22 Şubat 2006

kuyu..


İnsan düştüğü kuyunun derinliğini hemen anlayamıyormuş..

Eğer düşüş değil de inişse kuyuya.. o zaman bir sorun yokmuş..
çünkü inerken aynı zamanda indiğin kuyunun derinliğini de algılayabiliyor,
hatta indiğin yoldan istediğin zaman geri de çıkabiliyormuşsun..

Ama düşüyorsan…
Anlaşılmıyormuş derinlik..
Dibe vurmadan anlaşılmıyormuş kuyunun derinliği..

Düşerken belki de hissettiğin şey sadece korku..
Sadece korkuyla karışık bir düşüş..
Sonra dibe vuruyormuşsun..
Dibe yaralı vurduysan önce yaralarının acısının derdine düşüyormuşsun..
Sonra..
Yaralarının acısı dinince ..
nerde olduğunu usulca fark etmeye başlıyormuşsun..
Karanlığa alışıyor elbet insanın gözleri ..
Soğuğa alışıyor elbet..
Sorun ne karanlık..
ne yaraların sorun..
ne de üşümek..
Düşülen kuyudan çıkılmıyormuş..
Çıkılmıyormuş..
Öğrendim..

Ne yaparsan yap çıkılmıyormuş..
Debelenmen boşunaymış..
Umutlanman boşunaymış..

Biri haddimi bildirdi bu gece..
Bazı şehirleri saydı bana..
Şehirler içime işledi..

Kuyuya düştüysen çıkılmıyormuş
Senin hayatın artık sadece kuyu oluyormuş..
Bu gece Öğrendim..

(Flaskkvartetten - O Virtus Sapientie)

3 yorum:

aydark dedi ki...

Zamana hükmedersen herşeyin bir çıkışı olduğunu göreceksin.Sakın umut etme ama vazgeçmede!!kuyunun tadını çıkar ta ki ağızındaki o acı tad yerini bilindik bir tada,etrafındaki hava bilindik bir havaya dönüştüğünde.Bileceksin her şeyin şuan dan daha farklı olduğunu.sonsuzdan başla saymaya,sana dur dediğimde aç gözlerini ve etrafına bak......
Aydınlık yoktur aslolan karanlıktır.Herşey karanlıkta saklı,karanlıkta var olur.İzlerini taşıdığımız ne varsa karanlıkta parıldar içimizden,görmekten geçer karanlıkta bu ışığı ve beklemekten.....

Adsız dedi ki...

aikido öğrencileri ilkin düşmeyi öğrenir.uzun süren tutuş-fırlatış antrenmanından ne kadar iyi öğrenerek çıkarsanız,fırlatıldığınızda canınız o kadar az yanar.paraşütle eğitimde 5 nokta taklasını on yüz bin sefer toprak üzerinde denersiniz. eğer gerçek atlayışta beceremezseniz bacaklarınızı kırmanız sözkonusu.
Takla atamıyorsanız, atlamayacaksınız.
Düşmeyi bilmiyorsanız yürümeyeceksiniz.
Işık heryerde aynı parlar,
sadece karanlıkta daha çok dikkat çeker.

Adsız dedi ki...

dünyaya da kuyuya düşer gibi gelmiyormuyuz?
ve bunu anladığımızda asıl acı o zaman yerleşmiyor mu içimize?
bu uyanıştan önceki zamanları hayatımızın tek mutlu anları olarak avuçlarımızda sımsıkı saklayıp, geleceğin kör labirentinde umut diye taşımak. son bir umut, soğuk taşlarına çarparak bu hayatın hergün yenilmek ve tekrar yenilmek.
kurtuluşu ararken kaybetmek kendini yada kuyuyu..