29 Mayıs 2008



EDITORS - LULLABY




durup dururken itiraf edesim geldi.. hiç kelimelerle oynamadan..
7.oda üzerine sorulan bütün sorulara cevaben, hiçbir kelimeyi sakınmadan..
7.oda ne demek?
Neden 7. ?
7.sanatla bir ilişkisi var mı?
diğer 6 odada neler var peki?
8.oda olacak mı ileride?
neden bu ad??
bu ve benzeri öyle çok soruyla karşılaşıyorum ki..

kimisine anlattım ne demek olduğunu..
kimi soruları sonra cevaplarım dedim unuttum..
şimdi bu soruların tamamına yanıt vermiş olacağım..

yıllar önce sormuştu bir arkadaşım... yüreğinde kaç oda var senin diye..
boşanmak istediğime karar verişimden çok az bir süre önceydi sanırım.. 2003 kışıydı.. neredeyse bir yıldır kendimi sorgulamış, nerede olmak ne yapmak istediğime hemen hemen karar verdiğim dönemlerdi.. çok zorlu bir sorgulama döneminden çıkmıştım.. en başta kendimi sonra evliliğimi sonra hayatı sonra birlikte hayatımı tükettiğim insanı.. aldıklarımı, alamadıklarımı, verdiklerimi, veremediklerimi, benden istenilenleri, benden beklenilenleri, başardıklarımı, başaramadıklarımı, isteklerimi, olmayan hayallerimi.. coşkularımı.. tutkularımı.. ve yıllar öncesinde bıraktığım içimdeki o küçük kıpır kıpır kızı..
yüreğinde kaç oda var dedi arkadaşım.. anlamamıştım .. nasıl yani demiştim..
sonra kendi yüreğini anlatmıştı..
odaları.. koridorları.. bahçesi.. havuzu .. ağaçları bile vardı.. yolları yeşildi..
öyle güzel anlatmıştı.. öyle güzel..

ben de gecelerce düşündüm bunun üstüne..
benim yüreğimin içini..
aslında bir sürü duvarım olduğunu gördüm..
her gece yeni duvarlarımla yüzleştim..
her gece yeni kapılarımla..
uzun sürdü yüreğimin içini çizebilmek..
odalarımı saydım.. saydım.. saydım
7 tane çıktı..

1.oda: kızıma ait.. duvarları en kalın olan en sağlam odam.. hiç kimsenin zarar veremeyeceği kadar kalın.. kendime rağmen kendimin bile zarar veremeyeceği kadar.. anneyim ben bu odada
İçerideki mutluluğu ve huzuru hissetmek isteyen herkese açık kapısı.. ama haset, kıskanç, mutluluğumuzu içine sindiremeyecek, bize saldıracak insanlara ise kilitli artık.. sürekli kahkahalar çınlar duvarlarında.. apaydınlık.. mis kokulu.. en çok şefkatin ağır bastığı en harika odası yüreğimin..

2.oda: kocama ait (di) o zamanlar.. boşalmasını ve kapatmayı en arzu ettiğim odaydı.. sonrasında kapandı zaten.. eş im ben bu odada?! Eş.. kimsenin bir eşi olamayacağına inandığım halde çocukça bir saflıkla denemiştim.. 6 yıl boyunca tabiri caizse kuş sütünün bile eksik olmadığı bir oda sunmuştum kocama.. onun eşinde olmasını istediği her şeyi sunmuştum.. sonrasında girdiğim uyanış, mutsuzluk ve devamındaki 1 yılı aşkın süren sorgulamaların bitiminde onun hayatını yaşadığımı, kendimi yaşamadığımı anlayıp kapısını açtım odanın.. artık yüreğimde böyle bir odaya yer olmadığını anlattım ve kapıyı sonuna kadar açtım.. boşalmasını istediğim zamandan 3.5 yıl sonra boşaldı oda. Kapısını anında kapatıp kilitledim..
büyük konuşmamayı öğretti hayat bana. sırf bu yüzden büyükçe ve keskince konuşamıyorum ama bir daha açmayı hiç düşünmediğim bir oda burası..

3.oda: aileme ait.. harika bir annem harika bir babam ve harika ötesi bir kardeşim ve kardeşimin çok sevdiği sevgilisi var :) hem bir kız çocuğu hem de bir ablayım ben bu odada
Hiçbir zaman onları yok sayamadığım, ve aldığım pek çok kararda çok etkili ve yönlendirici olmuştur ailem.. vefakar olmak sanki doğduğumda bana yüklenen bişeydi.. hiçbir zaman tam özgür oldum diyemem.. mutlaka onları düşündüm hep bir karar alırken ya da alamazken.. çoğu zaman bunu kendim yaptım .. iyi bir kız evlat olmak adına.. olabildim mi bilemem.. tek bildiğim çabaladığım..
2003 yılında boşanmak istediğimi söylediğimde desteklemedi beni ailem.. kendilerince boşanmam için bir sebep bulamadıklarından.. çünkü sebep olarak onlara sadece mutsuzluğumu sunabilmiştim.. çok mutsuzum demiştim çok.. olmadı tabiî ki.. anlamadılar.. çünkü onlara somut nedenler sunmalıydım.. başka bir kadın, kumar, dayak, alkol vs gibi.. mutsuzluk onlar için yeterli bir neden değildi..
yıllar sonra gerçekten boşanma aşamasına gelindiğinde geçirdiğim bir sinir krizi sırasında babamın yüzüne ağlayarak haykırmıştım, senin yüzünden bugün bu konumdayım diye.. yıllar önce bana kucak açsaydın, beni dinleseydin çok mutsuzum ben dediğimde bana sarılabilseydin, bugün bu konumda olmayacaktım.. iyi bak şimdi bana demiştim.. iyi bak..
sanırım o an hiçbirimizin aklından da yüreğinden de silinmeyecek bir an olarak kalacak hep..
babam o günden sonra destek olmaya başlamıştır bana..
hepimiz hayata kendi pencerelerimizden bakıyoruz.. hepimiz aynı hayatı görsek de farklı yorumluyoruz.. işte yorumlarımızı yönlendiren şeyler birikimlerimiz oluyor.. birikimlerimiz görüşlerimizi doğuruyor, görüşlerimiz seçimlerimizi..
hani her şeyin avantajları olduğu kadar dezavantajları da vardır ya..
birbirine bağlı bir aile olmanın da öyle.. bir sürü güzelliği ve avantajı yanında dezavantajları da var..
ve ben ailemi gerçekten çok seviyorum.. ve iyi ki onlar gibi bir ailem var..

4.oda: dostlarıma ve arkadaşlarıma ait.. dostum sadece 2 kişi, arkadaşım bisürü :) keyifli, hoşsohbet, sevimli, kaprissiz ve rahat bir arkadaşım ben bu odada.. benimle pek çok şey paylaşılabilir bu odada.. müzikten sinemaya konserden fotoğrafa gündemden geyik muhabbetine kadar.. ve hepsi bilirler ki ben hiç kimseyi yargılamam.. anlamaya çalışırım.. anlayamazsam da dinlerim.. ama asla yargılamam.. kapısı her daim açıktır. İsteyen girer isteyen çıkar..

5.oda: iş hayatıma ait.. burada deşifre olmamak ve etmemek adına iş hayatımla ilgili bişeyler anlatmak istemediğimden iyi biriyimdir bu odada diyerek geçiştiriyorum :)

6.oda: nefretlerime ait.. o zamanlar 2 kişi vardı.. şimdi 4 kişi var :) kindar mıyım ne ben bu odada:)) Bana yapılan hiçbir şeyi unutmam.. ve bu 4 kişiye hiçbir zaman hakkımı helal etmeyeceğim.
bu odaya giren bir daha çıkamıyor. çünkü bu odaya girmek de öyle kolay bişi değil. kızgınlıklar kırgınlıklar nefrete dönüşmez benim içimde. nefret kelimesini kullanabilecek kadar zavallılaştıysa bir insan içimde ancak bu odaya girebilir.. ve dediğim gibi bir daha asla çıkamaz bu odadan..

