14 Mart 2009

Çıkış Yok

Dikkat bu yazı Stuck filmi hakkında spoiler içerir :)




(BAT FOR LASHES - WHAT'S A GIRL TO DO)

2001 yılında Texas'ta Chante Jawan Mallard adlı kadın arabasıyla Gregory Biggs adlı bir evsiz adama çarpar. Adam çarpmanın şiddetiyle vücudunun yarısı arabanın ön camından içeriye girmek suretiyle oraya sıkışır. Kadın, adamı hastaneye götürmek yerine o halde evine döner, arabasını garaja kilitleyerek, adamı orada ölüme terkeder. Daha sonra cinayetten suçlu bulunan Mallard, 2003'te 50 yıl hapis cezasına çarptırılır.

Bu gerçek olaydan yola çıkarak, "Adam, kadının kendisine yardım etmeyeceğini anlasa ve kaçmayı denese neler oldurdu?" sorusunun üzerine John Strysik'in senaryosu, Stuart Gordon'un yönetmenliğinde Stuck filmine dönüşüyor..

Çıkış Yok, birkaç oyuncu ve birkaç mekanla herşeyi halleden, düşük bütçeli, gösterişsiz bir B tipi korku filmi. Gerçeklik hissi ile birlikte oldukça da tedirgin edici..

Adını tam olarak yansıtan bir film.. Sıkışmışlık duygusunu her yönden ve her karakter açısından öyle kuvvetli hissettiriyor ki, kesinlikle bir çıkışı olmadığına inanıyorsunuz..


Özel bir yaşlılar bakım evinde hemşire yardımcısı olan Brandinin tek amacı işinde yükselebilmek.. Daha bu aşamada bile kapitalist sistemin insanı nasıl köşeye sıkıştırdığını hissetmeye başlıyorsunuz.. Müdürün ona nasıl yükselebilme umudu verip de fazladan çalışma yapmasını sağladığını görünce sanırım pek çoğumuz kendimizi hemşire Brandi ile özdeşleştirdik.. Brandi rolü için Mena Suvari çok iyi bir seçim kesinlikle.. melek gibi güzel bir yüzün ardında sanki insanı huzursuz eden bir hainlik varmış hissi veren bir tip çünkü.. ve filmimizde de gündüzleri, kaprisli hasta yaşlı insanlara pek çoğumuzun başaramayacağı kadar müthiş bir sabırla melek gibi davranan Brandi, akşamları bambaşka bir kadına dönüşüyor adete.. uyuşturucu ve sex ve serseri bir sevgiliyle örülü savruk bir hayat süren bir kadın.. iki apayrı kişilik gibi.. sanki içimizdeki iyi ve kötünün, düzgün ve serserinin, uysal ve cadının gözler önüne serilmiş hali gibi.. işte bu iki zıt kadın karakterini de yadırgamıyorsunuz Mena Suvarinin tipinde..

yine melek rolünde bir günü bitirmiş, akşamki rolüne bürünürken, yolda bir evsiz adama çarpar.. her kaza yapan insan gibi şaşkınlık ve korkuyu yaşar.. ve ilk önce hastanenin yolunu tutar, ön camında sıkışmış yaralı adamla.. fakat hastanenin önüne geldiğinde birden ani bir dönüş yapıp evine döner.. çünkü o kaza sonucunda işinde yükselemeyeceğinden ve sahip olduğu hayatı kaybedeceğinden korkar.. ve yaralı adamı evinin garajında ölüme terkeder..

herkes için içinden çıkılamaz bir sıkışma başlar..


adam kurtulmaya çalışır fakat ağır yaralı olduğundan kilitli garajdan bir türlü kurtulamaz.. o arabaya ve garaja sıkışmıştır ve ne kadar çabalarsa çabalasın oradan bir türlü kurtulamayacakmış hissini yaşamak biz izleyenlere düşer.. hatta zaman zaman, yeter artık ölsün de kurtulsun bile dersiniz, çünkü o kadar emin olursunuz kurtulamayacağından.. o kadar sıkışmıştır.. filmin tamamı boyunca yaralı, sıkışmış, fazla hareket edemeyen, fazla konuşamayan evsiz adam rolünü öyle başarıyla oynamış ki Stephen Rea, hiç konuşmasa bile o mimiklerle ve bakışlarla içimizi yine de öyle sıkıştırabilirdi..

diğer yandan hemşire kızımız için de büyük bir sıkışmışlık hissi vardır.. hayatın sıkıştırdığı zavallı bir bireyin çarkların arasında nasıl mücadele ettiğini, ve bu mücadelede her zaman bencilliğin kazandığını, bireyselliğin üstünlüğünü hissedersiniz. işini ve sahip olduklarını kaybetmemek uğruna bir insanı ölüme terkedecek kadar acımasız bir karaktere dönüştürmüştür bu dünya bir meleği ??

herkesin çıkışının olmadığı durumlar..
güçlü olanın kazanacağı bir hayat..
bireyselliğin ve bencilliğin nasıl canavarlar ürettiği..
çaresizlik..
köşeye sıkışmışlık..
kapitalist sistemin altında ezilen insanlar..
çocukluğumuzda çok sevdiğimiz ikinci el bir korku filmi atmosferi..
ve gerçeklik duygusu..
ve herkesi mutlu eden bir son sanırım..
ve böyle bir sona sevinen biz acımasız izleyiciler ..

8 yorum:

Adsız dedi ki...

selam enterasan birisisin?tanımakta fayda var sanırım...))

Adsız dedi ki...

sırf Mena Suvari için bile izlenir zaten film. Amerikan Güzelini hala unutamadım :)

Adsız dedi ki...

böyle enterasan filmleri nerden bulursun bilmem. bunu da izlememişim, hemen listeme ekledim. teşekkürler.

KIZILCA dedi ki...

Stuart Gordon un yılmaz takipçilerinden olarak Stuck ı ben de beğendim. Ama nedense Edmond ı daha çok sevdim. Her ne kadar gönül Gordon dan korku filmleri beklese de…

dark... dedi ki...

güçlü olanın kazanacagı bir hayat demissin...

bu sona olan ezberimiz, tüm telasımızı olusturmakta bu hayatta...
ne güzel demi..güçlüsün..hep kazanıyorsun...
ne hayal ama....

karton_piyer dedi ki...

daha önce yapılacaklar listemi kabarttığı için bu bloğu sevmediğimi belirtmiş miydim? :)

mermaid dedi ki...

merhaba:) odalarda dolaşmaya başlayayım ben de:)

epoch dedi ki...

hafif gerilsemde filmde en çok sonuna sevindim hakkaten.
canimiyim neyim...