17 Nisan 2006

baş..


Başlamak mı, başlamamak mı ?
İşte bütün mesele bu mu gerçekten ?..

Zaten başıma iş alıp baştan çıkarıldım bir kere:
başlamamak ne mümkün !
Kaldı ki asıl baş edilmesi zor olan, “nasıl başlamak” sorusudur..

Her başlangıç; başa çıkamayıp arkasını getirememek,
hatta başından büyük bir işe kalkışmış olma riskini de taşır.
Gelgelelim bence başat sorun bu da değildir.

Asıl ürkütücü, baş döndürücü olan öteki olasılıktır.
Ya baş tacı edilirsem..
Ya bu iş başını alıp giderse..
İşte o zaman ne yaparım ??

Düşünsenize: sonunda başıma buyrukluğumu yitirmek, başımı kaşıyacak vakit bulamamak, başkalaşıma uğrayıp artık bu işten başımı kaldıramamak da var.
Al başına belayı !!

“Kadının başına dert ettiği şeye bak, başı göğe değeceğine, başını taştan taşa vuruyor.. bu kafayla giderse başına taş yağacak..” diye düşünebilirsiniz.
Çağımızın baş egemen değerleri açısından bakarsak haksız da sayılmazsınız..
Devir kendini göstermek, başa güreşmek adına birbirinin başına olmadık çorap örme devri, değil mi?

Gelgelelim, benim gibi başında kavak yelleri esen,
üstelik bu değerlerle arası hiç hoş olmayan,
ayrıca başının dikine gitmeyi seven,
ancak bir yandan da başı önünde biri için,
tüm bunlar hiç kolay değil..

Ben..
Söze başlamaktansa, sözün beni sarıp sarmalamasını ve beni her türlü olası başlangıcın çok ötelerine taşımasını isterdim..

(ALANIS MORISETTE - CRAZY)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

başlamk bazen herşey gibi gelir insana ama yıkıcı olan hep sonlardır. başlamak heycanlıdır genelde nadiren korku barındırır ama sonlar herzaman korku barındırır içinde. genelde kendiliğinden başlanır bir çok şeye ama sonlandırmak her zaman kontrol altında gerçekleştirilir.
sonları yaşadın mı? artık birşeye başlamak da sana korku vermeye başlar.


yazın tek kelime ile muhteşem!!