7.oda: sadece kendime ait tek yer.. içeriye yıllarca hiç ama hiç kimseyi almadığım, karanlık kirli bir oda.. içerisi ben kokar.. içeride duvarlarında ben yankılanır.. yıllarca kilitliydi kapısı.. kocama bile açmamıştım.. o da girmek için ısrar etmemişti zaten.. ben söyleyene kadar farketti miydi bu odamı onu bile bilmiyorum..
sonra biri farketti bu odayı.. yıllar sonra.. kapısını çaldı.. açmadım.. sesimi bile çıkarmadım içeride kimsenin olduğunu anlamasın diye.. direndi.. kapıyı yumrukladı.. açmadım.. tekmeledi açmadım.. 7 ay kapının önünde uyudu.. evet tam 7 ayın sonunda hiç pes etmeyen bu adama kapıyı açtım.. girme dedim.. bu karanlığı taşıyamazsın.. taşırım dedi.. girdi.. odanın her yerine dokundu.. her karanlık köşesine.. duvarlarımı dinledi.. kokladı.. sarhoş oldu.. burası sadece karanlık değil çok derin dedi.. bütün ıssızlığımı paylaştı.. bütün acılarımı.. ben gözlerimi kapadım.. sonra sarıldı bana.. sımsıkı.. dokundu parmak uçlarıyla.. incitmekten ürker gibi.. bana ninniler söyledi güzel uykular için.. hiç rüya görmediğimden kendi düşlerini verdi bana.. ve aynayı kırdı.. çünkü sırlar aynanın ardındadır.. sır lı tabaka aynanın ardındadır.. sırlara ve gerçeklere ulaşmak için aynayı kırmak gerekir.. kan akıtmayı göze almak.. aynaya yumruğunu geçirirsin.. kanın camlara karışır, canın kana karışır, sırlar ise avcuna..
haklıymışsın dedi.. ben senin derinliğinde kayboldum dedi.. sarıldı.. ve gitti..
ben de ona inat 7.oda nın kapılarını sonsuza kadar kilitlememek üzere açtım..
yani kadınım ben bu odada.. benim ..

2006 yılının ilk ayında sitemi ilk açtığımda çok daha karanlık, çok daha kimliksiz ve çok daha içine acı işlemiş kelimeler aktı hep.. yaşadığım dönem itibariyle öyleydi çünkü.. acı hakimdi tüm yaşamıma.. insanı olduğu yere mıhlayan keskin acılar..
geçen 2.5 yıl süresince bütün hayatım değişti.. kimi yazılarımla bunlara okuyanlar da tanıklık etti..
7.oda o zamanki karanlığına biraz aydınlık bulaştırdı zamanla :) içerisi loş bir konuma geldi.. çünkü bu süre içerisinde 2.oda boşaldı, kapandı. 4.odadan gitmesi gerekenler itinayla temizlendi..
Ve asıl önemlisi 7.oda nın pek çok misafiri oldu.. bazen 4.odayla 7.oda karışıyor bile hatta birbirine :)
Gelenler kendi ışıklarını da yanlarında getiriyorlar üstelik..


Ben gene zaman zaman koltuğumda büzülüp dışarı çıkmaktan korkarım.. zaman zaman ise gayet neşeli gelen misafirlerimle ilgilenir, film izler, kitap okurum.. müzik her daim yankılanır 7.odanın duvarlarında.. ve genelde bu böğürtü ve çığlıkların hakim olduğu şarkılardır.. ah rammstein ah rammstein :)

Şimdilik bu kadar sanırım anlatmak istediğim şeyler, itiraflar.. ve merak edilen cevaplar..

7.odanın duvarlarında genelde rammstein yankılanır evet ama.. sitemi ilk açınce benimle en özdeşleşen şarkı olarak Lullaby ı seçmiştim Yedinci Oda mı anlattığım yazımda..
Şimdi yine Lullaby diyorum.. ama bu kez Editors den..
Her ne kadar Cure un o ıslak kısık sesinin yerini tutamasa da.. bu da öyle tutkuyla dolduruyor içimi..

78 yorum:

Adsız dedi ki...

Bakıyorum uzaktan bazen, diyorum ki "kendi
kendini üzüyor."

Seni tanıdığımı
düşünüyorum ya da biliyorum. Bilmiyorum. Kim
olduğunu, nasıl olduğunu, neler
hissettiğini.

Çok müdaheleci olmak bana göre değil. Bazen hiç
bir şey bana göre değil ya, neyse.

Şöyle düşünüyorum, bir güzel oturur,
dökülürüz yine. Ne de olsa biz birbirimizi hiç
yargılamıyoruz.

Az vakit kaldı. Görüşmek üzere.

ayhanhan dedi ki...

Beni revirinde tımar edemezsin, belki bir parça dizginleyebilirsin. Kaçak sokulduğum yeryüzünde ben yine kendi yaptığım mızıkayı çalacağım. Sonsuza kadar salak! Kalacağım
Yemin ettim ruhuma eş aramayacağım.. varsın ışıklar kırmızıdan yeşile geçsin, yesilden kırmızıya sonra dursun trafik
Ben dans etmeyi seviyordum. Tek başıma. Müziği açıyordum ama müzik çalmıyordu, ben oynuyordum.beni görmen imkansız.
İçimde sonsuz katlı bina çöküyordu (silence a house). Bütün deliklerden toz duman cıkıyordu. Cıkan çimento kokusundan biliyorum. Temizlenmeyi bekleyen çocuk gibi. hoş ( şaraptaki iz)
Sonsuz ODALI otelim var benim. Bütün ODALARI dolu. Sonsuz odalı otelimin son müşterisi. Gelen müşteriyi ben yerleştirebilirim otele. Ya sen?
( soruda ki sacmalığın ve postmodernliğin acığa cıkısı)
Uzayın sonsuz beceriksizliğine doğru uzayıp giden şekiller. Uğrasır dururum. Tek örğrenebildiğim gercek ( öğrenim henüz tamamlanmadı) oyunun geometrisi, belki ölümün fabtastik helisleri. Küstahlık zehirse, uysallık panzehir.
Sonuc asitle bazın sevişerek yok olması, var olusun hafifliğindeki çaresizlik, bedel ödeme, psikopat düsünce, katıksız acı biçme.
Dudaklarımın jeneriğinde geciyorsa adım, adımın aynasıysa yüzüm kaldırıp atalım çöpe kareleri
İnsanların saçları yerine organları dökülseydi ne komik olurdu

4.nokta dedi ki...

soyliyecek kelime bulamıyorum sana :))

Adsız dedi ki...

kendini 7 odaya ayırman ilginç geldi bana biras. ne bilim biras kategorileştirmişsin sanki kendini.
Ama kaç odaya bölünürsen bölün sen hep teksin ve öle kalacaksın..
Bu arada;
en sevdiğim oda 7. oda.
en tatlı oda 1. oda.
bu böle bilineeee....

Adsız dedi ki...

Odalarının içinde (hepsinin içinde) bundan sonra hep gülücükler olsun ...
Yeşillikler meyve ağaçları mis kokulu çiçekler olsun
sen bunu hakediyorsun

Adsız dedi ki...

ya sinema gibi kadınsın var yaaaa
her türlü duyguyu barındıran bir film gibi

Adsız dedi ki...

