19 Kasım 2011

Sayfiye Yazları



Apocalyptica - I Dont Care


“14-15 yaşları çocuklukla gençlik arasında tuhaf bir dönemdir. İnsan çok çabuk unutur o yaşlarda neler hissettiğini, neler düşündüğünü… İşine ne geliyorsa öyle olursun: duruma göre çocuk, duruma göre genç. Çocuk gruplarına büyüklük taslar, onları küçümsersin, senden büyük genç gruplarının arasına karışmak için de can atarsın.”

diyor Mehmet Açar, çok sevdiğim kitabı Çok Uzaklarda Bir Yaz’da.. Kitaptaki adsız kahramanımızın yazları Altınoluk’ta geçiyordu, benim de Erdek-Ocaklar’da.. Belki de o kitabı okurken hep kendimi Ocaklar’da düşlemem bu yüzdendi..

Ocaklar’ı keşfetmemiz ve artık her yaz oraya gitmemizin başlangıcı benim de 14 yaşlarıma denk geliyordu.. Ve aynen Açar’ın dediği gibi çocuklukla gençlik arasındaki tuhaf bir dönemdi o yaşlar.. Kendini büyümüş, genç bir kız olmaya başlamış gibi hissedersin. Dışarıya çıkıp arkadaşlarla yürüdüğün sahil kenarları ve oturup sohbet ettiğin çay bahçelerinde hep bunu hissedersin ve hatta herkesin de seni artık genç biri gördüğünü düşünürsün ama eve dönüp anne babayla yaptığın kavgaların sonucunda hala bir çocuk olduğunu anlarsın.. Sonuçta büyümek zor bir süreçtir, herkes yaşar bu zorluğu. Bu dönemleri yazlık sayfiye kentlerinde geçirmenin tadı ise bir başkadır. Böyle kentlerin kokusunu tarif etmek bile imkansızdır.. Okul bitip de, baba bütün aileyi arabaya toplayıp yola çıktığında başlar daha içindeki heyecan, o tarifsiz kokuyu duyumsaman.. Endişelerini, streslerini, derslerini her şeyi geride bırakırsın.. Ve artık 3 ay boyunca deniz ve kumsal ve arkadaşlar ve büyümek vardır önünde.. Hiçbir endişenin olmadığı, büyümekten başka hiçbir şeyi umursamadığın koca bir yaz..

Erdek-Ocaklar bu açıdan Marmara’nın en güzel sayfiye kentidir bana göre.. Güneşin denizden batıyor olması bile günün akşama dönme saatlerini daha umutlu kılar.. Denizi aşk kabul eden herkesin en mutlu olduğu andır o kızıllığın sularla seviştiği, güneşin dağların ardında kaybolduğu, sıcaklığın yerini hafif bir ürpermeye bıraktığı zamanlar.. Kumsala oturup hayal kurma vaktidir kızıllaşan sulara bakarak..


Ocaklarda çektiğim yüzlerce gün batımı fotoğraflarından birisi bu.. Bursa Fotoğraf İmece Topluluğu'nun "Griye Veda Renklere Merhaba" Projesinin 21. etap sergisi Bursa Faik Çelik Kız Teknik ve Meslek Lisesi'nde 26 Nisan 2011 Salı günü, saat 10:00'da yapılan törende gerçekleştirildi. Daha nice okulların renklenmesi adına, nice projelere..

12 yorum:

zoitsa dedi ki...

14-15 yaşlarında üstüne göre kıyafet bile bulamazsın..
erdeği hep merak ederdim;şimdi ocakları da..

7.oda dedi ki...

Zoicim, öyleyse bu yaz bekliyorum mutlaka seni Ocaklara :)

kıyafet konusunda.. evet kesinlikle haklısın.. hele eskiden çeşidin de az olduğu yıllarda ne zordu kıyafet almak yaşına ve isteğine göre !!

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

Bu yazıda kullanılan müzik bana çok bir tanıdık geldi :))

7.oda dedi ki...

:)) sen bana yeni şarkılar gönder.. ben onlardan fotoğraflar ve kelimeler üreteyim :))

mesed hanım. dedi ki...

Çocukluğuma baktım ilk paragrafı okuduktan sonra. Çocukluk hep kayıp, onu kurtaramadığım yerlerde hep.

Gün batımları kaybolan günü kurtarmanın şiirsel tek kaynağı oldu zaman zaman ve elbette nicelerine, her zaman.

7.oda dedi ki...

Luna, kaybolan çocukluklara içmeli o halde bunca büyümüşken bir günbatımında! Sen de gel bu yaz Ocaklar'a, ben de bolca kalem de var hem :)

kara kitap dedi ki...

deniz olmadan,kokusunu duymadan yaşayamam gibi geliyor.yine de büyük konuşmamak lazım.izmir dışında bir şehirde hayatta yaşamayacağım dedim.bursa'dayım.neyse ki mudanya var. :))

UÇAR dedi ki...

Çocukluğum; asla bulduğuma sevinemeyeceğim kaybettiğim tek oyuncağım...

Erdek Ocaklar'a bir kez gittim. Gittiğime pişman olmadığım tatillerimden biriydi. Ocaklar'la ilgili anlatılanlar şahane. Yalnız bir eksik var. Koruk suyu :)

Merhaba demek istedim.

banu dedi ki...

:) bizde sayenizde keşfettik ve en güzel tatillerimden birine ev sahipliği yaptı o muhteşem sahil kasabası :)
Bende o kitabı okurken ilerde bir gün ÖYKÜ'nünde Ocaklarda geçen yaz tatillerini yazacağını düşündüm hep.

7.oda dedi ki...

Karakitabım ve hatta o Mudanyada en kısa zamanda bir kahve içmek olsun ikimiz için ne dersin?

Uçar, kesinlikle koruk suyu ve hatta karadutu da unutmamak gerekir.. ama yine o kumsal boyunca yürümek en güzeli derim Ocaklar için :)

Banucum :) o tatilinizden Öykünün dişsiz gülüşlü fotoğrafınız var birlikte :) bu yaz mutlaka bizim eve de geliyorsunuz hiç anlamam :)

Annen dedi ki...

...AAA OCAKLAR... çok özlemişim... gün batımı bir başka olur Ocaklarda,, hele bir de çay içmesi deniz kenarında,,

Ocaklar dedi ki...

Makalenizi ilgiyle okuduk. Güzel Ocaklar'ımızı tanıttığınız için çok teşekkür ediyoruz. Elinize sağlık. Devamını bekliyoruz. :) Beldemiz hakkında daha fazla bilgi-fotoğraf isteyen gezginler için: http://www.ocaklar.co