14 Şubat 2008
Daha önceki yolculuklarımda yalnız olduğum için orta bölümden normal sıralı koltukları tercih ederdim şu bizim hızlı feribotumuzda..
hani İstanbul Bursa arası 75 dk. dedikleri ama her zaman tam 90 dk. süren..
Şahane bişi bu hızlı feribotlar..
rahat sarsıntısız bir yolculuk yapmanın yanı sıra içeride –fiyatları çok pahalı olsa da- yiyecek içecek dergi kitap satışı olması da çok güzel..
Ne diyordum hıı bu kez yalnız yolculuk yapmadığımdan dolayı orta bölümden değil de arka bölümden masalı koltuklardan aldım biletlerimizi geçen haftaki İstanbul seyahatimde..
Ben, kızım, annem ve bir adet boş koltukla çok rahat ve keyifli bir yolculuktu açıkçası..
ama sadece 1 saat..
son yarım saat kesinlikle anlam veremediğim bir şekilde ilerledi..
Çıkış kapısının hemen yanındaki cam kenarı masası ve etrafı bizimdi..
17:40 da hareket ettik Mudanya dan..
çıkış kapısının önünde insanların birikmeye başlaması ise 18:40 da başladı..
annem bana “fatoş hazırlanmaya başla geldik” deyince birden kendime geldim..
“Yok anne ne gelmesi daha tam yarım saat var” dedim..
annem insanları gösterdi dibimizde birikmeye başlayan..
anlam veremedik..
şaşkın bakışlarla sürekli artan kalabalığa bakıyorduk..
“feribot normalden hızlı mı ilerledi acaba gerçekten geldik mi” falan diye düşünürek..
Hayır..
Ne feribot normalden hızlı ilerlemişti.. ne de biz İstanbula ulaşmıştık..
Ve yaklaşık 50 kişi kapının önünde tam yarım saat ayakta beklediler..
!?!?!?!?!?!?!?!??!?!?!?!?
bazılarının kucağında çocukları vardı..
en azından 60 yaşında teyzeler vardı..
ve herkesin valizleri..
bir sürü çocuk..
dibimizde.. gürültü.. anlamsızlık..
her şeyi sakinliği kitaplarımızı bırakıp yarım saat boyunca insanları izledik..
yarım saat sonra tam 19:10 da limana yanaştı feribot.. 10 dakika kadar da kapıların açılması beklendi.. ve inildi..
şimdiiii... ben bu işe hiç ama hiç anlam veremedim..
hayır o insanlara metroda otobüste falan 10 dakika ayakta yolculuk yaptıramazsınız şehir içinde..
neden .. neden yahu?? 40 dakika sırtında paltolarla elinde valizlerle çocuklarla neden ayakta beklenir?? İki dakika erken inebilmek için mi ??? yani başka hiçbir kazançları olmadı ??
biz şaşkınlığın yanında epey de rahatsız olduk bu durumdan..
insan kendini rahatsız hissediyor..
hemen yanıbaşınızda tepenizde dikilen yaşlı insanlar olunca; kalkıp yer vermek gerekiyormuş da vermiyormuşsunuz gibi garip bir huzursuzluk yaşıyorsunuz..
bir de kucağında 6-7 aylık bir çocuğu olan, elinde de 9-10 yaşlarında 2 çocuk olan, ayaklarının diplerinde de valizleri olan bir kadın gelip benim koltuğuma sırtıyla yaslanınca.. ve çocuk da saçlarımla oynamaya başlayınca tam oldu yani !?!?!?!?!?!?
yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz huzurlu keyifli sakin yolculuğumuzun bir anda havasızlık, gürültü ve anlamsızlık ve rahatsızlıkla kaplanması sonucu; walla içimden tek yükselen şey o kalabalığa doğru “manyak mısınızııızzz beee, gidip yerinize otursanızaa” diye bağırmaktı..
hayır masamızda meyvesuyu falan var mesela.. onu bile içemiyorsunuz, çocuklar yüzünüze sürekli bakıyor ..
of yani of..
kardeşime ulaşınca durumu üçümüz birden şaşkınlıkla anlatıp ondan bir cevap bekler gibi sorduk.. yani bi cevabı olmalıydı bu durumun.. kardeşim sadece “hiç bilmiyorum, ama hep böyle” dedi !!!!
ben dediğim gibi yalnız yolculuklarımda hep orta bölümü tercih ettiğimden hiç görmemişim..
bir daha kapı yanında koltuk almak mı……. Aslaaa…
bu yazımı da , öyle ayakta bekleyen insanlardan biri falan okuduysa lütfen ne düşündüğünü anlatsın.. ya da sebebini bilen biri :)
bu arada;
Sevgilisi olanın olmayanın,
Olup da yok gibi olanın,
Yok da var gibi olanın,
Olmayıp çok isteyenin,
Oluyo da noluyo diyenin,
Olduğu için çok mutlu olanın,
Olmadığı için çok mutlu olanın,
Onsuz olamayanın,
Onunla hiç olamayanın,
Herşeye rağmen yüreğinde her daim aşka kucak açanın
Sevgililer Günü kutlu olsun :)
(THE ORGAN - LOVE, LOVE, LOVE)
Etiketler: fatoş yollarda
15 yorum:
araba şart diyorum başka da bişi demiyorum...
