31 Mart 2011
DOLORES O'RIORDAN - HUMAN SPIRIT
Hayat en büyük ve en uzun yolculuğumuz değil miydi aslında..
Kimi zaman coşkuyla, kimi zaman hüzünle yol aldığımız..
Kimi zaman enerjiyle, kimi zaman yorgun devam ettiğimiz..
Bazen kalabalık, bazen yalnız, bazen uyuyarak, bazen kulağımızda bir güzel melodiyle, bazense içimizdeki sessizlikle..
Ama her daim geleceğe uzanan kocaman bir umutla..
Şimdi bu büyük yolculuğun içinde yaşamın kucağında, kısa küçük yolculuklarınızdan birindesiniz.. Belki yalnızsınız, belki yanınızda sevdikleriniz var.. Belki ailenize kavuşmaya gidiyorsunuz, belki okulunuza, belki bir akraba ziyaretine, belki de bir tatile..
Nereye gidiyor olursanız olun, yanınızda kim olursa olsun fark etmez..
Bir yolculuk kendinizle baş başa kaldığınız en özel anlardan biridir..
Gözleriniz mutlaka dalar gider bir an..
Ve aslında camdan dışarıya baktığınız hep kendinizsinizdir..
Özlemlerinize, geçmişinize, hayallerinize, sevdiklerinize, kızdıklarınıza, kaçmak istediklerinize, ulaşmak istediklerinize, sahip olamadıklarınıza, elde ettiklerinize, arzularınıza, düşlerinize ve en nihayetinde yüreğinize bakıyorsunuz aslında değil mi her gözlerinizin dalışında, pencereden dışarıya kayan her bakışınızda..
Bazen uzar gider de yollar bir türlü bitmez..
Bazense göz açıp kapayıncaya kadar ulaşmış olursunuz gideceğiniz kente..
Nedir yolculuğu böyle uzun veya kısacık hissetmemize sebep?
Kuşkusuz en büyük sebep, gidilen yerin, gidilen kişinin bizdeki anlamıdır.
Diğer sebep ise yolculuk sırasındaki ruh halimizdir..
Kendinizle baş başa kaldığınız bu en özel anlarınızda, kendi içinize yaptığınız yolculuklarınız sırasında, size daha da keyifli bir yolculuk yaptırmak amacıyla yeniden karışınızda GEZGİN Dergisi.. Yepyeni bir ekiple ve yepyeni konularıyla.. Birbirinden farklı pek çok konuda, kolay okunan yazılarıyla, güzel fotoğraflı köşeler hazırladık sizler için..
Kaleiçi’nin sokaklarında gezip kokusunu hissederken, Cem Adrian’ın Kayıp Çocuk Masalları’nı dinleyin istedik.. Değeri hiç azalmayan efsanevi roman Anna Karenina’nın derinliğinde kaybolurken, uyanıkken bile düş gördüren muhteşem film Başlangıç’la sarhoş olun istedik.. John William Godward’ın büyüleyen tablolarına bakarken, Hayatla Barışık Olma’nın ve “AMA” kelimesinin mucizesine tanık olun istedik.. Minik güzel yolcularımızı da unutmadık tabiî ki.. Her sayfada, gözlerinizden içeriye güzellikler akıttık biz sevgiyle..
İlkbaharın bu en güzel, en yeşil ayında, güzel bir sürpriz olalım istedik sizlere..
Bahar sürprizi tadında bir yolculuğunuz olsun diye..
Evet anladığınız üzre yukarıdaki benim ilk editör yazım ve dergimiz nihayet çıktı.. Bugün itibariyle Nilüferin otobüslerine dağılmaya başlıyor İstanbul taraflarından :)
Çok emek harcandı ve bizce harika 100 sayfa çıktı ortaya. Tüm yazılar itinayla yazıldı çünkü, fotoğrafçılarımız harika görseller sundular ve tasarımcımız da harika bir görünüme büründürdü bizim emeklerimizi..
Dergimizde emeği geçen tüm yazar arkadaşlarıma, yardımlarından dolayı ve güzel kelimelerini paylaştıklarından dolayı buradan bir kez daha teşekkür ediyorum..
Banu GÜNER, Deniz MORALIGİL, Erdem AKSOYLU, Erhan SALIN, Işıl BİLGİÇ, Yard. Doç. Dr. M. Melih KORUKÇU, Mehmet KORUKLUOĞLU, Ömür DOĞAN, Serhan ALTUĞ, Tuğba ÖZENBAŞ, Dr. Zeynep KIRKER..
Sizler benim kelimelerime, benim devrikliğime, benim dağınıklığıma alışıksınız ama bakalım ulaşacağımız binlerce kişi bu ay içerisinde nasıl tepkiler verecekler..
Heyecandan ölüyorum :)
Okumak isterseniz Gezgin dergisini, yarından itibaren Nülüfer Turizm'den ücretsiz talep edebilirsiniz. Her satış ofisinde, talep edenlere verilmek üzere dergiler mevcut olacak.