Hayat eskisi gibi değil.
100 yıl önce yaşayan bir köylünün tüm hayatı boyunca öğrendiği bilgiyi, şimdi 11 yaşındaki bir çocuk 1 haftada öğrenmek zorunda neredeyse...

Bu zorunluluk insan beynini de geliştiriyor.
bu gelişimin en etkin yollarından birini insanlık "dosyalama" sistemiyle çözüyor. Tıpkı çağın en popüler icadı bilgisayarlarımızın çalışma prensibi gibi...

Beynimiz de bu dosyalamayı kullanıyor artık. İstesek de istemesek de beynimiz tıpkı bilgisayar gibi her konuyu özelliklerine göre dosyalıyor, gerektiğinde kolayca ulaşabilmek için. "sevdiğim yemekler dosyası" bu dosyanın içinde "sevdiğim tatlılar" onun içinde "sevdiğim sütlü tatlılar"...

Sistem böyle işleyince beynizimin bir zihinsel gündemi oluşuyor ve herşey aslında bu zihinsel gündemi ele geçirmeye çalışma üzerinde dönüyor.

Herkes, herşey, karşımızdakinin zihinsel gündeminde ilk sıralara çıkmak için çalışıyor bilinçli yada bilinçsiz.

Bu zihinsel gündemi kolayca ele geçiren "şanslılar" mevcut. Aile gibi...

Ancak geride kalanlar, -sevgililer bile- karşısındakinin bu zihinsel gündeminde ilk sıraları kapabilmek için didiniyor.

Sevgili arkadaşımın bu yazısını okuyunca, "sanırım 7.0da kendisi için geliştirdiği bu dosyalama sistemini gün ışığına çıkarmış" dedim içimden. Herkesle paylaşıyor. Hatta bu odaların duvarlarına astığı birçok özel fotografı bile...
Bu, ancak büyük bir yüreğin yapabileceği birşey.

Sevgili arkadaşım, sevdiğin odaların büyümesini diliyorum.

Adsız dedi ki...

Yedinci/sonuncu odayi kendine ayirman ilginc. Anlattiklarini okurken gozumde canlandirdim her odayi, 7. oda karanlik ama yogun bilgi ve duygu barindiran bir dehliz gibi.

ABİ dedi ki...

Ben,tek cümle ile, " kendini çok iyi tanıdığını ve çok iyi anlattığını.." söyleyebilirim. Yorumlarda da "Ay Işığı"nın satırlarına fazlasıyla katılırım..

alt kat dedi ki...

"ama acılara alışılmaz/bir şeyler var değişecek/bir şeyler var değiştirmemiz gereken/önce acılardan başlanacak"... (a.telli)
İşte bu dizeler senin olası tüm odalarının duvarlarında çığlık çığlığa yankılanırken, fonda da Pinhani' nin çok sevdiğim şarkısının şu sözleri asılı durmakta:
"asla vazgeçme!"

cephesi dökük saltanat

aşk;
üflesem yıkılacak kendi ırkının köklerine

toz kaplı merdivenlerde aşınmış mermer hüznü
iterek açtığım kapıdan yuvarlasam adımlarımı
terk etsem nefesimdeki zehri

geçmişe tırmanmak mevzu değil de
yükseklik tutar beni!

bakmayan gözlerinden bulutlar çekilir
koynumda kuruttuğum huysuz yağmur, ağlak
yarıştığım rüzgarların ardından
adını bilmediğim duraklar yabancı bekleyişler
zoraki

kendime dönerken
maharetli ellerimde bir ilk çağ kabalığı
şiddeti meşrulaştıran hafıza
kan erken çekilirse avuçlarımdan
filmlerle dayanacağım kapına

mayıs/08

Adsız dedi ki...

hepimizin kendine göre olayları kategolileştirdiği bölümler vardır..ama sevgili fatoşun yaptığı gibi kurmsallaştıramamışızdır yada pek önemsemeyiz..aslında pek çoğumuz numaralandırmasada bu odalara benzeyen odacıklarda olayları arşivleriz ve zamanı geldiğinde ortaya çıkarırız...tabii zaman aşımına uğrayıpta kaldırılanlar hariç..:)) birde hiçbir zaman aşımına uğramayanlar vardır ki bunlar odaların demirbaşlarıdır..bir dostun odacıklarında demirbaş olmak gibi güzel olay yoktur kanımca..bu odacıkların birinde daim olmak dileğiyle..yılmaz pala

Pilli Petro dedi ki...

çok güzel bi yazı olmuş Fatoş ya daha eve gelir gelmez okudum,ellerine sağlık.

odaların ayrımı bir yana her odada sıcacık bi Fatoş var bana göre,hep böyle kal ama yüzünde gülücüklerle.

Butterfly dedi ki...

Seni yakından tanımak çok keyifli, okurken çoğu yerde beni de anlatmışsın gibi geldi bana, belki de ortak noktalarımız vardır yaşamın içinde, kimbilir bazı odalarda yaşadıklarımız benzer şeylerdir. kendine dışardan bakabilecek cesareti olan ender kadınlardansın sen de, sakın vazgeçme kendinden olur mu?
sevgiler

şule dedi ki...

çok güzel anlatmışsın arkadaşım. bir de renk verseydin ya şu odalara... 1.oda gökkuşağını çağrıştırdı bana mesela :) 7.oda'da ise mavi ile kırmızı arasında gidip geldim, karar veremedim. ne dersin?

Ferhanca dedi ki...

İnsan hayatı, mevsimlere benzer.Senin odalarda yağmurlar yağıyor, şimsekler çakıyor,(kızın) çiçekler açıyor.
Okudukça bir ara gözlerim dolu, kendimden bir çok şey buldum.
Her şeye rağmen güçlü bir kadın olduğunu anladım.Gönlünde her daim çiçekler açsın, odalarının ışıkları hiç sönmesin.İyi ki seni tanımışım.
sevgiler.

cinar dedi ki...

Bu yazıyı ben okumadım, sanki fonda kendinden emin bir sunucu edasıyla ve sert sesiyle birisi bana okudu yazıyı. Ve dinledikçe farkettim, benim de 7 odam var kalbimde, seninkilerle çok benzer hem de. Üstelik 7 sayısının benim için çok başka anlamları da var..
Sevgiler.

M.M.K. dedi ki...

en özeli sadece kendimiz olduğumuz oda.. güzel bir anlatım, elinize sağlık!

Berkelenyum dedi ki...

tebrik etmek istiyorum hikaye tadında olmuş ;)

Vladimir dedi ki...

Kendini tanıman ve bunu bu kadar net ifade edebilmen çok özenilecek bir şey, keşke herkes kendisini bu kadar özenle ifade edebilse.

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

fato iyiki varsın be güzelim iyiki bizimlesin be kuzum senin gibi güzel bir insanı tanıdığım için okadar mutluyum ki...

gece yağmuru dedi ki...

odaların içinde biz bizim içimizde odalar.pencerenden bak ama o en özel odan hep sana saklı kalsın.Bazen yağmuru tek başına izlemekte güzeldir...

Adsız dedi ki...

ne demeli

küçük bir kız işte
belki öyküden bir ya da iki yaş büyük
biliyor musun
uzun zamandır kendimle kalamıyorum
7.oda
kendin sen sen
sen gerçekten nasıl sen olabiliyorsun
ben olamıyorum galba
olamadım
en bencil anımda bile kuklalaşıyorum
bu ben miyim diyorum
evet belki diyorum
sonra diyorum ki
sanırım toplamı benim tüm bunların
ne diyeyim
yarın iş var sırtım ağrıyor
bir ovalayan yok
kendi kendimi vicklsliyorum
oh ne güzel
çoraplarımı çıkarmıyorum
iki gün oldu
ayağım üşüyor ama dışarıda hava 30 derece
muamma kızım bunların hepsi
einstein abimiz ne demiş
zaman diye bir şey yoktur
kuvantum fizii ve atomaltı parçaçık teorisi
hadi be ordan
neyse severekten bye

Mutlu Kum Taneleri dedi ki...

