28 Şubat 2009

Kutsal Olanı Yırtmak




(ENIGMA - RETURN TO INNOCENCE)

"kutsallık iki şeyle; bedenle ve yazıyla mühürlüdür..
beden de, yazı da cildin içinde saklanır!!
kutsal olanın yırtılması, cildin de yırtılmasıdır..
cinsellik de budur tam anlamıyla:

kutsal olanı yırtmak !! "

diyor Hasan Bülent Kahraman ..

ben de diyorum ki..

kutsal olanı yırtmak aslında ruhunu yırtmak demek..
masumiyete geri dönüş gibi..
en derine, en masuma, en karanlık ve en saklanana dönmek..

yırtılış, cildimizin içine sakladığımız bedenin, yazının, sakladığımız kelimelerin okunmasından başka bişi değil..

33 yorum:

dark... dedi ki...

Kutsal olani asla yirtamazsin..ona dokunamazsin...ona taparsin..bedeninse...yanlissin..kutsal olan tek sey ask..dokunsana hadi...

Adsız dedi ki...

Aşk kutsal öyle mi? Çok saçma, insanın kendi yarattığı putlar ve onlara tapınmak ne kadar kutsalsa o kadar kutsal. İnsanın dokunabildiği şey ne kadar kutsalsa o kadar kutsal...

Adsız dedi ki...

Fotoğraf bana, Sade'yi ve onun hayatını anlatan muhteşem film Düşlerin Efendisi'ni hatırlattı ve yazı, yazdığın cümleler tam tersini...
İmgeler için senin bağlamını koruyarak, şöyle düşünülmesini öneriyorum; bence cinsellik kutsal bir şey değil ama kutsiyet atfedilecekse ve söylediğim gibi senin bağlamına bağlı kalınacaksa, cinsellik bir ibadettir. Kutsal olanı yırtmak değil, yeniden üretmektir. Zira ibadet inancın yeniden üretilmesinin aracıdır.
Hatta iki insan arasındaki paylaşımın, dostluğun ve iletişimin en gelişkin ve en dolaysız halinin cinsellik olduğunu ve gerçekten çok özel bir paylaşım olduğunu iddia edebilir...
Tartışmalı dört çağrışım;
İnsanların kutsiyet atfettikleri şeyler hayranlıktan, saygıdan, acziyetten, bilememekten ve belki gizil bir korkudan kaynaklanır.
68 yıllarının Fransasında olsaydık, enseste kadar varan cinsel özgürlükçülük kutsal olanı yırtma çabası olabilirdi belki... Bence elbette ve şimdilik...
Kutsallık, yaratılmış bir durumdur ve yaratılmış her durum gibi tarihseldir, bir başı bir sonu vardır. Başka türlü olmuştur ya da olabilir...
Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği filminde, J.Binoche'nin o masum güzelliğiyle canlanan karakter, masumca şöyle diyordu: "insan aşık olmadığı biriyle nasıl sevişebilir ki?"
Güzel bir gece diliyorum...

banu dedi ki...

AŞK dır kutsal olan onu tam anlamıyla yaşamak ona dokunmak değildir onu düşünmenin bile seni senden etmesi demektir AŞKı yaşamakta öle kolay değil zaten çok çok derine inmen lazım.

beenmaya dedi ki...

düşünüyorm sadece düşünebiliyorum şu anda...

Adsız dedi ki...

Herkesin kutsalı farklı :)

s.pelitli dedi ki...

Kutsal olanın öngördüğü kurallar dizisi ve uzaklaşılan hayat!!! İnsanın kendisine yabancılaşmasıyla başlayan yalnızlıkları. Gün günden genişleyen sökükler.
Ertelenen özgürlükler, vazgeçişler, 'ben artık oynamıyorumlar'
Ve kabaran ten! Beklenen takvimlerde unutulmaya yüz tutan ruh. Ve kişisel tarihlerimizde biriken çığlıklarımız!
Masumiyetin kırılışı ve etin çağrısı. Durdurulamayan nehir. Ki sular ne güzel akar vakitsiz özleyişlerde.
Kavramlar unutulmalı, hesapsız ve kitapsız yaşanmalı bu çağ.
Ve insan kendini bulmalı yırttığı her şeyin aralağında!

