19 Temmuz 2006
korkak bir erkek.. her zaman korkaktır.. anlık cesaretleri onu “korkaklık”tan kurtarmaz..
korkak bir erkek.. her zaman kaybetmeye mahkumdur..
güzel hayaller kurabilir.. ama bunlar hayal olmaktan öte gidemez.. önüne sunulanlarla yetinir.. hoş yetinmese bile istediği, hayal ettiği şeylere sahip olmak için çalışacak cesareti yoktur ki zaten.. hayat önüne kimi, neyi çıkardıysa onu kabullenir..
korkak bir erkeği kabullenen bir kadın da muhtemelen kabullendiği erkek gibidir..
korkak bir erkeğin kendisine faydası yoktur ki.. hayatındakilere faydası dokunsun..
korkak bir patronun şirketi yerinde saymaya ve eninde sonunda batmaya mahkumdur..
korkak bir komutanın orduları savaşı kaybetmeye mahkumdur..
korkak ebeveynlerin çocukları ezik yaşamaya mahkumdur..
korkak insanlar kadar tehlikeli insanlar da yoktur şu dünyada.. çünkü kendi korkaklıklarını kabullenemedikleri için tam bir kargaşaya çevirebilirler her şeyi..
deliden korkmaz aslında insan.. çünkü bilir o delidir..
delidir ne yapsa yeridir :)
ama korkak insanlar sinsi bir düşman gibidirler.. korkaklıklarını örtbas edebilmek için türlü yalanlara, türlü dalaverelere, olayları kendi lehlerine çevirebilecek her türlü terbiyesizliğe hiç düşünmeden başvururlar..
nerden mi çıktı tüm bunlar..
dün akşam bir film izledim.. zeki demirkubuz un “üçüncü sayfa” adlı filmi..
kişiliksiz korkak bir erkeğin dramıydı aslında anlatılan..
acınılası bir erkek..
ordan geldi aklıma.. korkak bir erkek nasıl bişeydir..
korkak bir erkek her zaman kaybetmeye mahkumdur.. kaybettiği şey ise yaşamdır..
hayatıma böyle bir erkeğin uzaktan bile sokulmaması dileğiyle bitiriyorum kelimelerimi :)
haaa bi de g..t korkusu denen bişey var ki.. onu başka bir zaman anlatayım..
(THE SONGS OF THE GYPSIES)
Etiketler: dokundurma
26 yorum:
her korkan kaçmaz. ama her kaçan, korkaktır.
aynaya bakmaya bir kez olsun cesaret edemeyendir.
witness; evet bazen dilimin ayarı kaçıyor, ağırlaşıyor işte böyle :)
anonymous; dediklerine aynen katılıyorum.. aynaya bakamaz çünkü kimin gözlerine bakacak aynada? korkaklığı yüzünden vazgeçtiği hayatının gözlerine mi yoksa korkaklığı yüzünden sattığı insanların gözlerine mi?
ben sevdim,bayan tokati gibi erkegi kendine getirecek cinsten bir yazim.... sakliyorum..
bu yazı beni korkuttu biraz :)
bu ne guzel yazidir yahu eline sağlık tamamen katılıyorum...
ne zamandir takip ediyordum da bugun artık yazmak istedim
jlkjlkj
Yüzlerce yıl, önce padişahların şımarık iktidarıyla, daha sonra da tek parti rejiminin insafsız baskısıyla ezilmiş, suçsuz yere idam edilmiş, hapislerde süründürülmüş, anlamsız savaşlarda cephelere gönderilip öldürülmüş insanların torunlarında bir “korkaklık” özleminin vazgeçilmez hale gelmesi herhalde doğal bulunmalı.
ayrıca korku insanlara sunulmuş nimettir,insanların durup düşünmesi için fırsat yaratır yani aslında korku koruyabilirde ama ama herzaman kaçmak kurtulmak demek de değildir tabi...
sevgili tüm anonymouslar:) yorum yazarken "other" bölümünden kendinize bir nick yazarak bıraksanız yorumlarınızı ben de aşağıda göreceğiniz üzre zorlanmam:)
1.anonymous.. dediklerinize aynen katıldığımı belirtmiştim zaten..
