21 Nisan 2008

32 yaşındayım ben :)


Düşmenin üzerine bir hafta annenizde yatarsanız, o da sizi böyle şahane bi şekilde beslerse durum ne olur :)
yüzüme renk gelmiş bi halde çıktım walla evden..
hani insan arada bir düşmeli mi ne diyesim geldi de..
yok yok sırt ağrılarım hala feci.. kas gevşeticimi içtiğimde normal hareket edebiliyorum :)

Haftasonu istanbula gittim..
daha bir ay önceden planlanmış bir seyahatti.. belki de daha bile önce hatırlayamıyorum..
Cuma akşamı kardeşimin evinden çıktım, Bahariye caddesinde yürürken bir genç erkekle gözgöze geldik.. ama hani toplasanız 5 saniye sürmemiştir.. bana sorsanız 20 li yaşlarında gencecik :) ama ben yaş tahmini konusunda çok da kötüyümdür aslında.. ufak gözgöze gelme anımızın ardından ben gözlerimi kaçırdım her zaman yaptığım gibi.. birbirimizin yanından geçtik gittik ben bir daha dönüp yüzüne bakmadan..
Barlar sokağına gidiyordum ben.. Bahariye her zaman ki gibi cıvıl cıvıldı.. o yolda yürümeyi hep sevmişimdir zaten.. içime hep tarifsiz bir mutluluk doldurur.. sanki tüm sıkıntılardan uzak bir dünya gibi gelir gözüme hep.. yaklaşık olarak 10 dakika kadar yürüdükten sonra Bahariyedan sağa sapıp nerdeyse barlar sokağına dönmek üzereyken hemen ardımdan bir ses duydum..
- bakar mısınız..
döndüm.. baktım.. aynı genç.. yine göz göze geldik.. neden bilmiyorum durmadım.. yürümeye devam ettim..
- biliyorum çok tuhaf olacak ama size bişey söylemek istiyorum..
ben ne yapacağımı bilemediğim hemen hemen tüm durumlarda gülümserim.. hatta belki gülerim .. ama sessizce..
yine döndüm ona doğru ve gülümsedim..
- söyleyin
eli ayağı birbirine dolaşmış gibiydi.. şaşkındı aslında.. sanırım ne yaptığını o da tam olarak bilmiyordu..
- hayır vazgeçtim, dalga geçiyorsunuz belli..
- hayır dalga geçmiyorum söyleyin..
- ne diyeceğimi bilmiyorum aslında..
- o zaman söylemeyin..
yine gülümsedim ve yoluma devam ettim..
- aslında anlamışsınızdır ne demeye çalıştığımı..
aslında anladım mı ki gerçekten?? anladım da denebilir aslında, anlamadım da denebilir.. tanışmak mı istiyor ki acaba..
- hayır anlamadım..
- çok güzelsiniz !
yine gülümsüyorum..
- vaktiniz varsa bir kahve içebilir miyiz?
- Hayır içemeyiz
- Biliyordum zaten..
Dönüp yeniden bakıyorum yüzüne, hiç durmuyorum, o ise hafif ardımdan yürüyor hep..
- 32 yaşındayım ben..
…………………………………
ne kadar aptalım değil mi… söyler söylemez içimden kendime aptal dedim zaten..
ne alaka ise .. sanki yaşımı sordu.. öyle pat diye böyle cevap verilir mi yahu :)
ama ilk kez başıma böyle bişi geliyor.. ne diyeceğimi de bilemedim işte.. fazla da düşünmeden ağzımdan dökülüverdi o cümle.. aslında demeye çalıştığım şey, “hani bak sen çok gençsin, beni de muhtemelen kendin gibi sandın ama işte öyle değil durum, ben 32 yaşındayım, bakma böyle göründüğüme” idi..
- olsun, sorun ne ?
hakkaten sorun ne :) hani düşününce gerçekten sorun ne ? benim onunla kahve içmememin nedeni 32 yaşında olmam mı hakkaten..
aslında bilmiyorum belki de bu.. belki de değil..
- ben de 30 yaşındayım zaten..
ohaaa :) bana sorsanız ben hala 22 falan diyeceğim.. dönüp bi daha bakıyorum yüzüne.. ama hala durmuyorum.. ve birazdan kardeşimin yanında olmak üzereyim..
susuyorum..
- gerçekten bana biraz zaman ayıramaz mısınız ?
- gerçekten ayıramam.. birazdan kardeşimin yanında olacağım, siz de böyle yürümeye devam ederseniz benimle, siz de kardeşimin yanında olacaksınız..
- anladım, gitmem gerekiyor yani..
- evet..
- kardeşiniz nerede
- şurada
elimle hemen 30 metre ilerideki yeri işaret ediyorum..
- size bir daha nasıl ulaşabilirim..
- kısmet..
yüzü asılıyor çokça..
- kısmet..
- hoşçakalın..
- peki..
-umarım bir daha karşılaşırız..
kardeşimin bulunduğu mekana giriyorum yüzümdeki hala o aptal gülümseme ile..
:)