Biraz dedi ki...

"Yirtmak" ne kadar da sert bir kelime...sanki acimasizlik da var icinde.

"Kutsal olani yirtmak" belki de cesaretin de simgesi, olabilir mi acaba? Boyle de dusunulebilir mi?

gerbera_ferezya@hotmail.com dedi ki...

Kutsal olan daha somut olmalı.Dokunulmamalı,ulaşılmamalı sadece inanılmalı...

ABİ dedi ki...

önce beynin-ruhun yırtmalı, bence...
sonra herşeyi yırtarsın, istediğinde...

klavyedostlugu dedi ki...

Yırtmak bana sıyrılmak ,özünde kendini bulmak gibi geldi bu yazıyı okuyunca ..O kadar giyiniyorsun ....andan itibaren, bu nasıl algılanırsa algılansın ister giyim, ister rol, ister maske ...sonra özüne kendine dönüyorsun..Kutsallıkta sanırım burda devreye giriyor ...Benim biraz daha düşünmem lazım düşündürücü bir konu aslında ..Klavye dostunuz

Adsız dedi ki...

Sen en çıplak halinle doğmak isterken yeniden
Aşk yırtıldı en arsız yerinden...

fish dedi ki...

cinsellik de kutsal olabilir...eğer aşk ile yapılıyorsa..

ama sadece bedenin emriyle yapılan cinsellikte masumiyet zarar görür zamanla, bedenin ve ruhun kutsallığı da...

Unknown dedi ki...

kutsal olanı ya da olmayanı insanoğlu yaratır, dolayısıyla yıkma ve yok etme hakkı yine insanındır.

YILDIZNAF dedi ki...

Kutsal olan cok sey vardi...onlari birileri caldi :)

Nasilsin arkadasim, sozlerin beni bakma derinden etkiledi. Tekrr yazip cizmek istedim ama iki saniye bile vaktim yok su aralar...Ugramana cok sevindim, hep boyle gel olur mu....

Su an tek kutsalim mini ailem, gerisi bos...

Pilli Petro dedi ki...

mimlendiniz efem :)

http://gecmisola.blogspot.com/2009/03/kronik-mutsuzdan-mutluluk-halleri.html

Adsız dedi ki...

"En az anladığımız şeyleri en büyük gerçeklermiş gibi kabul ederiz."
Bunca yorum,birbiri ardına sıralanan kopuk tümceler silsilesi..

Ne anladınız ve neyi yorumluyorsunuz?

Yarım USD fonetiği,sözde postmodern,sebest vezin düşmanı ve duygu bozguncusu bir site sahibi.
Ve onun taşladığı karanlık kuyuların beceriksiz avcıları.

Abuklamalar kimi zaman keyif vericidir.

Bol şanslar.

S.S

dark... dedi ki...

bu yorumumun üzerindeki adsız şey!!!!
çok eğlencelisin.:):) arada mutlaka yaz olurmu:):) beni çok güldürdün..:)

Adsız dedi ki...

"Cahille tartışma çünkü dışardan bakanlar aranızdaki farkı anlamayabilirler."demiş bir akl-ı evvel.Anlamayacağını biliyordum Dark.Sorun değil..

Ve sevgili sahibi;
Beni az çok tanıyorsun.Lakin ben seni kimi zaman tanımakta problem yaşıyorum.Algıda enayilik durumu da denilebilir.
Eleştiriyi yayınlama cesaretine saygı duydum.
Ancak lüzumsuz cesaret aptallıktır.
Aptal dost! ve akıllı düşmanların arasındaki diyalektik muhaberen!de başarılar.

S.S

7.oda dedi ki...