2.anonymous.. bayan tokatı:) ben şunu bilirim ve söylerim.. yazımda bahsettiğim "korkak insanlar"ı yani aciz insanları değil tokat, kötek bile kendine getiremez..
3.anonymous.. bi anlamı varmı yanyana yazdığınız harflerin.. yoksa nasıl yorum yazılıyor diye bir deneme miydi??
4.anonymous.. içimizdeki korkaklığı, geçmişe, atalarımıza, düzene bağlamak da bir kaçış hatta bir korkaklık değil mi??
5.anonymous.. hani bir tabir vardır: "adam gibi adam" derler.. işte böyle insanlar için evet korku bir nimettir.. ama kendini dışarıya "adam gibi adam" gösterip, mesleğinde başarıdan başarıya koşarak bunu başardığını sanan, herkesin gözünde "iyi bir insan" olmak gibi bir kaygıyla hareket eden, içerisine baktığınızda ARTIKlıktan ve ACİZlikten başka birşey göremediğiniz insanlar için korkmak bir nimet değildir..
ve evet.. kaçmak her zaman kurtulmak değildir.. çünkü bazen kaçışlar ödettirilir.. bazı kaçışların bedeli; gelecek ve onu bitirecek bir arşivi beklemeye endekslenir..
murat h.. :)
quarashi.. teşekkür ederim :)
Korku... Sahip olmaktan en çok korktuğumuz duygulardan biri, belki de birincisi.
Bizi tehlikelere karşı uyaran, bize zarar verebilecek olanlardan bizi uzak tutmaya yardım eden alarm sistemimiz. korku bize bir armağandır.
Bize tehlikeyi gösterir.
Bence, tehlikeyi görünce de iyi düşünmek gerekir.
Kaçmak kurtulmaya yetmeyebilir çünkü.
(direkt olarak tarihe bağlamadım sadece halkın yaşadığımız düzende sindirildiğini korkaşlaştırıldığını ve bunun bütün ilşkilerimizde belirleyici olduğunu anlatmaya çalıştım...)
korkaklığından yaptığı şeyleri bir erdemmiş gibi gösteren insanlar konusunda hem fikiriz..
Korku bir duygu degildir bir kere bu bir. Insan bir tek nedenden korkar: Bilmedigi seyden. Eger bir seyi bilmiyorsan, eylemlerinden ne gibi sonuclar alacagini tahmin edemiyorsan, korkarsin. Korku budur. Simdi sevgili dostumun ne yazdigini ve niye yazdigini ve korkunun temel tanimini da unutmadan baska tanimlara da goz atabiliriz:
- Sonuclarini kestiremedigi icin bir eyleme girmekten cekiniyorsan korkuyorsun demektir, bu durumda korkmana ragmen eyleme gecersin, cesur olursun, basarirsin, kahraman olursun, basaramazsin, korktugun basina gelir, yine de cesaretin takdir edilir.
- Bilmiyorsundur, korkuyorsundur, (ki bu ayip degildir) eyleme gecmezsin, geri cekilirsin, kacarsin. Bu durumda aciklarsan, bundan bundan korktum diye, hak verilebilir, hatta takdir bile gorebilirsin. Ama Kacarsin, bir de kendini hakli gostermek icin korktugunu belli etmemek icin baskasina zarar verirsin (iftira atarsin), yalan soylersin (tarihten bahaneler bulursun), iste o zaman bu yazidaki got korkusu yasayan kisilige burunursun, iste o zaman hak edersin her turlu hakareti...
Baska korku ornekleri de var tabii.. Ikaz edildigi halde adini yazmadan itham edici yorumlar yazarsin, ne idugu belirsiz...
dostum o kadar yanlışki insan bildikten sonra korkmaya başlar,biraz derinlere...
Korkunun sirenleri içimizde ürkütücü sesleriyle çınlamaya başladığında, bizim canımızı yakacak, bizi yaralayacak, sakatlayacak hatta öldürecek bir güçle karşı karşıya olduğumuzu anlarız.
çocukken elimi ateşin içine sokmaya çalışırdım taki elim yanana kadar bilmem anlatabildimmi...
korku bir duygudur...