:))) Ben bunu her gidişimde yaşıyorum o yüzden artık arkaya oturmuyorum. arka koltukların baska bir guzelliği var ama hem sakin oluyor gezinenh insanları görmüyorsun onuda anlamış değilim kardeşim gezinmekte nedemekmis hay allam yaa :)) seferi halinde herkez dolaşıyo hadi anlarım ayakların uyuşur biraz yürürsün ama kardeşim bu insanlar geziniyo içerde inanılmaz birşey.
birkeresinde :) arkada bende seyehat ederken uyuya kalmışım ama anlattığın gibi varmamıza 30 dk falan vardı yine bu seferi insanlar yerlerinde duramayanlar koltuklar bişi yapıyo sanırım onu da anlamadım ama :)
uyuyorum tam birde bir ayy diye bir ses kız koltuğuma yaslanmış 30 dk olan inme süresini bekliyo bu arada da erkek arkadaşı ile fingirdeşiyo hay allahım yaa o ona vuruyo o onu çimdiriyo :)) tum o arada kızın karın bölgesini yüzümde hissettim.. birinin uyurken beni izlemesinden nefret ederim bu arada ama bütün feribot izliyormuş meyersem ne rezil bir durumdur bu hepsini öldüresim geldi film gibi yaa :)) kızı da tutup caamdan aşağıya atayım dedim.
sonra demezmi ay pardon kaydım. offf ne diyim arkadaşlar. ya sen benim koltuğuma neden dayanıyorsun hem 30 dk başımın tepesinde ne işin var bu feribot sana ineceğin zamanı söylicek 2 kisi daha önde inersen ne olcak yanii hediyemi veriyorlar. yada çok mu acelen var okadar ecelen varsa feribotta ne işin var uçak kirala kardeşim..
ama sonunu bağlıyorum.
BURASI TÜRKİYE HER AN HERŞEY OLABİLİR :)))
İnsanlarımız herkesten önce binip herkesten önce inmek istiyor bunun için de gereken fedakarlığı - kırk dakika ayakta beklemekse beklemek - gösterip öne geçme farklı olma hazıının yaşıyorlar sanırım. İşin ilginci böyle insanlar en önce iner ama öyle aheste inerler ki arkadan gelenlerin inmesine yürümesine izin vermeden aheste aheste süzülürler. topyekün mamansız, sırf saygısızlık başka bişey değil.
Herbikeslerin sevgililer günü kutlu olsun diorum efendim.
Ben Berker...
istanbula çok sık gitmem ama gittiğimde her zaman karşılaştığım bi olay bu ve anlam vermek imkansız.Şunu anlamıyorum 5 dak. önce çıkmışsın veya sonra çıkmışsın neyi değiştirecek niye o zahmeti çekiyorsun ki ayakta beklemek bir tafaftan sıkışmak diğer taraftan.Bu olay sadece deniz otobüsünde olan bişeyde değil,metrolardada buna benzer inmek isteyenler ve binmek isteyenler kapı önü ana-baba günü.Bizim milletimiz böyle çok aceleci bunun önüne geçmekte imkansız gibi gözüküyo bence..
Bu arada herkezin 'Sevgililer Gününü' en içten sevgilerimle kutluyorum...
tamamen ama tamamen rastlantidir....
bu sana ders olsun:)
sizin de sevgililer gununuz kutlu olsun.. ne guzel opucuk bu boyle...cok tatlisiniz..
ben sevgiyi bugüne sıgrılımaması gerektigini düşünenlerdenim ama adet yerini bulsun dedim ve tüm arkadaşlarımın gününü kutladım (:
her gününüz sevgi dolu gününüz kutlu olsun (:
Tek ümidim Tüm sevenlerin Sevdiklerini bu günde değilde hergün göstermesi...Gerçekten sevmek sevilmek Güzel şeyler...İnş Ailenizle bir ömür mutlu olursunuz..
bu fotografdaki sevgilinle hep birlikte olmani isterim :)
çok şeker! sevgiyle kalın... :)
Cok tatlisiniz yaw;)
çok güzel...Sözler de harika..sağlıkla kalınız
EVVVETTT.... noolmuşşş....
onlardan biri benimm.. işte...
feribottan erken inmeye çalışanlardan biri....
amaaaa... bende taktik..varr şşöylee:
1. eline arabanın anahtarını alacaksın
2. güvenlik görevlisi kılıklı şahsın yüzüne gülümseyerek yanından geçip
3.sanki arabanla gelmiş edalarında arka kapıya ineceksin
4.kimse bişey sormaz sorarsa çocuğa bez alamaya iniyorum diyeceksin
5.kapıya yükleneceksin çünkü feribot arka kapıları ağır oluyor ve herkes kitli sanıyor
6.açıncada tabiii havanı atıcaksın..
7.arkadan arabaların arasından en öne gdeceksin
8.esas olayı şimdi dinle:
9.en öndeki araba hizasına gelince sağına soluna bakıp hızlıca yan kapıdan yasak olan geminin kıçına çıkacaksın
10.o bilmem kaç beygir gücünde ki muazzam çift motordan çıkan köpüklü dalgaların inanılmaz kudreti karşısında soluksuz kalacaksın emin ol
11.ve böylece yukarda seni rahatsız eden ayakta kös kös bekleyenden
12.arkada oturduğu için soluksuz kalanlardanda hem önce hemde çook daha mutlu bir şekilde yolculuk yapmış olacaksın
13.bi sorun çıkarsa beni ara altta kimse cep telefonuna da karışmıyooo... şşşşştt
:):) cok begendim bu yazını..ben atlamısım bunu:):)
ve tamamen dogruları yazmıssın...işte bayılıyorum bu bakıs acılarına...
Yorum Gönder