Sevgili Dark, bu adsıza cevap yazma lütfen.. bilirsin bazı insanlar ancak başkalarına saldırarak ve hakaret ederek mutlu olabiliyorlar.. bırak o da bana ve bana yorum yazanlara içindeki saldırganlığı kusarak mutlu etsin kendini bikaç dakika ne çıkar ki.. geceleri yorum yazarak kendini tatmin edip mutlu uyuyor kişicik ne yapalım.. kaldı ki kendileri bizim gibi cahil değil üstelik, terbiyeli ve kültürlü hakaret ediyor vatandaş.. ki ben hala mesela bana “yarım USD fonetiği” ile ne demek istediğini bile anlayabilmiş değilim.. ne yaparsın cahillik işte..

Ve sevgili Adsız, benim az çok tanıdığım öyle çok kişi var ki.. muhtemelen sen de; az çok tanıyıp hayatıma almak istemediğim insanlardan birisin ki.. kelimelerinin ardındaki öfkenin sebebi bu olmalı.. ne de olsa duygu bozguncuyum ben :)

Son olarak yorumlarını yayınlamamın cesaret ile bir ilgisi yok.. terbiye sınırlarını aşmadığı sürece her yorumu yayınlarım ben.. bu da benim prensibim.. bana şans dilemene de gerek yok inan. Ben zaten çok şanslı bir kadınım !!

Adsız dedi ki...

Sevgili Adsızı hemen yargılamayın lütfen.

Şimdi öncelikle ne anlatmak isteğini anlayalım. "Yarım USD fonetiği" Yani... USD para olarak düşünürsek (doların kısaltması) yarısı diyor bu da 50cent eder. Fonetik de ses bilimi olduğuna göre.. Yarım USD fonetiği = Zenci Türkçesi oluyor :D

banu dedi ki...

boşwer fatoş, kedi ulaşamadığı ciğere mındar dermiş ya buda o misal

ABİ dedi ki...

adsız için

Adsız dedi ki...

Oda sahibi ya da site sahibi;
hayatınıza girmek ya da sizi becerebilmek için burda yorum yazan hormon canavarları gibi çok ala! niyetler taşımadım asla.ihtiyacım yok!

Söylediklerimin anlaşılmayışı da beni ayrıca mutlu etti.
Aksi takdirde diğerlerine benzediğim için çok üzülecektim.

Yarım usd fonetiği söylemi ile ilgili kapsamlı bilgi edinmek istiyorsanız size tavsiyem;Can Kozanoğlu'nun Popçağı Gençliği ve Gencay Şaylan'ın Modernizm-Postmodernizm kitaplarını okuyarak konuya sosyolojik bir pencereden başlangıç yapmanız.Ama daha geniş sprektumlu! kitaplara da gözatmanız gerekecek.
Sadece tek bir söylem için değil;
tüm yaşam için..

bu yorum aramızda kalsın siz de,
sevgilerle kalın.

ABİ dedi ki...

Sayın adsız arkadaşım... Anladığım kadarı ile sizin kütük boş... Nüfus kağıdınız anlamında.
Göndermiş olduğunuz yorumda sadece site sahibi ya da Oda sahibi(!)'ne ince dokundurmayla kalmayıp siteyi ya da oda (!)'yı okuyanları da yargılayarak itham ediyorsunuz.
Örneğin ben acaba buraya yorum yazarken acaba site sahibini bir odada becerebilirmiyim diye düşünüp düşünmediğimi düşündüm. Usd fonetiğine uyduğunu sanmıyorum ama idare edin. Diğer taraftan tavsiye ettiğiniz kitapları okumayan birinin kendince bir şeyler karalamaya hakkı olup olmadığını da düşünür oldum.
Elli yaşında, evli, iki çocuk sahibi biri olarak oda ile ilgili hormonlarımın neden canavarlaşmadığını, canavarlaşmıyorlarsa iktidarsız biri olup olmadığımı da düşündüm. (Teorik ve pratik olarak hamdolsun iyiyim. Belki fonetik eksiktir.)
Anlaşılmamaktan mutsuz olması gerekirken mutlu olan birisine de ilk kez rastlamıyorum. Siz normalsiniz. Anormal olan biziz.
Bu yazıya cevap vermenizi çok mümkün görüyorum. Bana vereceğiniz yanıta cevap hakkım saklı kalmak üzere şimdilik "allahaısmarladık". Usb girişlerinde sorun var. Ona bakacağım.
Bu not, böyle hormon canavarlarının hiç olmadığını iddia etmek anlamında değil, sizin genellemenizin çok yanlış olduğu bildirmek üzere yazılmıştır.
Saygıyla,

yorumsal dedi ki...