Dilerimki tüm odalarınız mutlulukla dolar , mutluluklara açılır hep .
Çok şanslıyım ki sizi tanımak için geldiğimde bloğunuza zaten siz kendinizi anlatmışsınız :)

Adsız dedi ki...

ellerine saglik iyi ifade etmissin kendini farkindaligin yuksek kendi benligini algilama duzeyin cok iyi psikoloji okuyan biri yazdiklarindan bunlari cikarabilir kolaylikla

Enis Diker dedi ki...

Değişik odalar evet ama hepsinde , kendi hakikatimzle, gezen biziz yada siz :) Her odaya her seferinde değişmiş, farklılaşmış gireriz. Yada odalar bizi değiştirir, büyütür

efrasiyab dedi ki...

".. sır lı tabaka aynanın ardındadır.. sırlara ve gerçeklere ulaşmak için aynayı kırmak gerekir.. kan akıtmayı göze almak.. aynaya yumruğunu geçirirsin.. kanın camlara karışır, canın kana karışır, sırlar ise avcuna.."

çok güzeldi, "aynalar ve sırlar" hayran kaldım...

Ferhanca dedi ki...

Fatoş bu yazıyı sıklıkla okuyorum 7.odan muhteşem ..gerçeten kendine çok iyi analiz yapabiliyorsun..Bizde insanlar kaçayaşına gelirlerde ne istediklerini bilmezler ki kendilerini tanımak şöyle dursun.

7.oda herkesin dönüp bakması gerekn odası..2. odada kalıp çıkmaza girmek ayrı bir konu..

daha çok okucam bu yazı bilmiyorum kaçkere daha....

Adsız dedi ki...

bir kadının
sana aralık kapılarını
her hamlede
tek tek
sonuna kadar açabilirsin
önce direnir aralıklar
güler sana
maskeler yüzünde
altında kıpırdayan bir sevinç
bir hüzün değer sana
bir yanlızlık benim dediğin


kapılar açılır
her kapıda bir hayvan seni bekler


çevrenden dolanır neşeyle
dokunmadan sana merakla yunus gibi
kedi gibi dizinin dibinde
gizlemiştir gömülüdür sivri yerleri
ama küçüktür ne de olsa
pençeler de kedi gibi
her kadın gibi o da erkektir aslında
bir kapıda senin yavrularını
karnına alıp saklayan denizatı gibi

sonra üç kapıları olan şehre
üç hayvanla gelir kadın


bir kadının
sana açılmış kapılarını
her hamlede
tek tek
açılmamacasına kapatabilirsin
aralıklar geçmistir artık
önce direnir temmuzlar
gülemez sana
maskesiz yüzünde
doğrudan kıpırdayan bir hayret
aynı tanıdık hüzün değer sana
bir yanlışlık benim dediğin


kapılar açıktır o anda
her kapıda bir hayvan kapıdan çok sana bakar


çok kolaydır aslında
dokunmayı istetecek kadar
kendini gösterirsin
ardından itersin teni
yunus kaçar
kapı kapanır


diğer dizindeki kediler yeter zaten
pençeleri görmeye
seni çizmemek için
sana çizmemek için
kendine yönelir kedi
ilk istediğin uysallık
birden
son istediğin hırçınlığa bırakır yerini
kedi çentiğini tamamlar
kıyamaz daha fazla kendine
dayanmış ama vazgeçmiş
kapının ardında gözden kaybolur
kapı kapanır


diğerine elin değmez
malum senin yavrularını koruyordur
ama denizatının gönlü çabuk geçer
zamanı gelmeden
çıkarır senden olanı karnından
senin yavruların ölür
hep yavru kalan yunus ve kedidir
onları alır karnına
çeker gider kapının ardında
kapı kapanır



üç kapıları olan şehre
üç hayvanla gelen kadın
dönerken üç kapı götürür kapalı
hepsini birden kapatsa kadın
-tek bir hamle yapsan-
yüzün acımaz mı


bir kadında
bunların hepsini yapabilirsin
ama her kadında
bir milat olamassın
senden önce de yanlız kapılar kurmuştur
senden sonra da
senden öncede açılsın diye kapılarında beklenir
senden sonrada
senden öncede kapılar kırılacakları korur
senden sonrada
senden öncede direnmiştir kapılar
senden sonrada
senden öncede kapılar kapanmayı öğrenmiştir
senden sonrada
sanada
................

Adsız dedi ki...

hiç bir kuş özgürlüğüne düşkün değildir yeşil gözlü bu melek kadar...
Fatoş; la vida es bella y yo estoy te quıero...

Adsız dedi ki...

"ben de ona inat 7.oda nın kapılarını sonsuza kadar kilitlememek üzere açtım..
yani kadınım ben bu odada.. benim .."

Demişsin ya hani ne kadar da doğru demişsin. Biz kapılarımızı kilitleriz her aşk acısı sonunda da kendimize haksızlık ederiz. Halbuki giden ne eşsiz biridir, ne de bizi haketmiştir. Ama kadınız ya, bağlıyız, adanmışız... Ama en iyisi gidene inat, daha güzel günlere inançtır!!!

alkım dedi ki...

slm insanların 7 8 yada 5 odaları oldugunu şimdi ögrendim ve kendime sordum 1 saattir gercektende dogru var ama yanlış ama dogru 37 yıl geşmiş kimi odalar boş kimileri taşmış ama ne olursa olsun yaşanması gerekiyomuş yaşanmış diyip geçmek gerek bence

Unknown dedi ki...

O odalara gitmek için bir koridor gerekli..Ve o koridora açılan bir kapı..Senin kapın o kadar sağlam o kadar kuvvetli ki..oda kapı da senin ruhun gibi..

ARZUM dedi ki...

ferhancanın blogundan tıkladım bu sayfayı. kapkara gorunce heryeri, hemen kapatıyordum ki,7.oda ne? yazısını gordum. merakıma kapılık o upuzun yazıyı okudum, hatta yorumları bile::)
Okurken bende böldum kendimi odalara, yazdıgın bicok seyde kendimden bişseyler buldum bende.aile ile ilgili olan kısmı kesip biryerlere yapıstırmak istedim,tekrar okumak isterim diye:)
7 odanın hicbirinde bana ait bir yer yoktu, ama olsun,müze misali dokunmadan, gözlerimle gezdim odalarında:)zihnime kar kalacakları yazdım aklıma:)
içten paylaşımın için teşekkürler.
arzum

Biraz dedi ki...

hem gercekci, hem sicak, hem huzunlu ve hem de hayata dair bir paylasim...samimiyetinizi ve dolayisi ile de odalarinizi biz okuyanlara actiginiz icin ben sadece tesekkur etmek istedim. Sevgi ve selamlarimla

beenmaya dedi ki...

usulca geçtim odalarının önünden. her kapının önünde bir süre durup, her odayı sonuna kadar hissettim. ve ne kadar dolu ve ne kadar "sen"mişsin bu odalarınla bir kez daha farkettim...

Adsız dedi ki...

yedinci oda daki yalnıza:

sessizlikte insan belki aradığını duyar
ama her kulak işitmez
bir kişi bulur
ikincisi tohum eker
sonra yeşillenir çiçekler
herşey zaman ister
.....
herşey anını bekler...

