26 Nisan 2008

sahte..


“bernadan ilhana, şuleden sabinama, serdardan orhana, hepsinin adını sayamayacağım tüm arkadaşlarıma destekleri ve bana sundukları farklı bakış açıları için... ama en çok aslıya beni kendime getirdiği için... ağladığımı anlayınca gecenin bi vakti koşup gelen erola anneliğimi en yakın göz olarak gözlemleyip ortadaki başarıyı tarafsızca anlattığı için... canımdan çok sevdiğim kardeşime o insanlarla aynı birikim, kültür ve bakışaçısında olmadığımı iyice bellettiği için... bir çıktı halinde hepsini okuttuğum canım anneme ve babama, benim anneliğimi kendi gözlerinden anlattıkları ve annelikten de önce aslında saygının ve terbiyenin ve seviyenin ne demek olduğunu bir kez daha anlattıkları için.. ve canımda öte kızıma her daim gülen ve ışıldayan gözleriyle, yüzünden akan mutluluğuyla en güzel cevabı verdiği için..
hepiniz iyi ki varsınız..
ve ben sizleri çok seviyorum..”


dün gece tek cümle günlüğüme bunları yazmıştım.. evet gerçekten de öyle..

bu ve buna benzer ileride de oluşabilecek olayları tek bir yazı ile açıklayıp kapatacağım. Çünkü aslında sitemde bu tür şeyleri sürekli yazmak pek de hoşuma gitmiyor.. yazılacak bir sürü kitap film anlatılacak bir sürü güzel yerler varken..
bu konuya değinmişken sürekli bana sorulan bir takım soruların da cevaplarını da vermiş olacağım..
Yorum kısmını da bu yazı için kapalı tutacağım. Zaten tüm arkadaşlarım 2 gündür yazdılar konuyla ilgili..

bir kadının sanırım en hassas olduğu noktalardan biri anneliği..
yani o kadın benim her şeyime saldırabilir, istediği şeyleri söyler hatta dilerse orospu bile diyebilir.. umrumda bile olmazdı.. ama konu annelik olunca bi de üstüne öyle bi kadından bunları okuyunca elim ayağım birbirine dolanmıştı..
ben onun anlattığı gibi bir anne olmadığımı zaten biliyorum..
ne diyor benim güzel arkadaşım Aslı: “Annelere, evli kadınlara, bekar kadınlara, dul kadınlara dayatılan rollere girmediğin için, salt insan olduğun için, özgür bir insan olarak varolabildiğin için ve salt varlığınla kızına da özgürlüğü aşıladığın için seni yürekten kutlarım. Çocuğuna vereceğin hiçbir şey, çocuğunun kişiliğine katacağın özgüven, özgürlük bilinci ve sevgiden daha değerli değildir.
evet gerçekten Aslının dediği gibi, boşanmış kadına dayatılan bir hayatı sürmüyorum ben..
büyük bir savaşım var her şeyden önce bu konuda.. ve içimde taşıdığım coşku dolu kocaman bir yürek.. ve beni destekleyen harika bir ailem ve harika arkadaşlarım var..

öncelikle kısacık suçlamaları özetleyeyim.. diyor ki o kadın; 1.oda ya baktığınızda mükemmel bir anne portresi çiziyormuşum, ama bunlar sahnedeki tek kişilik gösterilermiş ve sahtelermiş.. çünkü 7.oda ya baktığınızda Yoğun Sosyal hayatım çerçevesinde konserler sinemalar fotoğraf ve şehirdışı gezileri arasında kızımla HİÇ yalnız zaman geçirmiyormuşum.. ve bu yoğun sosyalleşmemin nedeni de yalnız kalıp aynaya bakmaktan korktuğum içinmiş.. güzel yazılar yazmamın nedeni alkış toplama merakımdanmış.. ve bugüne kadar hiç gerçek sevgiyi tatmadığım için bunca sosyalmişim.. çocuğumu anneanne ve dedeye bırakıp bencilce kendi hayatımı yaşıyormuşum.. oysa annelik bu değilmiş.. annelik onu sabah balkondan el sallayarak okula göndermek, annelik ona kurabiyeler pişirmek, masal okumak vs.. uzayıp gidiyor.. bu henüz anne olmamış 34 yaşındaki kadın kendi çerçevesinde anneliğin ne olduğunu uzunca anlatmış ve benim de sadece biyolojik anne olduğuma karar vermiş..

