11 Mart 2010

.


DISTURBED - THE GAME


Oynamak her yaşta zevkli..
Merak, gizem ve tedirginliği hep içinde taşır çünkü oyunlar..
Sonundan ve kimin kazanacağından asla emin olmazsınız çünkü..

İstediğiniz kadar hesaplayın, istediğiniz kadar geliştirin hipotezleri, istediğiniz kadar düşünün olabilecekleri..
Oyun hiç beklemediğiniz bir anda alt üst edebilir her şeyinizi..
Bir bakarsınız en diptesiniz ! Kaybetmişsiniz..
Ve her kaybeden gibi yeniden oynamak istersiniz..
Oysa oyun arkadaşınız yenmenin tadına bakmış ve artık sizinle oynadığı oyundan sıkılmıştır..
Ve oyun bitmiştir.

Bazen de tam tersi olur..
Tüm oyunu kaybedeceğinizi düşünerek umutsuz oynarsınız..
Son dakikada.. hatta tam da pes ettiğiniz noktada öyle bir şey olur ki..
Bir bakarsınız en yukarıdasınız ! Kazanmışsınızdır..
Ve her kazanan gibi bir daha oynamak istemezsiniz.

Ve oyun nihayet bitmiştir.


Bazense.. nadiren..
Ne kazananı belli olur oyunların ne kaybedeni..
Sürer gider sonsuza..


Siz hiç bitmeyecek bir oyun oynamaya kalkıştınız mı ?
Belki de bu yüzden korkmalı oyunlardan ?!?
Ya da belki bu yüzden meydan okumalı tüm risklere ve dalmalı oyunlara ?!?



Yukarıdaki fotoğrafımı 2008 yazında Bandırmada ilk çektiğim anda bu adı koymuştum..
Belki de Korkmalı Oyunlardan..
Bir daha da değiştirmedim..
Her yerde bu adla yayınlandı.
Fakat ben eskiden vazgeçmiş ve ürkek bakardım oyunlara..
Oysa bugün diyebiliyorum ki;
Bazı oyunlar hiç bitmiyor..
Ve o yüzden “Belki de Korkmamalı Oyunlardan” diyor artık içim..



Koridorda bu yalnız başına yürüyen adamın durup incelediği fotoğraf benim oyunları anlattığım fotoğrafım..
Kızların kimbilir ne konuşarak baktığı fotoğraf benim oyunları anlattığım fotoğrafım..
Kısacası son gerçekleştirdiğimiz etapta yukarıdaki fotoğrafım sergilendi.

Benim katılamadığım sergide, bu 2 kareyi yakalayan arkadaşıma buradan sevgilerimi yolluyorum, ne hoş bir detay oldu benim için..
Mutlaka büyük hali ile bir kez bakın fotoğrafa, tüm güzelliği o zaman hissedilmekte..

Orjinal büyüklüğü ile isteyen arkadaşlara maille göndermekten de zevk duyarım.



BURFOT - Bursa Fotoğraf İmece Topluluğu'nun "Griye Veda Renklere Merhaba" Projesinin 9. etap sergisi; Bursa Anadolu Lisesi’nde 26 Şubat 2010 Cuma günü yapılan törende açılış konuşmaları ve düzenlenen kokteyl eşliğinde açıldı.
Okul Müdür Baş Yardımcısı Seçkin YILMAZ, BURFOT adına Arda UYGUR ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Semih PALA'nın yaptığı konuşmalardan sonra, Okul tarafından hazırlanan teşekkür plaketi BURFOT adına Habibe YILDIZ tarafından kabul edildi.
Davetlilerin sergi ziyareti ve ilgililere BURFOT üyelerince yapılan gerekli bilgilendirmelerin ardından BURFOT adına hazırlanan tanıtıcı slayt gösterisi ve BURFOT üyelerinin fotoğraflarından oluşan gösteri okul öğrencilerine Hüseyin Ceylan tarafından sunuldu.

Daha nice okulların renklenmesi adına, nice projelere..

13 yorum:

Gepetto... dedi ki...

Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
Dile dökülmeyenin tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başıboş ayrıntılarında
Zaman zaman geri tepip duruyordu
Ve elbet üzerinde durulmuyordu
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim
Başlangıçta doğruydu belki
Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin


Murathan Mungan

iddia ediyorum azer bülbül bu ülkenin en iyi fotografcisidir diyen 1 milyon kisi bulurum dedi ki...

hastasiyim o titrek ellerin, o grenli fotograflarin :))
tüm fotograflar arasinda sec desen ilk üce girer bu fotograf..

banu dedi ki...

resmin bilgisayar ortamında değil büyük orjinal tablosunu görmüş olan şanslı biri olarak tekrar tekrar tebrik eiyorum .Nasıl muhteşem duruyor tarif edemem yani.
ve oyunda..ilk kaybeden olunca sanki oyunun ve kazanmanın tadını daha başka alıyosun birincinin zaferini elinden alıp anlıkta olsa mağlup ettiğinde..kaybeden kaybettiği için kazananda neden daha önce kazanamdığı için biraz kırgınken..

kara kitap dedi ki...

ben fotoğrafı mail olarak istiyorum.yüksek gerilim hatlarını küçüklüğümden beri kocaman robotlara benzetirim.onların yürdüğünü düşlerdim, tellerden ip yapıp birlikte ip atladıklarını.fotoğrafın birden burnumun direğini sızlattı.izmir'de annemlerin balkonundan bakınca de yüksek gerilim hatları görünür.

beenmaya dedi ki...

kaybettiğine bakma
kazanıyor bir o kadar aslında
ama kendisi bile farkında değil...

murat g dedi ki...

insanin kendinden başka korkacak birseyi olmamali :)

Adsız dedi ki...

Bu ne kadar güzel bir şarkı böyle, kanımı kaynattı resmen. Hemen oyuna dahil olasım geldi bak :)

Çocuk dedi ki...

Büyük halini istedim, keyifle inceleyeceğim fotoğrafını. Belki farklı şeyler görürürüm yine, her fotoğrafında "bana göre" gizli kalmış bir çok şey olduğunu biliyorum. Belki bu sefer unuttuğum oyunlar gelir aklıma.

Öyleyse hanginden korkmalı? Oyunlardan mı, oyunculardan mı ?

Ya da fotoğrafında ki gibi, elektrik direklerinde ip mi atlamalı tehlikeyi göre göre...Ama keyfine yenile yenile...

Adsız dedi ki...

güzel fotoğraf! çekene sağlık. Ben de istiyorum ilk fotoğrafın orjinalini..
yosun

YILDIZNAF dedi ki...

Muthis gurur duyuyorum seninle Arkadasim. Nler yakaliyorsun, inanilmaz guzel hepsi. Ince bir ruh ince bir zeka ile bulusmus. Tum cektigin acilar bundan...Tabii keyiflerde aslinda...Devam devam yasama, gozlemlemeye, uretmeye devam...

beenmaya dedi ki...

efenim mimlendiniz. bilginize...

http://beenmaya.blogspot.com/2010/03/cilingir-sofrasi.html

Şapkacı... dedi ki...

"Senin sağırlığında,
Üşüyen odalarda
Soğuttum bedenimi

Bir bıçak koydular
Dudaklarımın arasına
Tek adında kanatan
Yok dostum düşmanım
Kanımı içiren bana
Eğildim önünde
Bir dönüş ki yok duruşu
Sar kapat üstümü"
2007 yılında doğum günümden bir gün önce bir kadın yazdı bu şiiri bana.
"İnsanın korktuğu gelirmiş başına" derdi hep. Öyle bir oyun oynadı ki bana,tam korkularımdan beni arındırdığı anda geldi başıma... Getirdi...
Ardından başıma gelmemesi için korkmam gerektiğine karar verdim.
Ama en sonunda anladım ki korksam da geliyordu başıma, korkmasam da...
Anlıyor musun?..
Oyun mu? Nasıl bir oyun? Çocuk oyunu mu? Oyun mu bu?
İnsan...

yaratıcı fotoğrafçılık dedi ki...

evet bu bir oyun, hayat gibi
bi çeşit drama, sonu biraz belli biraz değil
en büyük oyunun sonunu biliyoruz ama oynuyoruz bunumu oynamıcaz.