Adsız dedi ki...

ilk yazınızı okumadım, bakarsam sonu gelir, biliyorum, çok hoş yazıyorsunuz, aynaya baktığınızda gördüğünüz çekicilik yazılarınızda da var ama biraz sonra ders çalışmaya başlıcam, ilk yazınızın karamsarsılığını, sertliğini kaldırmasına kaldırırım da şimdi yüklenirsem omzumdan indirmem kolay olmayabilir, bir de korkuyorum, bana da yalnızlığımı hatırlatmasından, üzerinde düşünmek bile istemedim, kaç odam var, kimin için hangi oda, bilmiyorum, ama galiba tüm odalar bana ait, ben oda oda gezmiyorum, misafirlerimi kendi odalarına alıyorum, o koca evde tüm kapılar ardına kadar açık sahipleri gelirse kolayca girebilsin diye ama...

Özellikle geceleri daha yoğun hissediyorum bunu, çok yalnızım, hafif bir müzik dolduruyor tüm odalarımı,
ve kendi kendime;

Dostlarım ev eşyamdı, bir bir gitti, diyorum,
Artık boş odalarda ölümü bekliyorum...

Adsız dedi ki...

kadınların dünyası odalardan oluşmaz diye yazmıştı bi' ara Peihan Mağden.. Oluşsa da, bir su baskınında bütün odaları sel basar. Erkekler odaları ayrıştırmayı becerebilir, ama kadınlarınki geçişken bir zarla kaplanmıştır belki de.. 1. oda 3. odayı.. 7. oda 2. odayı, herhangi bi' oda da, herhangi bir ya da bütün odaları uçurabilir...

Adsız dedi ki...

O kadar çok düşündüm ki bu yazınızın üzerinde..

Yazdıklarınızın derinliği, içselliği, duygu dünyanızdaki komplex yapı, çatışmalarınız,
seçilmiş kelimeleriniz, naif hisleriniz.. Entelektüel yapınız, sahip olduğunuz üstün duygulanım yetenekleriniz değil çekindiğim şey..

Bunlar değildi benim size yazmamı engelleyen bunca zaman, beni korkutan,
"hayır, ben bu kadar derinlere inemem, mücadele edemem, bu odalar düşüncelerimi aşar, kaybolurum hissi de değildi.."

Yazmadım çünkü,kuvvetle şunu hissettim:
Ben bahsetmiş olduğunuz o adam vardı ya, sizin kadın olduğunuz yedinci odaya girip de yenilgiye uğrayınca bayrağını teslim eden o kişi...
Herkesin içinde başkalarının terkettiği bir ev vardır zaten.
Ve kalbin orda kiralık bir oda olduğu söylenir.
Ben o odayı devremülk gibi kullanmaz, tümüyle sahip olmaya çalışırdım;
gitmezdim, kaçmazdım, kalırdım.

aahmetcelebii dedi ki...

Enfes bir yazı olmuş, o kadar çok duyguyu aynı anda barındırıyorki içinde. Diyecek söz bulamıyorum. Hakettiğin kadar mutlu olman dileğiyle..

Adsız dedi ki...

itten ac yılandan cıplak kapına geldim ...

Adsız dedi ki...

Bu mesajı yazıp , yazmamam konusunda cok dusundum ...

Pes etmek yok !!!! düsüncesi sardı tüm düsüncemi

Esrarınızdan uzak durmak İSTEMİYORUM

Bu siiri kendime armagan ediyorum

Yanlız ben....

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Adsız dedi ki...

merhaba..

blogunuza misafir oldum uzunca saatler ve nice sonra farkettimki ben evin sadece bahçesinde dolanıp duruyormuşum, bunu farkettiğim an kendimi nasıl yakaldım dersin? camın açık kısmından içeriyi ve daha içeriyi görmek için bakarken... ama böylesi zor işmiş, uzanmaktan boynum tutuldu tutulacak, yoruldum yani..

ve ani bir kararla , evet kapını çalıyorum, birazdan açacaksın ama beni içeri alırmısın yoksa kendine has bi tarzla:) geri çevirip kapının bir tarafında beni diğer tarafında kendini ölece bırakırmısın bilmiyorum, sadece istiyorum. evet buradayım, seni bekliyorum...

wami

Adsız dedi ki...

Selam arkadaşım,sizi tanımıyorum şahsen ancak yazdıklarınızda kendimi gördüm.2.odanızda hüngür hüngür ağladım.Daha önce de dolaştım,ama şöyle bir ayrıntılı dolaşmakta isteyip yorum bırakmak istedim.1.odanızda çok güzel ama 7. odada bazı olaylar gerçekten film gibi ...Sizi yargılamak değil aslında amacım ama kafamı kurcalayan bişeyler oldu gece , 6.odanızı hiç sevmedim mesela kin ile ilgili kısmını , eskiden bende öyle idim ...ama bu bana zarar veriyordu.Bir müddet sonra size de zarar verebilir Çünkü o oda çok dolacaktır.Orda ki insanlar mutlaka mutlaka oraya girince çıkmıyorlar çünkü ; kapıları açık bıraksanızda ...Akşam bloğunuz hakkında bayağı kafa yordum arkadaşım hani bazen birşeyleri okuyup siz yazmışsınız gibi gelir yaa işte öyle.. burda ki bazıyazıları ben yazmışım gibi gibi geldi.Ama ben sizin gibi açık yüreklilikle anlatamazdım bazı konuları.Bir de maaşallah Öykü' ye öyküye yüklenen cümleler var kafamda " kurabiye yapan annesi olsun istemedi... v.b. " evladınızı kendinizden daha cesur görüyorsunuz , belki o anki düşünceler ..Bir evladı yetiştirmek o na özgüven vermek çok güzel ama ...sonra yazacağım düşüncelerimi bu konuda ..Ve bende de 2 tane yavru var.hele biri çok sonra olduSÜPRİZZZ aralarında 6 yaş var biri 8 , biri 2 yaşında gerçekten hayatımda farklı anlamları var.Ben onları yetiştirme çabasında iken bazı isteklerimi , arzularımı nebileyim hedeflerimi ertelemiş durumdayım..Çünkü olmuyor hayallerimle onları büyütmekte belki bir yere kadar ..Ama bazen bende diyorum böyle biri değildim,yerine sığmayan kıpır kıpır biriydim hayatımda planları çok severdim yanlızca planladığım şeyleri de yapardım..Ama bir müddet sonra robotlaşıyorsunuz maskeler takıyorsunuz neden mi anlatıyorum sabah sabah bunları size belki dertleşmek için belkide kendim gibi birini bulduğumu düşündüğümden ama siz başarmışsınız buna inanıyorum ama yinede yalnızsınız 7. oda (?) bende böyle odalara ayırmayı düşündüm kalbimi gece ..Neyse ben çok uzatmayayım sizi siteme davet etmek istiyorum hatta , sizi bağlantılarıma eklemek istiyorum tabiiki kabul görürseniz ..kendimce bişeyler yazıyorum http://hacerdonmez.com/ saygılarımla ..Öykü ' yü benim için öpün lütfen

Adsız dedi ki...

merhaba 7.odadaki arkadaşım. teşekkür ederim cevap verdiğiniz için, kitap okumayı bende çok severim ama ben yazar ismini önemsemem, okumak beni düşündürmeli, başka dünyalara götürmeli benim için derinlik önemli ve o sayfalarda kaybolmak tanıdığım nice arkadaşlarım var sözde yazarlara taş çıkartırlar
...bu arada bloğunuzu yüreğin odaları diye kayıt edicem siteme teşekkür ederim. Ben yaklaşık 3 aydır sitemdeyim.. daha önce space de paylaşımlarım oldu.

ben yazılara da, okuduklarıma da olumlu ve olumsuz yönleri ile bakarım ve ruh ararım sizin yazılarınızda fazlası ile var
...birde şöyle düşünüyorum bir insan bir işe yüreği ile çıkmışsa Yürekten seven her ruhun sevgiyi görmeye, duymaya ihtiyacı vardır. Şimdi benim yüreğimin ihtiyacı olduğu gibi…
Saygılarımla

Gürkan Karaoğlu dedi ki...