evet o kadının 2 sayfa boyunca yazdığı yazının temel özeti bu şekilde..
kadınla ne yüzyüze gelmişliğim ne de 5 dakika konuşmuşluğum var.. birilerinden duyduğu şekilde beni kafasında şekillendirip bi de üstüne yazı yazabilecek kadar akıllı, evli bir adamla bir ilişki yaşayabilecek kadar cesur bir kadın ama kendileri.. üstelik de yaşına uygun bir olgunluk, terbiye ve seviyede..!! ya da biz bu durumdan onun hayata ve ilişkilere ve her şeyden önce hemcinslerine olan bakış açısını her şeyi çözebiliyoruz.. herşeyden önce bir başkasına saldırmadan önce insan kendine bakmalı..

herkes onları adam yerine koyup cevap vermeme kızsa da, onlarla hayata aynı pencereden aynı birikimden aynı düzeyden bakmadığımı söyleseler de, sevgili Erdem in deyişiyle; bu yazıyı sitesinde yazan kadın ile bu yazıyı onaylayan ve yazdıran erkeğin Tencere-Kapak olduğunu bilsem de.. insan cevap vermeden duramıyor işte..

bu yazının üstüne.. ilk önce 1.oda yı artık şifreli yayına geçirdim.. zaten bizi okumak isteyen ve içinde kötü niyet taşımayan herkes bu şekilde de okuyabiliyor.. henüz davetiyesini göndermediğim arkadaşlar da maille bana ulaşabilirler.. Flickr daki fotoğraf sitemizi yok ettim.. Öykünün bulunduğu fotoğrafları yine yeni bir şifreli blogda toplayacağım..
bu bir süredir düşündüğüm bir değişiklikti.. o yazı ve yazının ardında yatanlar kararımı kesinleştirmeme neden oldu..

ve şimdi gelelim benim söylemek istediklerime:
evet ben bir anneyim..ama ben sadece bir anne değilim.. anneliğin yanında kadınım !
evet geziyorum, evet sinemaya gidiyorum, evet konserlere gidiyorum, evet kitaplar okuyorum, evet filmler izliyorum, evet fotoğraf gezilerine katılıyorum, evet şehirdışına gidiyorum… evet tüm bunların hepsini yapabiliyorum. Ve bunları yapabildiğim için de çok da mutluyum ayrıca..
ama ben bunların hiç birini anneliğimden ödün vererek ve kızımı ihmal ederek yapmıyorum..
ve o kadının söylediği gibi Yoğun bir şekilde değil..
yoğun bir konser hayatım yok.. hayatım boyunca iki konsere gidebildim ben.. biri yıllar önce Manowar, biri de geçen yıl Marilyn Manson.. gitmeyi istediğim pek çok konser oldu ama gidemedim hep kızım sebebiyle..
yoğun bir sinema hayatım yok .. ayda bikaç kez gidebiliyorum maalesef.. o da haftasonu gece en geç matineye.. yani kızımın uyuduğu saatlerde..
ama çok film izliyorum.. evimde.. öykü uyuduktan sonra..
ama kitap okuyorum.. dergi okuyorum.. evimde.. öykü uyuduktan sonra..
ayda bir haftasonu şehirdışına çıkıyorum.. ya bir fotoğraf gezisi oluyor bu.. ya da kardeşime gidiyorum istanbula.. ve istanbuldaki arkadaşlarımla da buluşuyorum..
ve Pazar günleri babası aldığında Öyküyü çıkıp arkadaşlarımla kahve içiyorum..
aha bütün sosyal hayatım bundan ibarettir benim :)

