7 Temmuz 2006

coşku..


Zaman.. zaman.. zaman.. bana hiçbir zaman yetmeyen şu kavram.. yapmak istenen şeyler çok olunca.. zaman yetmeyen bir kavram haline geliyor ister istemez..

tüm haziran ayını uzun soluklu tek bir şiire ayırmıştım.. kelimeleri fotoğraflarıyla ve müzikleriyle yayınladım.. ben çok keyif aldım üçlü bütünlükleri sunmaktan.. siz de keyif aldınız mı bilmem okumaktan..

teşekkür etmek istediğim biri var.. sevgili Witness.. gittiği halde.. son bir posting yayınlamış.. sözü vardı bana.. uzun soluklu şiirimi parça parça yayınlarken ben, sessiz kalmıştı çünkü.. demişti ki; şiirin tamamlandığında yapacağım yorumumu.. sözünü tuttu.. kendi blogunda kelimelerime yorumunu düşürdü.. okudum.. ve gördüm ki.. Witness okurken gerçekten kelimelerimin dibine vurabilen nadir insanlardan.. öyle güzel anlamış ve öyle güzel özetlemiş ki “cehennemime çok geldim”i.. ve benim kelimeler giderse telaşımı.. valizimi açışımı.. evet teşekkür ederim Witness.. gerçekten teşekkür ederim..

Bunun dışında haziran ayı içerisinde 2 farklı yenilik yaptım..

Birincisi… minik tatlı cadıma da bir blog yaptım.. bu odanın karanlığından hiç nasibini almayan benim en aydınlık odam, yani kızıma ait olan odam:1.oda .. (anahtar deliğinden görebilirsiniz:) ayrıca 1.oda da fotoğrafların üzerindeki başlığa tıklandığında fotoğrafın flickr sayfasına da ulaşılabiliyor..

İkincisi de.. her yazımın altında, o yazıyı yazarken dinlediğim şarkıyı yazardım eskiden.. yazımdaki kelimeleri ve fotoğrafı tamamlayan son nokta olan müzik.. ama sadece ismini yazabiliyordum ruhumda yankılanan müziğin:)
şimdiiii… artık… tıklandığında şarkıyı indirebilmeniz içinbir link koymayı öğrendim..
Yani isteyen şarkıyı rahatlıkla indirebilir artık kelimelerimi okurken.. tıkladıktan sonra açılan sayfa da “free” yi tıklamak ve bir süre beklemek yeterli..
yani artık yazımın altına yazdığım şarkıya tıklayın.. ve işte müzik sizin de ruhunuzda..

"Duvardan yankılanan" bölümünü de "yankılananlar" olarak çoğul yapmak suretiyle; gün içerisinde 7.oda nın duvarlarında hangi şarkıların yankılandığını gösteren bir link ekledim..

Temmuz ayı büyük bir enerjiyle birlikte geldi benim için.. içimde anlatılmaz bir coşku var.. nedenleri öyle çok tabi.. bunlardan biri de hiç kuşkusuz müzik.. bir haftadır bir sürü yeni şarkılar keşfetmekle birlikte.. bu hafta içime damgasını vuran şarkıyla bitireyim kelimelerimi..

(THEATRE OF TRAGEDY - ROSE FOR THE DEAD )

2 yorum:

Adsız dedi ki...

kelimelerim bana yetmiyor. İçimdekileri anlatmaya bazen kelime bazen de takat bulamıyorum.Bu belki becerisizlik belki korkaklık. İnsan kendi yazdıklarından korkar mı? ben hala çoğu zaman derinime inmekten korkuyorum. şimdilik başkalarınım güzel yazılarıyla avunuyoum; ama bi gün yazılarımı okumanı isterim.Yazılarımı okumak istemene de sevindim açıkçası ama daha değil.minikkeler

7.oda dedi ki...

bilirim insanın kendi kelimelerinden korkması ne demek.. bilirim derinine inmek ve ordaki kirli benlikle yüzleşmek ne derece korkutur insanı.. ama bildiğim bişey daha var ki.. oraya inmeden de asla kendimizle yüzleşemeyiz.. zorlu bir yolculuk olsa da iniş hatta dönem dönem düşüşler yaşasa da insan.. kim kendi derinine inmeden yaşadıklarının arkasında durabilir ki?? yüzeyde kalıp basit bir şekilde de yaşamak mümkün tabi çoğu insan gibi..