Büyük cümleler kurup, simgeler ve metaforlarla süsleyip bu yazınıza -sizin dediğiniz gibi biraz "itiraf" da sayılan- saygısızlık etmek istemiyorum. Tebrik ederim. "Ben"i paylaşmanın zor olduğunu düşünürüm ki benim için öyledir her ne kadar işim -en azından adaylığım- yazmak olmasına rağmen. Bu denli yalın ve bu denli birey, ben,insan, kadın... olarak yazabildiğiniz için tekrar tebrik ediyorum.

Not: Sizin yapmış olduğunuz yorum için de teşekkür ederim.

wami dedi ki...

Evet haklısın evin bahçesinde degilmişim, 7. odada geziniyormuşum ama burada ilginç olan bence şu; senin aslında birazda korkutarak bahsettiğin o odayı gezerken benim kendimi senin anlatılarının tersine aydınlık ve etkileyici bir bahçede hissetmiş olmam.. bu konuda daha sonra yazmak isterim...

Adsız dedi ki...

Sevgili Fatoş, seni ilk tanıdığım günün, sayfana ilk geldiğim günün hemen ertesi, ablamın konuşmaya ihtiyacı vardı ve beni aradı. Yanına gittim ve konuşmanın bir yerinde ona dedim ki; "Ben hayatımda güçlü çok kadın tanıdım, evet güçlüydüler ama başka çok az şeydiler. Ama insanın başka çok fazla şeyle birlike güçlü olabileceğini gördüğüm bir kadın tanıdım..."
Seni...

wami dedi ki...

ben senin cizdigin sinirlarla da olsa blogun da edindigim bilgilerle hakkinda pek cok seyi biliyor sayilirim, sense bana dair bir sey bilmiyorsun..

ben bir fizik ogretmeniyim. 34 yasindayim, 8 yildir ankarada yasiyorum, oglumla birlikte:) evet cok yakisikli ve cok akilli bir oglum var.

oglum 6 sinifa gidiyor, iki hafta sonra sinavi var ve bu iki haftalik surece de yogun bir kurs donemi ile devam ediyor, bu nedenle bu yil biraz eve kapandik da denebilir cunku onumuzdeki bu sinav surecleri onun gelecegi icin onemli, onemli oldugu kadar yasamında da belirleyici bir surec..

gerci bu aralar hizla buyudugunu farkediyorum, neyse bu konu uzar, bilirsin sende soz cocuktan acilinca anneler susmayi pek istemezler , isteselerde sanirim pek beceremezler..

yazdiklarini okurken pek cok yerde, brawo dedim.. cunku okuduklarim gercekten son derece zeki ve guclu bir kadini resmediyordu bana. kadin sorunuyla yakinandan ilgilenen biri olarak durusuna hayran oldugumu soylemeliyim. hatta bir ara kadin kurultayina blog adresini yazmayi bile dusundum:)

bu yıl kismet olursa "kadin calismasi" alaninda akedemik egitime baslamayi dusunuyorum, ales ten korkuyordum ondan da cok guzel sayilabilecek bir puanla yirttim, yani bir kez daha gordum ki biz kadinlar cogunca bos yere korkuyoruz:))

hep böyle kalman dileğiyle

İçre dedi ki...

odalarını gezerken yüzleştirdiğim kelimeler oldu yaşadıklarımla bağlantılı dehşete düştüm
şimdi gidiyorum "gelmek üzere."

emre barlas dedi ki...

neyin ne olduğunu anlamadan 1. odaya tıklayıp okumaya başladım. kızınıza olan düşkünlüğünüz ve onunla birlikte iken sahip olduğunuz o pozitif enerji resimlerden taşarcasına o kadar yüreğimin derinliklerine işledi ki nasıl olduğunu anlayamadığım bi durum bu; bütün günümün mükemmel geçmesini sağlayan bu enerji için öncelikle size çok teşekkür ederim her nekadar istek dışı bi paylaşım olsada :)
...
zamanım kısıtlı olduğundan 7.oda hakkında olan kısmı da dün akşam inceledim ve yüreğinizde izleri kalan zor zamanları da geride bıraktığınıza cidden çok sevindim...
saygılarımla...

Egemen dedi ki...

Devriminize baktım. Acıdı canım. Böyle bir güce ve yapıya bundan sonra ne yazacağım bilemiyorum. Dikkat etmek ve düşünmek gerek. Sanki yaşanılırlıkların hepsini atlatmışsınız. Sürprize yer yok. Acaba neye aitsiniz. Çözüme mi arayışa mı kaçışa mı sonuca mı. Bu kadar açık mısınız. Eğer öyleyse bence fazla diğerlerine bu kadar siz. Eğer bundan fazlası varsa çalıştığını sandığım kafamı çok zorlar ve yorar..

evo dedi ki...

değişik, güzel ve derin bir bakış...

ecish bucush dedi ki...

BENİM DE BİR 1.ODAM VAR. Ona çok güzel bir oda hazırlamak için geleceğimi ve şimdiki hayatımı sağlam temeller üstüne kurmak için çok çaba sarfediyorum. Çok çalışıyorum. Çok okuyorum,çok gözlemliyorum öğreniyorum...

BENİM DE BİR 2.ODAM VARDI sayenize kapama gücünü buldum.

BENİM DE BİR 3.ODAM VAR. onlar benim herşeyim. Onlarda olan hisleirm ve duygularımın başkası tarafından da hissedilmesi çok güzel:)

BENİM DE BİR 4.ODAM VAR. Her gün 30 kasım 2008 ARINMA ve ÖZGÜRLEŞME yazınızda da yazdığınız gibi onlara teşekkür ediyorum.

BENİM DE BİR 5. ODAM VAR. İşimi çok seviyorum. Opera mezunuyum. Ama executive asistance olarak görev yapıyorum . Bu hikayeyyi belki bir gün size uzun uzun anlatırım. Ama gerçekten çok seviyorum.

BENİM DE BİR 6.ODAM VAR. İnançlı biri olduğumu düşünüyorum. herkesin EKTİĞİNİ BİÇECEĞİNE inanaıyorum. Bunun için de dua ediyorum.

BENİM DE 7. ODAM VAR. Günlüğüm-beynim-kalbim ve kitaplarım. Henüz sizin kadar belki cesaretli değilim o odanın kapılarını herkese açmakta. Fakat biliyorum ki o ODA çok derin ve büyülü bir oda.

bana mutluluk kattığı için 7.oda'ya çok teşekkürler.

ecish bucush dedi ki...

