9 Eylül 2006

dizi film devam ediyor..


mutsuzların cesur olduğu bir dünyada yaşıyoruz..
kahramanlığın; kuşların göç yollarını bekleyen kadınlardan çok, insanları öldürmeyi iyi beceren adamlarla ilişkilendirilmesi bundan..

savaş.. bir “dizi film” gibi devam ediyor..
kimlerin arasında olduğu da çok önemli değil aslında..
zira gerçek taraflar hep arka planda..
işin doğrusu; kendilerini mutsuzluğa şartlandırmış bir azınlık, onların pervasızlığından korkan sessiz çoğunluğa karşı müthiş bir mücadele veriyorlar..

örnekleri uçlardan seçelim:
islamcı çoğunluğun tasvip etmemesine rağmen islamcı terörün hala devam etmesi..
aşırı sağcıların çoğunluğunun kınamasına rağmen aşırı sağcı mafya örgütlenmelerinin kronikleşmesi..
israil halkının çoğunluğunun taraftar olmamasına rağmen israil ordusunun lübnan’ı yerle bir etmesi de bundan..
bu zorbalık ve cesaret; kitlelerin hayatlarını en doğrudan etkiliyor..

yine çoğunluğun istemi dışında hızla yokolmaya gidiyoruz..
bu işler, ekonomiyi köklerinden koparıp aksak bir bilime çeviren, sözde gelişmiş ülkelerin mutsuz insanları tarafından yapılıyor..
mutsuz ve cesur olduklarından eylemlerinin sonuçlarından da çekinmiyorlar..

kimse biçare yerküreyi yüksek bir misyonu yerine getirmek için ele geçirmek derdinde değil.. sadece bir takım adamlar öğrendikleri usulde mutluluğu yakalamak peşindeler..

(BEIRUT, A WAR ZONE)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Kıyasıya bir savaş sonrası... Savaş alanında toz yere çökmüş neden sonra. Şahlar ve vezirler ayakta kalmış. Birbirlerini kolluyorlar, belli ki. Kimbilir içlerinden ne geçiyor???
Bakalım :

- Ne kaldı geriye? (vezirler)
- Sen daha duuur, bu iş burada bitmez (şahlar, karşılıklı)
- Yandakilere noluyor yahu? (şahlar - vezirler)
- Karşı tarafın veziri niye öyle bakıyor acaba? (şah a)
- Nasıl olacak bu işler? (yandaki 4lü)
- Bre vezir, düşman şahına nasıl bakmaktır bu böyle? Bilmez misin ki düşmanımızdır? (şah b)
- Savaşa ne gerek vardı, olan aradakilere oldu :( (Tahminen en son düşünülecek şey)