26 Ocak 2008

kabadayı..


Bi de benim testere amcama derler psikopat diye.. katil diye.. sanırım testereye dil uzatanlar kabadayı filmini izlemeli.. izlemeli ki, psikopat katil nasıl oluyormuş görsün..

Yerli Pacino izlemek gibi bişeydi sanırım Kabadayı nın insanda bıraktığı tat.. ya da bi nevi Şener Şen şov diyelim.. zaten ağır bir karizması var adamın.. ve geride adına kazınan Eşkıya, Züğürt Ağa, Çiçek Abbas ve Muhsin Bey gibi muhteşem filmleri.. Kabadayı da sanırım sırf onu varlığı, ağırlığı için bile izlenebilecek bi film..

İnsanı tamamen içine alıp 140 dakika sonra geri bırakan bi film değil Kabadayı ne yalan söyliyim.. Yavuz Turgulun muhteşem senaryosunda bana göre zaman zaman tekrarlamalar mevcut zaman zaman da eksiklikler.. tam sizi esir alan sahnelerde bile zaman zaman esprili bölümler sayesinde birden esaretiniz sona eriyor.. filmin psikopat aşık öldürme makinesi Devranın (Kenan İmirzalıoğlu) özellikle son sahnede –ki bana göre müthiş bir final sahnesi vardı- yaptığı espriler, hem filmdeki karakteri yerle bir etti hem de o büyüyü bozdu. Gülmekle ağlamanın iç içe geçmesi istenmiş olabilir belki ama bana göre kesinlikle bu karikatüre ediliş sırıtıp büyüyü bozmaktan öteye gidememiş..

Oyuncu kadrosu müthiş.. yok yok gibi sanki.. Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu dışında İsmail Hacıoğlu, Süleyman Turan, Rasim Öztekin, Ruhi Sarı..
Oyunculukların neredeyse tamamı harikaydı.. amma velakin filmin femme fatalesi olması gereken karakter çok çok çok zayıftı.. Aslı Tandoğanmış kendileri ben ilk kez izliyorum. Kız bir afet kadar güzel.. ama bir de bir afet gibi oynayabilseydi keşke diyorum.
Yahu bütün konu aslında bu. Karaca ya duyulan saplantılı aşk.. ve bu aşk yüzünden kan gölüne dönen ortalık..
ama Aslı Tandoğan ne bu aşkın hakkını verebilmiş filmde, ne de kendisi yüzünden ölenlerin hakkını.. ciddi bir femme fatale olabilecek karakter eriyip gitmiş.. neyseki güzelliği sayesinde bunu biraz örtbas edebilmiş..
Evet dediğim gibi oyunculuklarda Karaca rolü dışında sırıtan, kötü oyunculuk yahu diyebileceğim başka bişi yok..

Soundtrack hastalığımı düşünürsek ve kadın çığlıklarının içine işlediği müziklere olan tutkumu da düşünürsek acilen bu saundtracke sahip olmalıyım diyerek olayı kapatıyorum.. o nasıl bir ses o nasıl çığlıklardı yahu.. karacayı sırf bu yüzden bile sevebilir bir erkek bence :)

Filmde yakın plan çekimleri çok çok iyiydi.. özellikle Şener Şenin yüzünün tam ekranı kapladığı sahnelerde kendimi zaman zaman ekranı ağzım açık izlerken yakaladım walla. İyi ki sinema karanlık bir ortam yani :) filmdeki mekan seçimleri, ışık kullanımları, ses sistemi, kostümler de çok iyiydi.. ve hatta öldürme sahneleri, patlama sahneleri gibi genelde türk filmlerinin en çok çuvalladığı sahneler kesinlikle muhteşemdi..
Benim muhteşem filmim Mementoyu anımsadığım unutma hastalığı ve bu yüzden fotoğraf çekmesi Ali Osman ın değişik ve hoş bir hava katmış filme..
Bikaç sahne mükemmel derecede iyi.. ve bu mükemmel derecede iyi sahnelerin hepsinde Şener Şen in konuşmasıyla karşısındakini yerin dibine sokan sahneler..
Bana göre en iyisi hangisiydi düşündüm de.. kesinlikle, arkadaşlarının korkup onun yerini deşifre etmesinden sonra yanlarına gittiğinde yaptığı kısa ve öz konuşmaydı..
Ve filme damgasını vuran sözü sarfetti orada: “Dördünüz bi Sürmeli etmezsiniz !!”
Filmi izleyen herkes bu cümlenin ağırlığını biliyor..

Evet .. kısaca özetlersem.. bunca muhteşem oyunculuklara ve iyi bir senaryoya ve iyi çekimlere rağmen filmin insanı içine alamamasının nedeni tam olarak ne gerçekten bilemiyorum. süresi gereksiz şekilde uzun, eksikleri ve tekrarlamalarına ve sırıtan karikatüre edilişlere rağmen, oyunculuklar için, iyi çekimler için, senaryodaki sağlam karakterler için ama her şeyden öte Şener Şen için mutlaka izlenecek bir film..
Kurşunla Can Verenlerin Şerefine !!

(ŞEYTAN)

8 yorum:

Adsız dedi ki...

cok sağlam filmdi..
beğendim..

ABİ dedi ki...

izliciim.. gümbürtülü öldürme ve patlama sahnelerini nası yapmışlar, merak eyledim..

Adsız dedi ki...

Bende sevdim bu filmi..özellikle kenan imirzalıoğlunun yerli yersiz yaptığı esprileri çokk hoştu..:) Şener Şen ise ayrı bi tad.. Seninde Yazında Yazdığın gibi Finali çok hoştu..Filmin Şener Şenden sonraki en erkek ismi ise sürmeliydi:)

Adsız dedi ki...

Çok güzeldi bence de, ama Karaca da hoştu yani:)
Yalnız çok güzel yazmışsınız, çok hoş..Edebi yönünüz çok güçlü, kutlarım bir solukta okudum ilgim dağılmadan...

Adsız dedi ki...

Tandoğan'ın oyunculuğunu bende beğenmedim. imirzalıoğlu ise hayatının rolünü oynamış sanki.

Adsız dedi ki...

Şener ŞEN show sadece bence Güzeldi bir sinema şaheseri olmasada. konu sanki tam oturmamışta Şener Şen filmi sırtındamı tanışımış ne, öyle geldi bana. Birde Kenan neler yapmışın öle yav bu adam silahları çok seviyo hakkaten :) karacaya gelirsek hakkaten benim ünlü bir lafımı hak ediyor.. İNSAN DEĞİL.. :) birde yanımda sinemada oturan pisiko dostuma dikkat çekeyim kızım sen hiçbir filmden korkmazmısım bee :) senin yanında kendimi nazik kibar bir adam hissediyom :))) ömrünüz uzun olsun bybyby

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Merhaba 7.oda
Sizi ve kızınızı bloglinesime ekledim ve takipteyim:)
Kızınızın karne hediyesi çok sevimli,kendisinden büyük:)Ama sevinçleri yetiyor değil mi?

Bu film için nerdeyse aynı şeyleri düşünmüşüz.Fakat Hacıoğlu bana nedense hiçbir zaman büyümüş gelmiyor ve dolayısıyla en hep kendisini "bir istanbul masalında"ki evin şımarık,küçük oğlu olarak izliyorum hissine kapılıyorum:/

Tandoğan evet güzel ama güzellik maalesef herşey değil.En can alıcı rollerden birinde ama en güdük oyunculuğu sergilemiş!Olmamış!

Güzel paylaşımlar yapmak dileğiyle....
Biyo

Adsız dedi ki...

Hoş filmiydi son ayların.