30 Mayıs 2009

Son Dört Günüm

.


KEANE - THIS IS THE LAST TIME

Sevgili EgeMavisi beni taa 9 ay önce ebelemişti.. "Önümüzdeki 4 gün, son 4 günümüz olsa ne yapardık ?" idi mim konumuz..

Geç de olsa, bütün mimleri kendi istediğim zamanda cevaplamak gibi saçma bir huyum olduğunu artık öğrendi ya bütün arkadaşlarım, o yüzden içim rahat :)

Fakat bu mim konusunu geciktirmemin bir başka nedeni daha var aslında..
çok zor bir soru bu yahu !
en azından benim için öyle..
önce
EgeMavisinin sonra onu ebeleyen Vladimirin, sonra da onu da ebeleyen Aydan Atlayan Kedinin son dört günlerini okudum..
Okudum ve gerçekten son günlerini nasıl planlayabildiklerine hayret ettim, hayran kaldım..

Çünkü aylardır düşünüyorum aklıma geldikçe, ve ben normalde soğukkanlı olsam da zor durumlarda.. konu ölüm ise hiç de soğukkanlı olamayacağımı anladım..

Benim yapmak istediğim öyle çok şey var ki..
Okumak istediğim onca kitap, izlemek istediğim onca film, dinlemeye doyamadığım şarkılarım, çekmek istediğim onca fotoğraf, gezmek ve keşfetmek istediğim onca yer, yazmak istediğim onca yazı ve pekçok hayalim, umudum varken ve benim bunları 4 günde bitirme ihtimalim yokken..
Ben son 4 günümü çok şey yapmak isterken hiç bir şey yapamadan geçireceğime emin oldum.

Evet aynen böyle.. çok düşündüm.. kendimi çok zorladım.. ama kesinlikle son günlerimi mutlu, eğlenerek ve yapmak istediklerimi yaparak geçiremeyeceğime emin oldum..
muhtemelen her yalnız kaldığımda ağlarım :))
ya da şoka girmiş gibi hiç bir duygu ifadesi göstermeyebilirim 4 gün boyunca da..
hiç bir kitabı okumadan, hiç bir filmi izlemeden, hiç fotoğraf çekmeden...

kısacası benim son 4 günüm kesinlikle duygusal ve hüzünlü geçerdi ..

sondan 4. gün: görmek istediğim ve ulaşabildiğim tüm arkadaşlarımla görüşür ve hepsine biraz zaman ayırıp sarılırdım..

sondan 3. ve 2. gün: sadece ve sadece kızımla zaman geçirir ve onu kucağımdan asla indirmezdim, bir dakikayı bile ona sarılmadan geçirmezdim, sanırım bu dünyada doyamayacağım tek şey, onun kucağımda oluşu, sarılmak ve koklamak..

son gün: kızım ve tüm ailemle birarada geçirdim..

son an: aynen yukarıdaki fotoğrafımdaki gibi Sapancanın o huzur kokan sakin gölüne karşı oturup, beynimden hızla tüm hayatımın geçip gitmesini, ve en mutlu olduğum andaki görüntüde kalmasını beklerdim..
.
.

13 yorum:

drk... dedi ki...

Son 4 gun... Ne zor..zaten olumumuzden onceki 4. gunu bilseydik yada ne zaman olecegimizi o andan sonra bu hayattaki hic bir seyden keyf alamaz, nefes aldigimiz her an aci verirdi bence.. Hic olmeyecekmisiz gibi yasiyor olmamiz,umutlarimizi diri tutuyor... Guzel bir omur yasamani dilerim:):)

beenmaya dedi ki...

bende yazmıştım bu mimi ama şimdi düşününce sanırım hiçbir şey yapamadan geçireceklerden biriyim.

bu arada mimleri geç ve kendisine uygun bir zamanda yazan ve elinde her daim birikmiş mim olan sadece ben değil mişim :)) sahi ben seni hiç mimlemiş miydim :)))

cinar dedi ki...

sanırım benim için de zor olurdu ya. Vladimir'in yazısını hatırladım. Gerçekten çok planlı. sanırım ben de hiçbir şey yapamaz ve sadece sevdiklerimle birlikte geçirirdim son günlerimi.
ne tuhaf, aslında belki de gerçekten son dört günümüzü yaşıyoruz şu anda..