özne olma savaşı içinde, birey bu savaşı aynı ideal ile bir başkası ile paylaşıyor ise özne oluş sonrası 'tanım' süreklilik kazanır. "korku" kalmış, nesne olmaktan çıkılamamış ise geçmişte yaşanılan 'anı'lar bütünü sürekli referans alınan tutaçlar olarak kalır. ama sen bu yazdıklarımı anlarmısınki?
toplumsal dönemler, yönetimler ve yasama üsluplari bireyi toplum içinde erimeye itiyor, kisi ayri bir varolus biçimi kazanamadiginda, cinsel ve kültürel edilginlige ugruyor...
korku....
ankaralı anonymous, benim sitemde bir başkasına argo kelimeler kullanamazsınız. hoş bu sizin karakterinizi çok güzel yansıttı ama sildim çünkü sitemde argo kelimeler kullanılmıyor. herkes fikirlerini söyler.. bu arada sevgili dostum return2 nin söyledikleri çok canınızı acıtmış olmalı ki böyle argo kelimelere sığınmışsınız!!! kelime dağarcığınız yeterli değilse görüşlerinizi savunmaya, bir sözlük almanızı öneririm.
ve bir daha argo kelimeler kullanarak bir yorum yazarsanız daha başka yöntemlere başvurabilirim. zira ankarada sizi bulmak hiç zor değil. yok eğer siz hep argo konuşan biriyseniz bi zahmet kendinize site yapın istediğiniz gibi döktürün. saygısızlık yapmanızın bir anlamı yok..
ha bu arada, benim anlatmak istediğimi hiç anlamamışsınız bu bir..
ikincisi de epey kitap araştırıp güzel kopyalamışsınız kelimeleri buraya. epey de bi zamanınızı almış. çünkü google dan "7.oda" diye arayarak sitemi sürekli takip ettiğinizi de biliyorum sevgili ankaralı anonymous.. ben bu yazıyı yayınlayalı bir buçuk ay oldu. ama ancak bitirebilmişsiniz sanırım araştırmalarınızı.. yine de anlatmak istediğim şeye uygun düşmüyor cevaplarınız bu da iki..
ama yine de bu yorumlarınızı silmeyeceğim. diğerlerini silmemin sebebi de argo kelimeleriniz hatta sonlara doğru terbiyesizleşmenizdir.
bir daha siteme kitaplardan alıntı yaparak yada sıkışınca terbiyesizleşerek yorumlar yazmayın.
bakıyorum bir süredir sitemde kıvranmaktasınız anonymous.. yazamıyor musunuz?? bi diyeceğiniz varsa mailime beklerim. profilimden alabilirsiniz mail adresimi.. zira kafamı söylediğiniz yerden çıkardım bekliyorum sizi..
Yok ağır değil süper olmuş süper:) korkak erkeğin gölgesinden bile kaçmak lazım, kendi yaşamına sahip çıkamayan her erkek benim gözümde en korkak erkektir! İnsanın önce kendi yaşamına sahip çıkması gerekir.
Korku bir duygu olarak tasvir edilebilir, bir çeşit algı şeklidir ..korkunun cinsiyeti yoktur, yani erkeğin korkağı kötüdür de kadının korkağı makbul müdür?..
söz konusu yazıdan da uzaklaşmak istemiyorum ama yazı da bahsi geçen korkaklık nevi şahsına münhasır bir durum gibi geldi bana,yoksa aynı korkaklığı gösteren kişi kadın yada erkek ne fark eder ki?
Eğer ortak yaşam varsa her iki tarafın da korumak gözetmek ve de paylaşımı üretmek adına kimi zaman cesur olup öne çıkarken, kimi zamanda olası zararlardan hasar görmemek adına bir takım geri duruşları olabilir diye düşünüyorum..
Sanırım bu gece korkma\korkmama üzerine ufak bir telkin almış olmamdan dolayı biraz da algıda seçicilik yaparak yazdım bu satırları…
Merhaba ben Kerim
Biraz eski bir yazı bu.
Ama gene de bir soru sorayım.
Korkak bir erkek olmaktan kurtulmak için ne yapmak gerekir?
Bu konuda söyleyecekleriniz var mı
Yorum Gönder