4 Eylül 2011
DAVID DRAIMAN - FORSAKEN
göç mevsimi gelmiş..
bütün göçmen kuşlardan önce havalanıyor içimdeki kuşlar..
kanat sesleri canımı acıtıyor..
üstelik bu kez onları yatıştıracak, kalmalarını sağlayacak sıcak kelimelerim de yok elimde..
gitmesinler istiyorum sadece..
sadece gitmesinler..
herbirine bir umudumu dikmiştim..
herbirinin kanatlarının arasına usulca yerleştirmiştim gelecek güzel günlerin hayallerini..
şimdi içimde sadece kanat sesleri..
bu kez kopan değil uçan kanatlar acıtıyor yüreğimi..
selam olsun sana Daidalos..
göç mevsimi gelmiş..
içimdeki bütün umut kuşlarım havalanıyor..
hepsi bir anda terk ediyor..
durduracak gücüm yok..
balmumunu eritecek güneş yok..
hava ağır..
hava topyekun sessiz bir dehşette..
kuşlar uçuyor..
kuşlar göçüyor..
ve gözlerim kapanıyor..
Bursa Fotoğraf İmece Topluluğu'nun "Griye Veda Renklere Merhaba" Projesinin 19. etap sergisi Bursa Şehit Jandarma Asteğmen Zeki Burak Okay Lisesi'nde 28 Şubat 2011 Pazartesi günü, saat 10:00'da yapılan törende Yıldırım İlçe Milli Eğitim Müdürü Sn. Sebahattin Gençel’in, Okul Müdürü Sn. Hasan Seçkin ve Burfot Adına Sn. Koray Türkay’ın yaptığı konuşmalardan sonra, Okul tarafından teşekkürler plaketi BURFOT adına Koray Türkay tarafından kabul edildi. Daha nice okulların renklenmesi adına, nice projelere..
Etiketler: sergilenen fotoğraflarım
10 yorum:
bu göçü biz de pazar günü gördük, balkonda kahvaltı yaparken binlerce leylek geçti, muhteşemdi...
TahLiL ßiLe EdiLemiyor YokLuğunda içimde Ortaya Çıkan Acı..
Güzel gözlüm.. Bişeylerin ters gittiğini biliyorum hissediyorum, lütfen seni çok yıpratmasına müsade etme.. Çokta biriktirme, bir an önce bir araya gelelim.. Çok özledim seni.
Akşam birlikte yemek yiyelim?
Sevgili Fatoş ,
Kuşların kanatlarının arasına bütün umutsuzluklarını koy uçup gitsin. Malesef hayat böyle :/ , ne yapsan olmaz bazen. bazen de eklemeden oluverir her ne istediysen. Sanki biri masallardan çıkıp büyü yapmış gibi. Hayatımız bir uykudur gidiyor rüyalar içinde bir tarafına dönersin tatlı rüya öbür tarafına dönersin karabasan. Ama hiç rüya göremeyen de var.
harikasın, harika bir görüş, harika bir foto olmuş:), seni, sesini duymayı anlatamayacağım kadar çok özledim, sık sık aklıma geliyorsun da bir türlü arayamıyorum, başım karışık ya da tam arayayım dediğim an ya senin iş saatlerin oluyor, ya hafta sonu tatilin ya da şimdiki gibi çok geç:(
yosun
Güzel bir paylaşım idi teşekkür ederim. Tefekkür etmeme sebeb oldunuz bu saatte..
fotoğrafa bakarken aynı zamanda düşüdükleriminde kelimelere dökülmüş olması kadar güzel ne olabilir...
çok şanslı bu çoçuklar :)))
O, içinde ağırlık yapan , seni doyasıya yaşamasını engelleyecek tüm düşüncelerini akıttı. tüm kirli kanı aktı senin berrak nehirine. arındı günahlarından.
içini kemiren o düşünceler yüzündendi sana bir adım uzak durması. sen aşkın sarhoşluğu ile bu uzaklığı fark etmedin çünkü. bu hayatı tüm yüreğinle yaşadığından hep verdiğin için, arada boşluk bırakmamak adına ileri bir adım attın. ama o mesafeyi korumak için, beynini kemiren o dipte yatan ve seni doyasıya sarmasını engelleyen düşüncelerinden dolayı hep bir adım geri attı. bu aşk ilerleyeceğine, gizli kalmış düşüncelerden hep geriledi. sen kendi adımlarına aldandın ve hep ilerliyor sandın.
