bazı kişiler de aynı şeyi benim için düşünüyordur :)
ama bu bile çok zevkli :)

yaşadıklarımdan gördüklerimden gezdiklerimden okuduklarımdan izlediklerimden.. yazmak istediğim bi dolu şey var.. ama yorgunluktan sanırım yazma tembeli oldum son zamanlarda :)
mesela sevgili Tuzluk un gönderdiği “Şeytan ve Genç Kadın” ı temmuz başındaki ilk Erdek turumda okudum.. ve beklemediğim kadar harika bi kitap çıktı.. yazmak istiyorum.. yazıp özendireyim siz de okuyun istiyorum :) sonra .. o kitap Paulo Coelho nun üçlemesinin son kitabıymış meğer.. hemen gidip ilk kitabını da aldım: Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım.. şu anda onu okuyorum. Arada sevgili KaraKızıl ın gönderdiği “Yanıtla Beni” nin içinden aynı adlı ilk öyküsünü okudum.. kafamda bi sürü şimşek çaktırdı.. yazmak istiyorum bu kitabı da :) Leyla’nın Evi ni de yazacaktım daha.. sonra yine sevgili Tuzluk un gönderdiği Smoke filmini izledim.. o nasıl bir filmdi yaaaa.. bikaç kere daha izleyip, üşenmeyip bir sürü de olsa sevdiğim replikleri not etmeliyim.. daha filmin başındaki dumanın ağırlığı ile ilgili öyküde koptum zaten ben.. yazmalıyım smoke u da.. sonra Barda filmini izlemek gafletinde bulundum bi de ben tek başıma !! yoruldum resmen filmi izlerken.. yoruldum.. gerildim.. kasıldım.. hala etkisindeyim.. duymuştum elbette bol kanlı bi şiddet filmine hazırdım ama işte "Türk filmi o kadar da iyi olmaz" diye açıp filmin sonunda dağıldım.. Sarsıcı ama müthiş bi film.. yazmalıyım..
sayı portrelerimde tek bir rakam kalmıştı hala daha onu da yazacağım.. dokuz..
gezilerimden komik anılarım bile oluyor benim artık.. daha sadağ kanyonu yürüyüşümüz ve kaya hamamına ulaşmamızı bile yazamadım.. yukarıdaki fotoğraf kanyon geçişi sırasında gruptakilerden biri tarafından çekilmiş. (Turuncu pantolonlu benim)
off off yazmak istediğim öyle çok şey var ama yetiremediğim zaman ve bu tempo yüzünden oluşan yorgunluğum da var :)
bursada olduğum akşamlarda da ya ben dışarıda oluyorum ya da evdeysem mutlaka bi arkadaşım gelmiş oluyor..
neyse.. gezgin 7.oda elbet yazmak istediklerini yazacaktır biliyorum ben..
şimdi güzel eğlenceli bir şarkı koyalım .. tam bir yaz şarkısı gibi bu.. sözlerinde ne diyor bilmiyorum, ilgilenmiyorum da ama bana şöyle hissettiriyor.. akşamüstü gün batımı zamanları.. bir deniz kasabasında iskelede arkadaşlarla bir partide elinde kadehle herkes yorgun ve mutlu.. hep birlikte kadehli eller havaya: kaaankueeesttt :)

(THE WHITE STRIPES - CONQUEST)

12 Temmuz 2007

regretin siyahı..


Tesadüflere inanır mısınız ??
Ama büyük tesadüflere ??
Hani “Yuh bu kadar da olmaz” dedirtenlerine !!
Yani tek bir tesadüf değil, aynı anda içinde onlarca tesadüf barındıran büyük!! tesadüflere ??
Ben inanmam.. ?!?!?!?

Önce düşünemezsiniz şaşkınlıktan wayyy beee dersiniz ne tesadüf!!
çok sevinirsiniz bu güzel tesadüften ötürü..
Sonra tesadüflerin arkası kesilmez, sayıca sürekli artarsa.. beyin çalışmaya başlar..
Donup kalırsınız anladığınız anda.. sanırım ihtiyaç duyulan en şey burada nefes !!
Dün geceden beri gördüklerimin sadece inanılmaz bir tesadüf olması için neredeyse yalvardığım ama içimden tesadüf olmadığını o olduğunu bildiğim bir sarsıntı..

Yukarıda gördüğünüz resim bir albüm kapağı.. amorphis in elegy albümünün kapağı..
hani terapi niyetine kullanılan !!!!..

Hem siyah hem de regret yani !!!!!!!!!

!!! bir kelime birçok anlamı içinde barındırır çok iyi bilirim de bu kadar da olmaz yani !!!
Biri bana regret in hangi anlamı yüzünden seçildiğini anlatsın !!!
Ve biri bana bunun sadece gerçekten çok büyük bir tesadüf olduğunu söylesin hemen !!

ve hatırlansın.. bazen bir resimden daha iyi bir terapidir
ses !!

ayın 12 siymiş.. kaldıralım kadehleri öyleyse..