Merhabalar;
Çok çok uzun zamandan beri size yazmayı düşünüyordum. Sanırım bloğunuzun açıldığı ilk günlerden beri yazılarınızı okuyorum. 29 yaşında bir kadınım..
7.oda nın sıkı bir takipçisi olarak yaşamış olduğunuz her anın ben de kendi dünyamda birebir yaşıyanı olarak bazen sizinle konuşur gibi 7.odanın kapılarını aralıyorum dünyamda.
Okuduğunuz kitaplardan, izlediğiniz filmlerden, haykırdığınız sevinç ve hayal kırıklığı çığlıklarından...hepsinden bir parça buluyorum kendimde. Bazen aynı anda aynı filmi izlemiş olmamız ; Bin jip - Bilek Keseneler - Once ...bunlar sadece benim hatırladıklarım ki zaten onlar da hitlerim arasında. Ya da aynı anda elimizde aynı kitabın olması veya gözümüze ilişmiş olması ; Çok Uzaklarda Bir Yaz ; Mutsuzluk Klavuzu ...Bunların hepsi bir tesadüf mü yoksa bana "doğru adrestesin" diyen bir gösterge mi bilemiyorum. Bildiğim tek şey varki sanki kendimle terapi halindeymişim gibi bir hisse kapılıyorum 7.Oda'da.
Rammstein 'i bile sizinle dinler oldum. Ki ben gen elde jazz-fusion tarzı müzik dinleyen biri olarak. :)) Rammstein önyargımı yok etmeye bile çalışıyorum :))

Ben de yazıyorum. Hatta 2. kitabım bitti. Yapmış olduğunuz şeyin ne kadar özel bir durum olduğunu biliyorum. Dünyanızı paylaşmak. Nefesinizi , kalp atışlarınızı paylaşmak. Ben en zor ve en keyifli anlarımda sizi okuyorum. Bazen gözüm kapalı bir tarih tıklıyorum ve herhangi bir anınızı yine siiznle paylaşıyorum. Bu çok keyifverici. Emin olun.

Bunca zamandır bunları neden bunları yazmadın diyecek olursanız herşeyin bir zamanı var. Ben kontrol edemiyorum. Benim elimde değil.

5-6 ay olıcak boşanalı. uzun yıllardır hayatımda olan biriyle bunu yaşadım. Size anlatsam en keyifli -mutlu anlarımla en nefret edilesi anlarımı iyi bir malzeme çıkarırım yazdıracak. Yeniden bir hayat kurmaya başladım. 30 kasım 2008 ARINMA ve ÖZGÜRLEŞME yazınız benim için dönüm noktası oldu son zamanlarda. dönüp dönüp okuyorum. Dua eder gibi bana güç veriyor. Çünkü aynı şeyler.. Bi tek kızım yok. Ama kız evladımın olmasını istiyorum ve sanki olucakmış gibi hissediyorum. Adını ne koyacağımı bile düşündüm. Çok yakında bir mucize gibi sihirli değnek havalanıcak ve başıma konup herşey değişmiş olucak gibi... Yeniden evlenmeyi çok istiyorum. Bir kadın olarak sizin şuan size hiç bir duygunun onun kadar yoğun yaşatamayacağı annelik duygusunu da yaşamayı istiyorum.
Onun size verdiği güç ne ise ben de sizin odanıza girmekten o kadar güç alıyorum. paylaştığınız herşeyi sizinle birlikte paylaşıyorum. Buna emin olun. :)

bana mutluluk kattığı için 7.oda'ya çok teşekkürler.

Sizinle tanışmayı sohbet etmeyi canı gönülden istediğimi bilmenizi isterim.
7.Oda'nın kapıları hiç kapanmasın. En azından bana :)

SEVGİLERİMLE
Kızınızı da yanaklarından öpüyorum.

Feray dedi ki...

beni hiç tanımıyorsunuz istanbulda yaşıyorum tesadüfen bloğunuzu gördüm okudum okudum size bayıldım bence siz mükemmel bir insan ve annesiniz sizi çok sevdim sayenizde last fm müziği keşfettim keşke tanışma imkanımız olsaydı ama neyse bloğunuzdan takip ediyorum sizi ben hemşireyim 35 yaşımdayım ilk eşimden ayrılıp cesurca bir hamleyle 2. evliliğimi yaptım 4-5 yıldır iyi giden bir evliliğim var ben galiba sizin gibi yalnız başıma olmayı beceremzdim sizi sevdim tanıdığım için memnunum sadece bunu söylemek istedim sevgiler

karanliklar dedi ki...

İnanılmaz derecede kendimden bir şeyler buldum 7 odanın 7'sinde ...

Boşandığım ilk gün bir oda inşa ettim mısır piramitleri gibi ve hiç kapısı yok firavunlar asla giremeyecek ....

Acılarımın hafiflediğini hissettim teşekkür ederim...

esen kalın :)

nox dedi ki...

4.odada yargılama yok ya.ne güzel.yargı yoksa hayal kırıklığı beklenti ego sahiplenme de yoktur.tamam,belki sahiplenme olabilir;çocuğunu sahiplenen bir anne onu yargılamaz belkide...ama sahip efendi köle ilişkisi yoktur:)

2. ve 6. odalar kalabalık değil,sana yapılan olumsuz şeyi unutmasan da yargılamaktan uzaklaştıkça nefretde azalıyor.nefred de gerekli bir duygu,sonuçta insanız.

"hepimiz hayata kendi pencerelerimizden bakıyoruz.. hepimiz aynı hayatı görsek de farklı yorumluyoruz.. " başka ne denebilir ki;ağzına yüreğine sağlık,gönlünce kal

nox dedi ki...

parmaklarım adres çubuğuna
........
yazmamam gerektiğini biliyordum
yazmadım
batıl inanç.
.....
...........
herşey daha iyi olacak

dedim
um

Ahmet dedi ki...

bu kadar güzel cümleleri nereden buluyorsun. çok akıllısın sen. Rammstell kötü bence. resimlerine bakmaktan dün gece uyumadım çok güzel olmuş saçların.

eXi Le dedi ki...

ßir hüzün...seßeßi; derinLerde gizLi...tuzu kurumadan gözyaşLarımızın, gece, hüzün, şarkıLar.... -nefesine a§ık ßir ney- üfLer içimize.. üfLer de ßaşLar Ku§ tüyLü ßeyaz dü§Ler..
ismim Hakan.. Kendi gözya§Larının denizinde Yüzen we kendine göçen ßir Garip Seyyahım.. YazıLarınızLa tekrar içime Döndüm..

İpekli Yosunun dedi ki...

Yaşıyorum, hissediyorum, mutluyum ve varlığını yanımda hissediyorum ve yakın zamanda bunu farklı bir düzlemde de hissedeceğim. Yaşamımda dinlemekten ve okumaktan en keyif aldığım kadınsın. Yanına geldiğimde odalarından birinin dostlarına ayrılanın kapısını çalıp içeri girip yüreğinin dilinden yüreğime akanı yüreğime kilitleyip, o güzel gözlerinden akan güzel enerjiyi hissedebilmeyi diliyor ve seni seviyorum Fatoş'um :)

UÇAR dedi ki...

Ne kadar sevmesem de bir başkasının sözünü alıntılayarak bir şeyler anlatmayı, bu sefer denk düştü yapıyorum.(kim yazmış onu da bilmiyorum) 4. odaya atfen:

unutma!
bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
biri seni bulacak...
önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
biraz ürkeceksin.
ne kadar dirensen de nafile
insansın sonuçta, seveceksin.. ..

eski acılara bakıp da küsme sevdalara
gavura kızıp da oruç bozulmaz
sök at kafandan acaba''ları!
bir kemik aynı yerden
iki defa kırılmaz...

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili 7.oda.Çello çalan kedide demincek gördüm sizi.adınız gizemli geldi,bir bakayım şuna dedim.
Kişiliğinizi odalara bölmeniz çok
ilginç.Kendi odalarımla karşılaştırdım,benzerlikler olduğu gibi,ayrılıklar da çok.Belki de bunda yaş ve tecrübe faktörü de var.Baban olacak yaştayım(62).Ama benim odlarımda nefret ettiğim tek kişi yok.İnsanları olduğu gibi kabul ederim.Haksızlık edenleri de gün gelir affederim....Arada bir bloğuna konuk gelebilirmiyim...