Simdi bizler ilkokul sonrasi okuyamadik, sigara ve Atari salonlari yakti bizi.
fontetik nedir bilmeyiz senin gibi

usd yi amorti ile kaciririz usbyi biliriz hani fis seysi vardir ya ondan sevgili adsiz.
Cahiliz biz! Senin gibi diiliz ama iyi ki de diiliz cunku cahil de olsak bilmedigimiz insanlari itham altinda birakmayiz.

Biz fontetik nedir bilmeyiz…demistim galiba di mi? tekrar oldu bak! fontetik sen baska bir sey diyosun neyse dilimiz donmuyo bizim.
bi de cahiliz tabii ama senin gibi bacak arasindan da hayata bakmiyoruz…
Hadi bakalim ben de usbyi takiim daha bir suru yapacak isim var.

Adsız dedi ki...

Beyin bi noktadan sonra sıvılaşınca bardağı yanağa dayıyorsunuz naçizane olarak teni ürkütmeden, o ince ince sicim gibi akıyor yavaş yavaş... İşte o bardağı dökmeyip geri içmek lazım aklı yerinde tutmak için. Malum günlük hayat, kimi çalışıyor, kimi ama bilerek ama isteyerek gününü boş boş geçiriyor.

Velhasılı kelam adı dahi "Adsız" olan bir arkadaşın boş vakitlerini sıvama yöntemiyle geçirmesine yardımcı olduk, kah güldük, kah eğlendik... Ama..."bakın ben kültür mantarayım, kimse söylediklerimi anlamıyor, iki kelime çaktım akıllarını aldım" edasını aşıp "diğerleri gibi" dediğin bizleri sınıflandırma çaban, zorlama cümle kurmaların beni bi hayli eğlendirdiği için sana kızamadım. Geniş Spektrumlu (sprektum değil o bu da burdan bilgi olsun adsız, o kadar dikkat ediyorsan yanlışta yazmıcaksın) bakarak olaya Yarım USD Fonetiğini yüce Google'a sordum, hemde tırnak içinde... Çıkan sonucu herkesle paylaşmak isterim.

http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=%22yar%C4%B1m+usd+foneti%C4%9Fi%22&meta=

Daha da gelmem! :P

Aurora Borealis dedi ki...

yazi muhtesem yorumlar ondan muhtesem hani derler ya bi deli kuyuya bi tas atmis 40 kisi cikaramamis ha gayret 25 kisi felan olmusuz 41 olursak bunlari alt edebiliriz

saygilarimla...
:)

karton_piyer dedi ki...

http://fundayanar.blogspot.com/2009/03/dul-kadn-imaj.html

üstüne başka bir şey söylemeye gerek yok :

klavyedostlugu dedi ki...

selam arkadaşım.Uğrayamadım bir kaç gündür ama ortam bayağı karışmış burada konu nerden nereye gitmiş valla.Bu arada benim aklımın bu köşesinde bu bloğun vardı.Yani düşündürücü bir konu dedim ya ..Sen bayağı kişileride düşündürtmüşsün,tek ben değilmişim aslında.Neyse konuya geçmek istiyorum.Aslında ben bu konuda yani bloğundaki konu "Kusurlu ince hat" ile aynı fikirdeyim.Ve kişi kendi özünün tanrısal olduğunu bilirse ve karşısındaki kişinin özünün de tanrısal olduğunu bilirse , bedeninin kainatın küçük bir kopyası ve mikrokozmoz olduğunu bilirse ve kainatta her zerreyi birbirine bağlayan enerjinin ... her ne isim verirse versin aslında aşk olduğunu bilirse, iki tanrısal ruh taşıyan iki mikrokozmos beden o bağlayıcı enerji olan aşkla birbirine değdiği zaman çıkan kıvılcımlar cennetleri aydınlatıp cehennemleri yakar da bir de azizlerin başına hale bile olur.