dedim ya.. ben hem bir anneyim hem de bir kadınım..
ne mutlu bana ki, ikisinin de hakkını vererek yaşayabiliyorum..
ve tirajı komik bir hadise var ki asıl ortada.. iki sevgili sürekli benim hayatımı izliyorlar !! bu enterasan bir durum.. fatoş nereye gitmiş, fatoş ne yapmış, fatoş ne yazmış, hımm fatoş gene şuraya gitmiş demek ki kızını ihmal etmiş, fatoş şöyle fatoş böyle..
ikisi de benim hakkımda yorumlar üretiyor, ama sonuç şu: beni takip ediyorlar !!!
çünkü bir blog sahibi herkes bilir ki, biz sitemize giren ziyarteçilerimizi görürüz. statcounter veya buna benzer siteler sayesinde.. ve çalıştığınız yer kurumsal bir firma ise genelde ip numarsı static dir ve ismedir. yani ben bu kadını da ne zamanlar siteme giriyor görüyorum, onlara takipçilik yapan kiel çalışanını da..
benim bildiğim sevgiliyken aşıkken insanın gözü sadece sevdiğini görür, coşkuludur, mutludur, başka bir kadını takip ederek yaşanan bir ilişkiye de böyle bir sevgiye de ben verilecek ad bulamadım, o kadar psikopat filmi izlememe rağmen..

ben evlenmeyeceğim arkadaşlar.. evimde büyüme çağı yaşayan bir kız çocuğum varken evlenme ihtimalim gerçekten neredeyse sıfır.. bu derece bir güven ve bu derece bir sevgi şimdilik zor görünüyor benim için..
ben şu an için sevgili de istemiyorum arkadaşlar.. çünkü gerçekten benim sevgiliye ayıracak bir zamanım yok.. görüyorsunuz, yoğun konser sinema fotoğraf ve şehirdışı gezileri programlarımdan bir sevgiliye zaman kalmıyor ahahahahahah :)
bu arkadaşlarla iki gündür aramızda espri kaynağı oldu, yeni lakabım: yoğun sosyal insan :)
ve ben bu arkadaşları her hafta o kadar çok ekiyorum ki, öyküyle şu var öyküyle bu var diye..
artık o kadının yazısından sonra kimse inanmıyor bana.. sen kızımla planım var deyip bize yalan söylüyormuşsun meğer yoğun sosyal kadın diyorlar :)

şaka bir yana gerçekten bir sevgiliye zamanım yok..
haftaiçi kesinlikle çok önemli olmadığı sürece dışarıya çıkmıyorum.. çünkü bizim her akşam yoğun zorlu ödevlerimiz oluyor.. gerçi kızım erken uyuyor. 21.30 da uyumuş oluyor ve sonrası bana ait zaman ama o saatten sonra dışarı çıkmak, zaten yorgunken ve ertesi sabah işe gideceğimi düşününce zor geliyor.. ben de işte yoğun sosyal ev hayatımı yaşıyorum o saatten sonra.. filmimi izliyorum, kitabımı okuyorum, fotoğraflarımı düzenliyorum, sitelerimle ilgileniyorum vs.. yani yalnız kalmaktan korktuğum falan da yok aksine yalnız kalmayı benim kadar seven bir kadın da zor bulunur. yalnız kalabilmek için neler yaptığımı da zamanında benimle yaşamış kişiler gayet iyi bilirler. ne mutlu ki aynalarla da aram iyi benim.. ne kendimle yüzleşmek gibi bir derdim oldu, ne de başka tanımadığım kadınlara sataşıp, başka kadınları yererek kendi değerimi ispatlamaya..
bütün bir haftayı bu şekilde geçirdikten sonra haftasonu geliyor.. ya Cuma ya da Cumartesi gecesi için yapıyorum kişisel planımı.. ve sanırım haftada bir gece buluşmayla yaşanacak ilişkiye sevgili denmez değil mi..
cumartesi istisnasız tüm gün kızımlayım.. ödevlerimizi yaptıktan sonra hava şartlarına ve öykünün sağlık durumuna göre bişeyler yaparız.. biz evde de dışarıda da çok eğleniriz.. hiç problem değildir cumartesiyi evde geçirmemiz.. her cumartesi akşamı anne kız ikimizin de deli olduğumuza karar vererek uyuruz :)
ve Pazar.. bazı pazarlar babası alır.. işte o zaman ben de çıkıp bir kahve içerim arkadaşlarla..

bu bizim süregiden normal bir haftamızdır..
işte sadece ayda bir haftasonu şehir dışına kaçarım..