(HEWARA CULE)

5 Temmuz 2007

ıslak ıslak


Konu ölüm olunca tüm kelimeler anlamını yitiriyor gibi..
Hangi kelime anlamlı kalabilir ki ölümün ardından..

Bu şarkıyı bu şekilde kullanacağım hiç aklıma gelmezdi..
ama ben Barış ı bu şarkı ile sevmiştim ilk..
hiç beklemediğim bir anda bir öğle vakti bu şarkı çalınmıştı kulağıma..
ne çok sevdiğim bir şarkıydı..
ve o ses nasıl da güzel söylüyordu sevdiğim bu şarkıyı..

Kimseye bir zararı dokunmamış, pek çok yardım konseri vermiş –özellikle Lösemili çocuklar için- ve yaşamı çok seven, yakışıklı çocuk..
beklenmedik bir anda, yine en büyük terör trafiğin yüzünden, 6 gün süren mücadeleden sonra bu hayattan çekildi..
pek çok insan gibi..

Senin Barış Manço ve Cem Karaca hayranlığını herkes bilirdi..
onlar kadar kalamasan da bu hayatta şimdi aynı yöne yolculuğa çıktın..
en sevdiğin şarkılardan biriymiş Islak Islak..
benim de öyle..

Öyleyse bir veda şarkısı olsun artık Islak Islak..
herşeyde olduğu gibi yine büyük bir dönüşüm..
bir aşktan bir vedaya..
uzun bir vedaya..

gecenin nemi mi düşmüş gözlerine
ne olur ıslak ıslak bakma öyle
saçını dök sineme derdini söyle
yeter ki ıslak ıslak bakma öyle

sürerim buluttan tarlaları
yağmurlar ekerim göğün göğsüne
güneşte demlerim senin çayını
yüreğimden süzer öyle veririm

ben feleğin şu çarkına çomak sokarım
ben feleğin tekerine çomak sokarım
yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
yeter ki ıslak ıslak bakma öyle

ne olur ıslak ıslak bakma öyle
ne olur ıslak ıslak bakma öyle
yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
yeter ki ıslak ıslak bakma öyle

(BARIŞ AKARSU - ISLAK ISLAK)

3 Temmuz 2007

marilyn manson


İnsan o havayı solumalı :)
konser havasını diyorum .. solumalı..
Sonunda çok istediğim bir konsere bir aksilik olmadan gidebildim.. daha önce niyetlendiğim; Placebo, Samael ve Orphaned Land konserleri zamanlarında hep aksilikler çıkmış ve gidememiştim :)
Marilyn heyecanım günler öncesinden başlamıştı zaten.. ama son günü ne ben anlatayım ne de siz dinleyin ahahaha :)

Pazartesi ay başı olması dolayısıyla yoğun bi şekilde çalışıp, öğleden sonra kıyafet değiştirilip, saç baş uygun şekilde yapılıp, ojeler sürüldükten sonra çanta tamamen boşaltıldı.. daha önce bu tarz tek bir konsere (Manowar) gitmiş ve o konserin girişinde kapıda çantamdaki her şeyi boşaltmak zorunda kalmıştım. İçeriye bir kalem bile sokmamıza izin vermemişlerdi.. ben yine aynı şey olucak diye düşünerek bu kez hayatımın en boş çantalı İstanbul seyahatini gerçekleştirdim.. Çantamda bulunanlar: sweet, yedek body, cüzdan, telefon. Sadece ve sadece bu 4 parça ile gittim ya istanbula hala inanamıyorum.. yani bir tarak bile almadan.. ve çok pişman oldum. Çünkü bu kez de tam aksine fotoğraf makinesi bile serbestti.. ah ah.. hem yol boyu hem de konser sırasında ben fotoğraf makinesizdim !!

Hani şu heryerde reklamını gördüğümüz “İstanbul-Bursa arası sadece 75 dk.” hızlı feribotlarını test ettim.. hakkaten hakkını vermek lazım süper bi alet. Eski denizotobüslerini ve her dalgada havalanışlarımızı düşünürsek, bu aletle en ufak bir sarsıntı geçirmeden (deniz çok dalgalıydı üstelik) ulaşıyorsunuz karşı kıyıya :) gidişte 90 dönüşte 80 dk. sürdü bu arada yolculuk..

Bursadan İstanbula bir buçuk saatte gidip Yenikapıdan Kilyosa 3 saatte ulaşmak da bi ilginç doğrusu. Ama sahilden çok keyifli bir sohbet eşliğinde yolculuk yapıp, bir sürü de güzel yerler gördüğüm için hiç şikayetim olmadı :)

Festival alanı harika bir yerde. Serin bir Karadeniz havası, dalgalı bir deniz ve bir sayfiye kentinde kurulan pistler, çadırlar.. sanki çok farklı bir arena adeta..