Herşey zihinde herşey gönülde herşey bilinçte... Seksi iğrenç bir hayvanlık yapan da kutsal bir ibadete dönüştürebilen de insanın bilincidir.Yazı yazmakta öyle bence..bence diyorum bunlar kendimin fikirleri kimsede kabul eder etmez..Birde on sözüm olacak; Bu hayatın gerçeklerinden biri ve vücudumuzun ruhen ve madden buna ihtiyacı var. Peki, yaratma eylemi kutsal değil midir? Cinsellik ve yazı yazmak bir yaratma eylemi değil midir? Bir de bu şekilde düşünelim. :):) Kendine iyi bak arkadaşım.En azından sen iyi bişey yapıyorsun insanları düşünmeye sevk eden bloklar hazırlıyorsun.. Ve paylaşabiliyosun Ve bunları yaparkende mutlusun ve mutluluğunu bozmalarına izin vermiyorsun.Seni yürekten tebrik ederim.Ve isteyen yorum yazar isteyen yazmaz sen kimseyide zorlamıyorsun..Hadi ben kaçtım..Klavye tuşlarına dökülenlerden...

Adsız dedi ki...

Sevgili "Çocuk";
Spektrum-sprektum ayrımı konusundaki ince uyarın için teşekkür ederim.Lakin Latincem senin kadar iyi olmayabilir çünkü fakültede google kullanmıyorduk.Yanlış reçete yazma hakkımız olmadığı gibi,yanlış konuşma lüksüne de sahip değiliz.Bir bakıma haklısın.sahiden teşekkür ederim.Bunu söylerken de artniyetsizim inan.
Eleştirilerini kabul etmesem de önemsiyorum.Sağol.

Ve "Abi" rumuzlu sevgili dost;
Üzerinden çokça zaman geçti yazınızı yeni okudum.Her bir kelimenizden büyük bir lezzet aldım.
Yanıt verirken,"itham edilmiş sayılmanın önemini de bir kenara bırakarak" saldırganlaşmaksızın, gayet mutedil bir tavır takınmışsınız.
Hayranlık verici.
Teşekkürün en büyüğü sizin için..
Ve siz tümcelerimin hedefinde değildiniz.Belli ki (hormonlar da dahil)sizde herşey stabil.

....

Son tahlil;
"Enel Hak" diyebilecek olan Hallacı Mansur'du.Anlayamadık..Şimdi böyle bir vaka bize geldiğinde yatırıp tedavi ediyoruz.
Sizler de Hasta olduğunu düşündüğünüz bir fikirle karşılaşırsanız,"derisini yüzmek" yerine,yerine koyacağınız yeni düşüncelerinizle, o rahatsızlıkların teşhisini koyup,hatta semptomları bile ortadan kaldırabilecek güce sahip olabilirsiniz.

Birlikte "iyileşebilmek" dileğiyle.

Selamlar.

nox dedi ki...

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=7347
Hasan'ın yazısı burada.Konu "MUKADDES CİLDİN PARÇALANIŞI" adlı kitabla ilgili.

"Hasan bir kuyuya taş atmış" diyecektim,öğrendimki "Hasan analiz yapmış."

7. oda: "kutsal olanı yırtmak aslında ruhunu yırtmak demek..masumiyete geri dönüş gibi..en derine, en masuma, en karanlık ve en saklanana dönmek.."

beyazvemavi:http://beyazvemavi.blogspot.com/2010/07/ruhu-yrtmak.html

eXi Le dedi ki...

aLewLer Saçan kırmızı peLerinimLe geLirim o zaman.. Ateşten keLimeler dererken akıLdan gitmEyEn anLara tanıkLık etmek için..