o akşam kardeşimle biraz zaman geçirdikten sonra, o programını yapmaya geçince ben de neredeyse 2 yıldır görmediğim bir arkadaşıma gidiyorum..
arkadaşıma girer girmez ilk sözü:
- ne kadar güzelleşmişsinnnnnn
artık gülümseme değil kahkaha atıyorum :)
- e saçlarım uzadı, kilo aldım (artık yollarda uçmuyorum:) ve boşandım daha ne olsun diyorum ben güzelleşmeyeyim de kim güzelleşsin :)
yakında narsist olup çıkıcam zaten böyle giderse ahahahaah:)
- gel kız buraya fıstık
diyor ve kocaman sarılıyoruz.. çok keyifli bir gece geçiriyorum.. uzuuunnn zamandır içmiyordum hem vodka, hangi elma suyunu kullandı arkadaşa soracaktım bak .. hiç durmadan sohbet falan derken kardeşimin program bitim saatinde gecenin bi vakti eve dönüyorum.. aa Büyüksünabi de istanbulda :) sabaha kadar da kardeşim, sevgilisi ve büyüksünabi ile sohbet derken benim piller bitiyor :)
sabah –ne sabahı öğlen- korkunç bir başağrısı ile uyanıyorum.. kim dedi iç diye hayret bişi içme işte dimi :) sırtım da ağrıyor :) akşamüstü GürayOnok gelecek.. o gelene kadar kahvaltı ve kendine gelme, başağrısını geçirme faslı sürüyor.. Güray ı iskeleden alıyorum, onu da biraz yürütüp dvd alışverişine götürüyorum :) film almadan istanbuldan ayrılınır mı yahu :)
Öykü keser zaten elim boş dönersem.. bahariye de ki Epsilon kapanmış yerine pizzacı açılmış, kitap alamıyorum. Ama neyse ki bisürü çizgifilm ve film buldum yine :)
Güray hiç susmuyor o akşam.. ne kadar çok şey biliyor.. bazen bişey anlatırken bikaç kitaptan örnek vererek anlatıyor, ve anlatırken –hani diyor şu kitaptaki şu kahraman gibi- oysa ben o kitabı okumadım ama yaf.. kendi kendime utanıyorum kızıyorum neden bunca az okudum diye.. evlilikle birlikte vazgeçtiğim kitapları hatırlıyorum.. nasıl kızıyorum kendime.. nasıl kızıyorum .. nasıl içim yanıyor boşa geçen birsürü yılımı yeniden hatırlayınca.. çok okumam lazım diyorum.. kardeşim geliyor aklıma.. o da bana kızıyor hep az okuyorum diye.. Güray devam ediyor anlatmaya.. bana okumam için bisürü şey de hediye etti hem.. çok mutlu oluyorum.. ve o gece karar veriyorum, kardeşimin heryeri kitap olan evinde, Gürayın sözleri arasında.. bundan sonra bahane bulmak yok, kesinlikle her gece yatakta en az 1 saat kitap okunacak.. öyle yolda tuvalette dar zamanlarda kitap okumakla yetinilmeyecek.. kitaba özel zaman ayrılacak.. bu yatağa elinde kitabınla bir saat erken girmek demek sadece o kadar…
Bu kez çok kesin kararlıyım..
Ertesi gün.. bursaya dönerken Büyüksünabi ile de konuşuyoruz bunları.. tembelliğimizden bahsediyoruz.. salak saçma tembelliklerimizi ve boşa harcadığımız zamanları itiraf ediyoruz birbirimize yol boyunca.. o da karar veriyor… :)