19 yorum:
bugünlerde de hiç yolculuk yapmayacağım. sırf sen hazırladığın için bu güzel dergiyi alıp evimde saklamak isterim.ben bir ara izmir'e gideyim bari :)) 2011 yılı aslan burcu insanları için biraz sıkıntılı başladı,umarım sonrası güzel olur.
tebrik ederim canım benim :)
nasıl gurur verir o dergiyi alıp otobüstekilere bu hanımefendi benim arkadaşım diyebilmek :)
umarım bu dergi ile birlikte huzurlu rahat ve güzel günlere yelken açarsın. seni tebrik ediyorumm, hırsından dolayı en azından bunca olumsuzluklara rağmen bu kadar hayattan bezdirmişlerken seniii. bu dergi seni tekrar hayata döndürdü bence, yolun açık olsun canım arkadaşımmmm :)))
Tebrikler Fatoşcum, çok sevindim :) umarım sıkıntılı günler bir an önce biter. Yazılarını çok özlüyorum, herşeyden çok "Sen Dünyaya Gelmeden" romanı hakkında anlatacaklarını merakla bekliyorum. Sevinçlerin sonsuz olsun. Amin :)
Sabina
uzun bir aradan sonra böyle güzel bir heyecanı,gülümsemeyi,sevinci,sabırsızlığı baya baya haketmiştin CANım benim.Derginin her yeri çok çok güzel oldu hatta bağımsız başka bir dergi çıkarası geliyo insanın seni görünce :)) herkezin ellerine sağlık
tebrik ediyorum canım.bugünlere geleceğin belliydi zaten.Daha iyi yerlere gelmen dileğiyle...
Tebrik ederim, imrendim doğrusu :)
Burada bugün görünce iyiden heyecanlandım. Tebrik ederim..
Bu işe nasıl ruh, nasıl emek, nasıl heyecan kattığına bir nebze olsun şahit olabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Hayırlısı olsun. Nice nice sayılara inşallah. :)
hayırlı olsun, tanıdık isimleri görmek ne güzel. başarılı bulunacağına eminim. sevgiler...
Harika!!!
Tebrikler!
tek kelime ile muhteşem bir yazı olmuş.. tebrikler ve başarılar:)
yazıyı okuyanlar yazıya mı çarpılsın, fotoğraftaki güzel editöre mi şaşıracaklar:) yeni görevin hayırlı olsun...
Yolculuk başlamış... Yolun, harika güzelliklerle dolu yerlere doğru devam eder umarım... Nasıl başlarsa öyle devam eder derler ya... Müthiş başlasın müthiş bir şekilde devam etsin... :)
Seni Seviyorum Fatoş, Bu kız benim arkadaşım diye hava atabilir miyim :D
tebrik ederim. çok başarılı bir yazı olmuş.
"Kuşkusuz en büyük sebep, gidilen yerin, gidilen kişinin bizdeki anlamıdır. "
Canım arkadaşımı bu güzel başarısından dolayı kutluyorum...
Yolda geçen bir hikayenin en vahim yanı gerçekten yalnız olduğunu fark edebilmektir. Buna vahim denmesinin nedeni geride bıraktığımız dünyanın, aslında bir şekilde dönmeye devam ettiğini bilmemizden ileri gelir. Ne o, hoşuna gitmeyen nedir? Halen sana muhtaç olduklarını hissediyor olabilirisin, ancak bu sadece senin hayalin ve beklide yaşama nedenin
Zamanın hızla akıp geçmesini ve sonunda ölümün gerçekten bir son mu yoksa başlangıç mı olduğunun cevabını bir anda alamayacağın gibi, çevrene sardığın kokulu duman perdesi de, alt tarafı bir tütsüden türeyen hayallerinden başka bir şey değil!
Tutunmaya çalıştığın iplerin sayısı arttıkça daha güvende olacağını sanıyorsun, hatta bazı sıkıntı yaratabileceğini düşündüğün şeylerden vazgeçmen, güven verici bir serüvende olduğun hissine kapılmanı da sağlıyor olabilir, ama farkındasındır umarım, o iplerin sayısından ziyade dayanıklılığıdır önemli olan.
Ve bir dahaki sefere yolcu resmederken, yapayalnız bir şekilde dünyanın ortasında oturan adamın, dibe vurmasına engel olmayın ve gerçekten anlamlandırması gereken şeyler üzerinde yoğunlaştığı bu anı, renkli sayfalarla ve eğlendiren sözlerle uyutup horlatmaya çalışmayın, bırakın beli ağrısın, ayakları uyuşsun, midesi bulansın, canı sıkılsın ve gerçekten o an düşünmesi gereken şeyin, kendisi olduğunu ve hayatta yedek anahtardan öteye gidemeyeceğinin farkına varmasına izin verin, bu tarzda bir yolculuk sonrası emin olun otobüsten indikten sonra ayakları yere daha farklı ve sağlam basacaktır
ya bu dergi keşke bedava olmasaydı.. gider adam gibi alırdık işte.. şimdi ne olacak? nilüfer turizme her ay yolcu uğurlarmış ayağına uğrayıp, sonra servisin geç kalmasını bahane edip, sıkıntılı ve gergin tavırlarla, ağızda yarım küfürler, dergi mi araklayacağım ben? ya da o parayı çingene çocuklarına verip.. neyse, bir formül bulacağız artık..
oti slm... editörlüğünü yaptığın dergini ele geçiremedik henüz... bir adet kargo ile gönderme durumun varmı... ileriki sayılarda bizim grubu tanıtıcı bir yazı yayınlayabilirmiyiz....
Yorum Gönder