Abrek dedi ki...

kendini harika anlatmışsın...tıpkı diğer konuların gibi.7.odanın bu kadar karanlık olmasını kendinde istersen dahada kararır.ama o odayı birine açman...umarım odanın loş ışığı daha aydınlık ve sevdiklerin için pırıl pırıl olur...:))

tekerleklibavul dedi ki...

Ne bileyim ağlayasım geldi öylesine. İlginç bir eviniz varmış. "Ev gezmesine" gelen misafir gibi hissettim kendimi. Hatta bi arkadaşımla evinizin dedikodusunu bile yaptık. :)

mg dedi ki...

Merhaba Fatos, uzun yillar oldu... Sana nasilsin diye sormayacagim, cünkü yazdiklarindan (7. Oda da) cok iyi oldugunu hissetmemek imkansiz... Cok sevindim... Gercekten...
Bu arada seni tebrik etmek istiyorum... 7. Oda müthis bir sey olmus... Tarifsiz...:) Uzun yillardir benim de hep icimden gecen bir seyi gerceklestirmissin.. Ben kendim icin yazmayi severken, isterken bu fikir hic aklima gelmemisti... Gerci o yillar da bu imkanlar da yoktu.. Ben kalem defter kullanilan zamanlarda kalmisti...:))Neyse zamanla zaten yazma, resim yapma istegim körelmis, hatta hatta yetenegimi yitirdigimi bile düsünmeye baslamistim..:) Ne sacma!!! Oysa hepsi bellegimizin bir kösesinde dosyalanmis bir sekilde duruyormus, sadece acmak icin üzerine tiklamam gerekiyormus... Bunun farkina, kendimin farkina vardigim zaman, vardim..:)
Asagi yukari ayni kaderi paylasmis, eski sinif arkadasin, eski akraban ayni statüyü paylasan bir hemcinsin olarak seni tüm kalbimle tebrik ediyorum...
Kendine ve kizina cok iyi bak... Yüzünden gülücükler, yüreginde ki seni güzel yerlere götüren o sert kimi zaman dingin firtinalar eksik olmasin...

sevgiler..

Adsız dedi ki...

Her odayı boşaltıp Rabbi kalbe koymadıkça insan aradığını bulmuş olamaz. Ve bu her insan için böyledir. Boşluklar ve başka şeylerle dolu sandıklarımız aslında dolu, hep Rabbimizle dolu, görebilsek ne mutlu... Sevgilerimle.

Reha dedi ki...

Ne cesur bir yürekmiş seninkisi...
Nasıl bir yüzleşmedir bu böyle!
Kaç cephe açmışsın hayatta ve nasıl ayakta kalmışsın böylesine güçlü, böylesine mağrur, üretken ve mütevazı...
Ne kadar derin bir ruhmuş seninkisi, sesi o enfes müziğin, görüntüsü fotoğraflarının...
Ağırıma giden sıradanlığın aczi değil, ağırıma giden; senden, senin sayende haberdar olmak...
İtiraf etmeliyim ki, kendi adıma haksız bir kazanç oldu bu...
Oysa bu blogu ben keşfetmeliydim...
Arayıp, tarayıp ben bulmalıydım...
Yapmasına zaten yapamam da, en azından kendi çabamla bulmanın gururunu taşırdım...
Şimdi ise bir mirasyedi gibiyim... Blogunu birileri takip etsin diye yapmamışsın...
Ama umuyorum sen burada kendini keşfetmeye devam ederken biz, karanlığında aydınlanalım...

Hayranlıklarımla...

aribas dedi ki...

benim sitem de karanlık, ama sizin ki kadar iyi dışa vuramadım. düşüncelerim kızgın bir erkek-kadın gibiydi diye belki. şimdi ise yalnızlığımı açıkça yazmış olmamın uçucu ferahlığı var... çünkü yazılarınızı okudum.

Ferhat Bayram dedi ki...

saolon yok mu (:

tufank dedi ki...

Merhaba, Fatoş Hanım anneniz sayesinde 7. odanıza geldim. Bir solukta okudum, 7 odanızın hikayesini
müthiş bir yazı sizi tebrik ederim. okurken inanın bir duygu yoğunluğu yaşadım. Kelimelere bu kadar hükmetmenizin sebebi saygıdeğer anneniz Müzeyyen Hanım' ın genlerine sahip olmanızdan kaynaklanıyor. Beni 7. odanızda misafir olarak kabul ederseniz sevinirim. Başarılarınız daim, sevinçleriniz sonsuz olsun. Saygı ve sevgilerimle.........

Adil dedi ki...

Yüreğim acıdı yazdıklarından, yüreğinin odaları ve yedinci oda yazını okuduğumda ağlattın beni ama sevindim yine de okuduğum için yazını. Issız bir okyanusta bir
sirenin şarkısını duymak gibiydi, benim için

Teşekkür ederim, yazındaki içten duyguların için.

Çisem Gedik dedi ki...

kendimi tanımaya başladığım zamandan beri 7 önceleri istemesem de hayatımın her tarafında karşıma çıkıyordu.. bana güç verdiğini farkettiğim bu rakam benden bir parça olmuştu.. kitaplarda/internette/filmlerde/sokakta/yemek yerken/müzik dinlerken/uyurken..
arkadaşlarım/ailem/hayatıma bir zaman girip çıkan insanlar, yabancılar 7'nin benden bir şey olduğunu kabul etmediler.. bu yüzden 7'yi görünce susar olmuştum.. bir kaç zaman önce biriyle tanıştım.. mail adresinde adı soyadı ve 7 rakamı vardı.. tesadüfen sordum ve bana hiç beklemediğim bir cevap verdi.. 7 onunda hayatındaymış.. 7 onun da bir parçasıymış.. biz olduk sonra.. diğer yarımızı bulduk.. şimdilerde de bu yüzden 7'yle ilgili bir kitap arıyordum hediye edebilmek için.. sayfanızı ziyaret ettim ve almalıyım bu kitabı dedim.. ama malesef ve doğal olarak basılmamış bir kitabı hiçbir yerde bulamadım.. .(
7. odanızı bir kez daha kapatmamanızı dilerim.. .)

agresifmartı dedi ki...

çok etkilendim yazınızdan, nedense gozlerim doldu, sen oldum, anladığımı sandım belki de.
sevgiler.

anemon dedi ki...

Kitaplar ve filmler getirdi beni 7. odanıza ve burayı çok sevdim. Belki de kendimden parçalar bulduğum içindir...

Adsız dedi ki...

kendinizle bu kadar çok ilgilenmeyin, yani bir mikdar ara verin. nefes aldığınızı hissedeceksinizdir. mesela, gidin. gidin miyanmara, bangladeşe, pakistana, venezuelaya, kübaya.. ve size göre yaşamı çok daha farklı olan birkaç insanla oturup bir bardak çay için, ve bir derdi var mı diye sorun. sanırım, farklı bir kapı açılacaktır.

Adsız dedi ki...

bence hayata gereğinden fazla önem atfediyorsunuz.yaşamak için ne iyi bir sebep ne de kötü bir sebep vardır bazen olayları akışına bırakmak "bırak ne olacaksa olsun"demek de gerekir.kategorilendirmek bilimsel bir yöntem ama faydaları olduğu kadar zararlarıda var aşırı kategorilendirmek bütünselliği bozar ve gözden kaçırtır.üstelik bana göre kozmosun noktasal hali olan insan gibi karmaşık bir varlığı odalara,duvarlara,evlere falan bölmek aşırı materyalist geldi