Ve eve dönüyorum nihayet.. kapıda üstüme atlıyor benim prensesim.. ne kadar büyümüş geliyor gözüme hemen iki günden sonra.. bu kadar büyük kızım olduğuna hayret ediyorum :)
“32 yaşındayım ben” geliyor aklıma :)
gülümsüyorum..
gece bir ara nete bakıyorum.. sevgili Aslı ebelemiş beni :)
hem de konu kitaplar.. yuh diyorum bu kadar üst üste gelir.. –en kısa zamanda yazacağım kitaplarım üzerine bir yazı-
ve evet gece kararımı uygulayıp 00:30 da giriyorum yatağa elimde kitabımla..
1 saat kitabımı okuyup huzurla uykuya dalıyorum..

(CALLA - RISE)

18 yorum:

Adsız dedi ki...

TABİ CANIM ÇOCUK HAKLI NE BİLSİN SENİN 32 YAŞINDA OLDUĞUNU MAŞALLAHIN VAR 18 LİK ÇITIR GİBİSİN ALLAH NAZARDAN KORUSUN SENİ :)

7.oda dedi ki...

oh oh :) teşekkür ederim canım arkadaşım :) sen de fena değilsin hani.. rejime devam hadi sakın pes etme :)

şule dedi ki...

sevgili 7.oda; alemsin ne diyeyim, anne evinde dinlenmissin, toparlanmissin, istanbul'a gelmissin gezmeye, e bahar da gelmis ustelik..."32 yasindayim" ne alaka simdi? :) cok guldum cok...

egemavisi dedi ki...

İlk olarak fotoğrafa bayıldım.
"Kahve", "merhaba", "32", "biliyordum zaten"...
O arkadaşın yerinde bir an kendim varmışım gibi düşündüm. Üzülmüştür. :(
Ama hakikaten yaş mevzusu nereden çıktı?
Yazıyı okuyunca duygu karmaşası yaşadım. İşte bu cümleler döküldü klavyemden.

baha dedi ki...

Hem sizin hem de olayin kahramaninin hafizasinda uzun sure kalacak bir an olmuş :)

7.oda dedi ki...

sevgili Şule; evet evet bahar geldi dimi :) kafamda ben çok alaka kurdum o an zincirleme bisürü şeyi aynı anda düşündüm de.. dışarı cümle olarak sadece o çıktı işte.. yahu tamama kabul ediyorum aptalcaydı :) hemen farkına vardım da.. e artık çıkmıştı ağzımdan :))

sevgili Egemavisi; üzüldü hakikaten. öyle temiz yüzlü bi gençti.. öyle maganda tipli falan değildi yani.. yaş mevzusunun altında aslında öyle çok şey var ki.. bunları anlatmak da güç.. belki içten içe ürkmüş ve o an nasıl rededeceğimi ne diyeceğimi bilememek en büyük neden olabilir.. hani defol git deyip terslenecek bir olay değildi.. kibarca rededecektim ama kafamda o an hiç bişey bulamadım yaf :) sonra da işte yazıda dediğim gibi düşündümki; o beni çok genç zannederek peşimden geldi, çünkü görsen beni minicik bişeyim ben. fotoğraflarda bile büyük gösteririm. bu yüzden ona demeye çalıştığım şey hani ben senin tahmin ettiğin gibi genç biri değilim idi..
çuvalladım kabul :)
bu arada fotoğrafı Öykü çekti :)

sevgili Baha; sanırım aynen dediğin gibi :)

egemavisi dedi ki...