sonra bir an, o ana sebep neyse ne kadar küçük ne kadar büyük bir sebepse ki bu sebep mazeret olur seni düşündürmeye. bir süre uzaktan bakarsın. ve görürsün filmdeki geri sarmayı. ondaki düşünceli hali ve aranızdaki bir adım boşluğu. bu sefer sen düşünmeye başlarsın. onu tanıdığından beri hiç şüphelenmediğin duygular geliverir aklına. ve bir emin olmak kaygısı düşer yüreğine. güvenmek istersin geleceğe. için huzurla dolsun istersin. bu kuşku da nedir dersin. anlık mutluluklarla silinen kuşkun o uzaklaştığında çaktırmadan zihninin derinlerine yerleşir. durup dururken, hiç yeri değilken içini kemirir. bir huzursuzluk girmiştir araya onun bu geri adımlarını fark ettiğin an.
ve gelgitler başlamıştır artık. bir bakarsın seni doyasıya yaşar. dünyanın en mutlu kadını sanırsın kendini. ve o içini kemiren kuşkudan utanırsın. her şey o kadar güzeldir ki. işte hayatının adamıdır o. bu güne kadar neredeydi. daha önce hiç sevmemiş, sevilmemiş ve hiç yaşamamış olduğunu düşünürsün. bir anda dünyanın merkezine yerleştirirsin onu. uçan kırmızı bir balondan bakarsın dünyaya. onunlasındır. gerisi teferruattır. ve çok güçlüsündür ve kendine güvenli. her şeyle her kötülükle her zorlukla kolayca başa çıkabilecek kadar güçlüsündür. hatta kendinin yanında onu bile kötülüklerden koruyabilecek kadar. o kadar ki hayatı onun içinde kolaylaştırmaya adarsın kendini. o bir adım geri attıkça sen on adımla ona koşar her şeyi olmaya çabalarsın.
tabi bu uğurda kendinden vazgeçtiğin şeylerin farkına varmazsın. hep o bir adımı yok etmek için nelerden vazgeçersin. bir düşünsene...
sonra bir bakarsın bir gün, tam da en çok ait hissettiğin bir gün, o bir adım uçuruma dönüşmüş. imkansız olmuşsunuz. tam da emre aydının dediği gibi hayattayken üstelik. bir uçurum veya buna bir sınır çizgisi de diyebiliriz. içindekileri döker, hemde tüm acımasızlığıyla. sanki kaybedecek bir şeyi yokmuş gibi davranır. bunu hissettiğinde attığın tüm adımlarla aslında yerinde saydığını görürsün. acır için. kalbin acır. ezilir ruhun. bu acının tesiriyle önce kızarsın kendine. neden bu kadar ciddiye aldın diye. sonra geri çekilip bakarsın size. kendinle gurur duyarsın. adam gibi davrandın diye.
içi rahatlamıştır artık. o içinde ağırlık yapan, seni doyasıya yaşamasını engelleyecek tüm düşüncelerini akıtmıştır senin berrak nehrine. arınmıştır günahlarından. ve artık tüm günahlar, tüm düşünceler senindir. sana bırakmıştır kararı. ya kabul eder devam edersin ya da başka bir alternatif düşünemezsin. çünkü çoktan aşık olmuşsundur.
sonrası mı? sonrası bile bile kendini kandırmalarla geçecektir. acı çekmelerle. her türlü şımarıklığını kabullenmekle. kaybetme korkusu olmayan birine ne anlatabilirsin ki. artık hayatınıza, senin çaresizce ve sevdiğin adamın yanında olmak için kabullendiğin bir adım ötede devam edersiniz. an gelir mesafeleri aştığınızı düşünürsün. düşünürsün diyorum bek dikkat et. çünkü sen düşünürsün. o aynen devam eder hayatına. hatta daha mutlu olur. çünkü sen kabullenmişsindir ve senin de bir sabrın olduğunu gün gelip en güzel duyguların bile tükenebileceğinin farkında değildir.
böyle devam eder bu film. farkında değildir gidişhata senin karar verdiğinin. ve sen bu gidişe bir dur dediğinde kaybedeceklerinin. yazık olacak, günah olacak ve bitmiş olacak.
hayatının, hayatlarınızın, hayatlarımızın daha güzel olması için cesaret gerekiyor. biraz cesaret. sonrası mutluluk...
odaların prensesine...
Sana karanlık değil renkler yakışıyor. Karanlık benim rengim.
Ters giden bişeyler mi var ? Bu soruyu sormaktan kendimi alıkoyamadım...
Nsıl geçiyor zamanlar ve aylar ?
İsyan modu var sende zaten ne zamandır hep dile de getiriyorsun. Ve ben de dinlemek için sabırsızlanıyorum. Bi su olsam senin karşında ve sen de konuşsaan konuşsan bana ben de sonra hepsini salsaam okyanuslara ... Lütfen ayarla kendini gell lütfeenn :(
Yorum Gönder