Marilyn Manson konseri festivalin kapanış konseri idi. Cuma gününden gidip onlarca grubun konserini izlemiş müthiş yorgun festival insanlarına kalabalık miktarda M.M. hayranı eklenince ortalık görülmeye değerdi doğrusu. Sanırım bir pazartesi akşamı olması dolayısıyla böyle bir kalabalık beklenmiyordu.

Mekan da, ses sitemi de, güvenlik önlemleri de ve hepsinden önemlisi M.M da harikaydı..
Konserin açılış parçası benim geçen hafta sitemde yayınladığım If I Was Your Vampire olunca ben pek bi keyifli başladım zaten konsere :) ki açılış için bence çok iyi bir seçimdi.. şarkının gerek giriş kısmı, gerekse ilk basların vurulduğu kısım falan süperdi..
benim listeden epey bi şarkı vardı repartuvarda :) ve ben o şarkıları söylediği sıradaki keyfimi, mutluluğumu, hislerimi anlatamam.. If I Was Your Vampire, Tainted Love, Sweet Dreams, Heart Shaped Glasses,..
Evidence ı çalmadı üzüldüm..
This Is The New Shit i çalsa tam gaz olurdu…
Great Big White World u çaldı şaşırdım..

Bryan Warner ın tipi konusunda pek bir yorum yapmayacağım zira hepimizce su götürmez bir gerçek korkunç bir yüzü olduğu :) makyajsız hali daha da feci.. bunlar tamam ama ben kesinlikle bu kadar iri bir adam beklemiyordum !! Sanki ben böyle eciş bücüş kemik yığını bir adam bekliyordum. Ama Bryan hem etli butlu hem de epey bi uzundu yauf ahahahah :)

Çok konsere gittiğim söylenemez ama gittiğim konserlerin içindeki tabiki en en en eğlendiğim, en zıpladığım, en bağırdığım (böğürdüğüm) konserdi.. sağ ayak tabanım zıplamaktan dolayı su toplamış :) sesim kısılmadıysa bu ses tellerimin sağlamlığındandır.. yoksa 80 dakika kadar hiç susmadım ben de Bryan gibi :)

Sahnede kaldığı süre içerisinde hem görsel bir şov –sanırım Türkiye’de olduğu için pek ustrupluydu- , hem harika ve hiç düşmeyen performansı ve her şeyden önce mükemmel sesi ile eksiksiz bir konserdi diyebilirim kendi açımdan.. ilginç mikrofon sapı, kırmızı şerit göz makyajı, bir ara sahneye doğru eğilip kırmızı rujunu eliyle çeneye kadar yayması, ve konser sırasında el, ayak, bacak, kalça hareketleri ile yine de işte Marilyn Manson dedirtti :)

Yine gelse hiç düşünmeden yine giderim.. sen çok yaşa M.M, bana böyle keyifli bir gece geçirttin ya..

Konser sırasında ister istemez çevrendeki insanlarla çarpışma falan gibi fiziksel temaslar yaşıyorsun.. -ki ben eğer sahne önünde olmasaydım, o kalabalığın içinde kesin ezilmiştim..- konserin son yarısında arkamda bir genç vardı.. sık sık birbirimize çarpıp sonra göz göze gelip kibarca "afedersin" anlamında birbirimize gülümsedik.. tipi ve makyajı Placebo nun solistine benzediğinden, “özenti gençlik” diye düşünüp kaale almadığım bu genç sayesinde bol miktarda Mtv nin sahne önü kamerasında boy gösterip, içimden “alla alla neden kamera ikide bir bu kısmı çekiyor ki” diye söylenip hala durumu anlamayıp, taaa konserin sonunda bi sürü kişi gelip o gençle fotoğraf çekilince “sanırım bu genç ünlü” deyip ancak düşen jetonlarım sayesinde, The Horrors grubundan biri olduğunu öğrendim :) Şu fotoğrafta sol altta gördüğünüz şahsiyetle, yani M.M konserini birlikte izleyip, birbirimize sık sık gülümsediğimiz, kaale almadığım Horrors elemanıyla bu yüzden bir fotoğrafım bile yok. Zaten bi de insanlar gelip fotoğraf falan çekilmek isteyince çocuğun yüzüne bön bön bakmıştım “ne oluyo ki, sen kimsin ki” gibilerinden.. o da sıkılgan mahcup bi şekilde bakmıştı bana..
böyle işte..

Şimdi diyorum ki… Şurdan izlenmeli Sweet Dreams.. ki dün geceki kalabalık ve o atmosfer görülsün diye..
Ve aşağıdaki linkten indirilip dinlenmeli yine sol albümünden muhteşem bir şarkı.. hissedilsin diye.. :)

(MARILYN MANSON - HEART-SHAPED GLASSES)