"görsen beni minicik bişeyim ben. fotoğraflarda bile büyük gösteririm"
Allah iyiliğinizi versin. Ne kadar masum bir kendini ifade şekli.
Bir gün karşılaşırız, ki tanışmayı çok isterim, o zaman görebilirim sizi.
Bir de Öykü, fotoğrafçılıkta annesini geçecek böyle giderse. :)

Vladimir dedi ki...

Mükemmel..

neverending nightmare dedi ki...

bir şarkı sözü var : ne ahlak ne de sevgi gökten dünyaya indi, insanlık istedi ve keşfetti hepsini..
neden ki ben 32 yaşındayım? çünkü öyle öğretildi bize, zamanında birilerinin koyduğu kuralları benimsemek zorunda bırakıldık..toplumun dayatmaları..
cidden ne önemi var 32 yaşın? öenmli olan hissedebilmek değil mi?

asliberry dedi ki...

Çok şeker.

Bir de üste "benim için çok genç ve fakirsin" deseydin keşke.

Sen bunları anlatırken aklıma bir film geldi, çok bilindik değil, üçüncü sınıf bir aşk filmdiydi. Kız oğlana eğer kısmetse karşılaşırız demişti. Oğlan paraya telefonunu yazıp kıza mı vermişti, kız onu biletçiye mi vermişti? Eğer kısmetse o para tekrar bana döner buluşuruz mu demişti? Sonra para kıza geri döndü müydü? Yoksa uyduruyor muyum?

Adsız dedi ki...

işte bu kadın olmak.
siz hiç bir erkek düşünebiliyor musunuz; 20 li yaşlarında bir kız böyle bir teklif yaptığında ona dönüp "ama ben 32 yaşındayım" desin.
ben asla böyle bir ihtimal vermiyorum.
kadın olmak bu demek işte.
sizi ve aslında o kısacık cümleye neler sığdırdığınızı çok iyi anladım.

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

çok güzelsiniz hanımefendi de istanbula gelip bir çayımızı içmeden gitmenizde bir o kadar ayıp :((((

oku kitapları önünden mi aldık hem :)))

buarada yaşını gösteriyorsun diye genç çocukların duygularıyla oynamak neden ::))))

şaka bir yana ellerine sağlık çok güzel bir yazıyı çok gülerek eğlenerek okudum...

gezmek sana yakışıyor sen gezince aşıyorsun kendini ....

Ferhanca dedi ki...

Cok guzel olmus bende sizin gibi yasimi pat diye soyleyenlerdenim inan kim inanmiyor kimse..
iki cocuk evli ye ekleyince hadi canim diyorlar cocucklari ana okulunda dogurdum seklinde klasik espirimi yapiyorum ne yapalim yasini gosetermeyen bizler.
sevgiler.

kurşunkalem dedi ki...

çok güzel bir yazı,gülümseyerek okudum:)Yaşınızı gerçekten göstermiyorsunuz.Ancak 20 li yaşlarda derim..
1.odanın başına gelenler çok can sıkıcı.ben de okumaya devam etmek isterim.Tam olarak neler oldu,bilmiyorum,ama hatırlarsanız ben yazmaya başladığımda bu konuda biraz konuşmuştuk.Hala endişe ediyorum ben de...

Adsız dedi ki...

sevgili 7 nci oda öyle tatlısın ki!...sadece görünen değil görünmeyen yüzünde...

okyanus dedi ki...

çok şirinsin:)
en güzel yaşarındasın..

kızınla olan dünyanda kocaman mutluluklar...

[ilki yazımı yazım hatasından dolayı sildim,digeride bilgisayarım teknik hatasından oldu:)]

Biraz dedi ki...

alin cizgileri...en iyi yas tahmini yapma yeridir aslinda...alin cizgilerini gormek kisinin yasinin en az 30 olduguna isarettir Alin cizgisi yoksa ve 30yasin yukarisindaysa, o zaman da yavas yaslanan sansli insanlardanmis demektir.

dark... dedi ki...

:)guzel macera:)