evlenmeye niyetimin olmaması yani koca ve sevgili arayışı içinde olmamam beni yeterince özgür kılıyor.. çok fazla arkadaşım var.. ve ben şu an hayatımda bulunan bütün arkadaşlarımı çokk seviyorum.. zaten hayatımda yeri kalmamış bir zamanlar adı arkadaş olan insanları da boşanma döneminde temizlemiştim..
yani bu özgürlüğün de hakkını vererek şartlarım doğrultusunda, kimseye bi kötülük yapmadan, kimseye saldırmadan, kimseyle uğraşmadan yaşayıp gidiyorum..

amaaa
ühühühühühü çok kötü bir anneyim ben, çocuğu anneanne dedeye bırakıp bencilce kendi hayatımı yaşamaya gidiyorum..
neden.. çünkü sadece biyolojik bir anneyim ben.. bunu da en iyi o kadın bilir..
ben aslında hayatım boyunca gerçek sevgi tatmadığım için böyleyim arkadaşlar.. nolur sevin beni !!! nolur gerçekten sevin beni !! sevin ki kurtulayım şu sosyal hayattan yahu !! bıktım artık sinema konser fotoğraf gezmek falan.. aaa yok mu içinizde beni gerçekten sevecek biri ühühühühühü..
yalnız kalmaktan da korkuyorum hem ben.. hiç sevmem yalnızlığı.. ondan böyle her akşam evimdeyim tek başıma.. ayna mı .. aaaaaaaaaaaaa… o ne.. uzak tutun benden.. içimdeki karanlıktan içimdeki kötülükten içimdeki adi karıdan korkuyorum yüzleşmemem lazım.. çok kötü çok ne yapıcam bilemiyorum.. en iyisi ben de tanımadığım kadınlara özellikle anneliklerine saldırayım, bi taraflarımı epey tatmin etmiş olurum böylece.
sahnede tek kişilik sahte mükemmellik gösterileri yapmayı da çok seviyorum bakın…
ben mükemmelimmm ben mükemmelimmm
duyuyor musunuz??
Tüm bunların hepsi sahte.. hele 1.oda da 2 yıldır okuduklarınız gördükleriniz aaaa anlamamış mıydınız sahte olduğumu(zu). Ben sahte mutluluk gösterileri yaparken mükemmelce, Öykü ye de öğrettim bi yandan.. o da sahte.. o da size sahteden mutluymuş gibi yapıyorduuuuu
Tüh tüh demek anlayamamıştınız..
Ama bakın akıllı kadınlar çözüyor işi !!! biraz ondan ders almanızı tavsiye ederim şiddetle !!
biz analı kızlı mükemmel bir sahne göstericileriyiz .. ah ah bi yönetmen keşfetsin diye bekliyoruz yıllardır.. hele siz bir de bizi evde görmelisiniz.. tüm o gülme krizlerimiz birbirimizi ısırma krizlerimiz falan hepsi sahte ayol .. bakın yukarıdaki fotoğraf da sahte gösterilerimizden bir kanıt size !!
Akıllı olun.. artık sahtelikleri görün !!
Ve bilin öykünün sahte olmayan mutlulukları ve okuldaki başarıları falan o kadına ait.. ben sadece biyolojik anneyim..
Ben sadece alkış meraklısı, bugüne kadar hiç gerçek sevgiyi tatmamış, aynalardan korkan, adi düzenbaz bir yalancıyım.. ama merak etmeyin sadece sizi kandırmadım bugüne kadar.. en yakınlarımı da kandırdım yıllardır..
Oh beee itiraf etmek ne güzelmiş..

Evet itirafımı da yaptığıma göre konuyu toparlayıp son noktayı koyup, bir daha buna benzer olacak tüm saldırılara da kapalı olduğumu belirtmek istiyorum..
ve siz de sevgili tencere kapak; beni takip etmek, nereye gittiğimi ne giydiğimi, ne bok yediğimi takip edip sürekli beni çekiştirmektense kendi ilişkinize bakıp, içinde beni yaşamadığınız normal insanlar gibi sevgili olun.. baş başa kaldığınızda beni konuşmak yerine çok daha güzel şeyler yapabilmelisiniz..

Eskişehirden sevgili okurumuzun dediği gibi; en berbat hırsızlar zaman ve neşe hırsızlarıdır..
bu yüzden 2 günüm zaten çalınmışken, yoğun hayatıma kaldığım yerden devam ediyorum !!
Lost da başlamış hem yaw.. :)

Nokta..

(AF BENİM İŞİM DEĞİL)