7.oda dedi ki...

bilmemek mutluluktur..
iyi ki bilmiyoruz ne zaman öleceğimizi :)

Adsız dedi ki...

Tam hasta halimle kendimi ikna edip fizik çalışmaya başladım. İki soru çözdüm, başımı kaldırdığımda modemin ışıklarının yandığını gördüm ve "Tüh" dedim, bu internet ya da ttnet benim kariyerimle oynuyor. Hemen oturdum bilgisayar başına, önce e postalarıma baktım, sonra blog sayfama, sonra senin sayfana... O da ne? Sen yazı yazmışsın ve yirmi beş dakika olmuş!!!

Demek ki dedim varmış bir hikmeti... Çok şanslıyım çok... Şans mı? Sen mi?...

Ama yazını okudum ve düşünmek bile istemedim Fatoş, bir an bile eksik olma bu dünyadan. Her insanın yaşama hakkı vardır denir ya, bazen bazı insanlar için aynı şeyi düşünmem ve bazı insanlar olmasa da olur bile diyebilirim çok kızdığım anlarda ama sen... Sen, iyi ki varsın Fatoş, iyi ki varsın ve hep var ol. Yine seyret o gölde kendi geçmişini, yine hiç eksik olmasın Öykü kucağından, yine ailen hep senin yanında olsun, yine hayat sana en güzel arkadaşları ve arkadaşlıkları versin... Ama sen hep ol...

MeaCulpa dedi ki...

Bu mimi ilk defa okuyorum. Ve okurken şimdi ilk defa düşündüm ne yapardım diye. Şunu yapardım sanırım. 4 gün sonra öleceğimi unutup hayatıma aynen şimdi nasılsa öyle devam ederdim. Dogal her zamanki akışıyla. Planlı hiç bir şeyden hoşlanmadığım için hayatımın son gününüde asla planlamazdım. Sevgilerimle...

egemavisi dedi ki...

--- baştarafı buradan ---

Çok sıcak geçecek bir dört gün gibi gözüküyor. Kızınız, aileniz, arkadaşlarınız. Son andaki bekleme sahnesi çok güzel düşünülmüş. Fotoğraf da harika.
Yeri gelmişken; bu kitap okuma, film izleme işi öyle bir şey ki insan kendini çevrelenmiş hissediyor. Okuduklarımı, izlediklerimi yaşar gibi düşündüğümden galiba. Bazen ara verip dinlenmek gerek.

Adsız dedi ki...

Ölmeden önceki son günlerini sevdiklerinle birlikte geçirsen de, son anda yalnız olmayı istemen tam da senin gibi yalnızlığı çok seven bir kadına göre.
Beni yine şaşırtmadın.
Bu sensin.
:)

Biraz dedi ki...

Bilinmesin hiç.

Yapacak hep çok şeylerimizin olduğu umudu ile yaşamak en güzel olanı.

banu dedi ki...

düşüncesi bile çok ürkütücü.iyiki bilmioruz nezamn gidiceğimizi.uzun mutlu bi ömür yaşaman dileğiyle...

nehiro dedi ki...

Ben sanırım 4 günün 3 gününü yalnızlığa bir gününü vedalaşmaya ayırırım...
Düşünüyorum da yalnızlık ve geçmişi düşünme çok farklı ve gökkuşağı renklerini yaşayan ve yaşatan birisinin tek ve en güzel yapacağı şey olabilir..
çünkü verilen zaman çok kısa ve son bilindiğinde yapılan hiç bir şeyden zevk alınamaz kanımca...

karton_piyer dedi ki...

My Life without Me adlı film geldi aklıma. Kanser olduğunu öğrendikten sonra bir "to do list" yapan ve uygulamaya çalışan birinin hayatını anlatıyordu. İzlemediysen tavsiye ederim.

Son 4 günüm mü? Finali verene kadar ben zaten günde 4 kere ölüp dirildim :)

imza
proje yorgunu blogger

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

Benle bir gün geçirdiğin için teşekkür ederim :)))