tag:blogger.com,1999:blog-21407179.post7620952089733629086..comments2023-10-04T13:06:42.088+03:00Comments on 7.oda: Anna Karenina - Lev Tolstoy7.odahttp://www.blogger.com/profile/10966726207786499910noreply@blogger.comBlogger17125tag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-79231968759306914962013-05-02T20:40:47.366+03:002013-05-02T20:40:47.366+03:00asla modası geçmeyecek defalarca okunup üzerine ko...asla modası geçmeyecek defalarca okunup üzerine konuşulacak muhteşem bir roman.. paylaşımınız için teşekkürler.. çok emek verilen bir yazı olmuş..EMİNE ÖZTÜRKhttps://www.blogger.com/profile/09802762158614577139noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-89326349709977268692013-03-25T01:45:19.518+02:002013-03-25T01:45:19.518+02:00Vladimir Nabokov, romanı tahlil ederken; Tolstoy’u...Vladimir Nabokov, romanı tahlil ederken; Tolstoy’un neden başlangıç cümlesi olarak "İÇİM NEFRETLE DOLU, ÖCÜMÜ ALACAĞIM" cümlesini seçtiğini şöyle yorumlar:<br />"Birincisi, toplumun Anna’yı yargılamaya hakkı yoktu; ikincisi, Anna’nın da intikam dolu intiharıyla Vronski’yi cezalandırmaya hakkı yoktu."<br /><br />7.odahttps://www.blogger.com/profile/10966726207786499910noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-86947328475084375922012-02-09T23:11:15.884+02:002012-02-09T23:11:15.884+02:00Tolstoy'un, Anna Karenina'da ne demek iste...Tolstoy'un, Anna Karenina'da ne demek istediğini soranlara yanıtı şu olur:<br /><br />"Romanımda ne demek istediğimi sözle anlatmam bekleniyorsa, aynı romanı bir daha yazarım."Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-90689261515152113072010-03-30T15:08:51.598+03:002010-03-30T15:08:51.598+03:00"Kişinin sahip olduğu derinliğin boyutu çok ö..."Kişinin sahip olduğu derinliğin boyutu çok önemli aslında.. ve ancak yine kendisi gibi derin bir insan doldurabilir içini, doyurabilir ruhunu..Yoksa daha derin olan taraf hep aç.. ruhu hiçbir zaman doymuyor.." Öyle güzel anlatmışsınız ki cümlelerinizle, iki yıl önce yaz sıcaklarında okuduğum bu kitabın içine tekrar gömüldüm sanki.ve hala düşünürüm Anna sevgisizliği kendine yakıştırmadığı için mi son verdi hayatına yoksa sevdiği adamın sevgisizliğine mi dayanamadı?birincisinde bencillik, ikincisinde de acizlik sebep sanırım..Elif Gizemhttps://www.blogger.com/profile/01782449750691757182noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-8995922125917459492009-08-10T11:40:46.823+03:002009-08-10T11:40:46.823+03:00şimdi "Sakın Kimildama" 2-ci sıraya mı ...şimdi "Sakın Kimildama" 2-ci sıraya mı indi? olamaaaz :)<br />ama hep başucu kitabın olarak kalıcak bence..<br />ben de Anna Karenina yı geçen yıl okudum. Sovetler devrinde büyümüş bir olarak çoktan okumam gerekirdi aslında..unutulmaz bir romandı elbette, ama benim hafızamda karanlık kitap gibi kaldı..Leylək Xəlifəhttps://www.blogger.com/profile/14876060018934847972noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-39898010330489677302009-07-30T15:26:42.415+03:002009-07-30T15:26:42.415+03:00Tolstoy' un Savaş ve barış' ı, İnsan Ne il...Tolstoy' un Savaş ve barış' ı, İnsan Ne ile Yaşar' ı, Diriliş' i ve Anna Karenina sı bir başkadır. Rus yazarların çoğunda var olan, durumu alabildiğine didikleme durumunu en iyi yapanlardan biridir. <br /><br />ee bunu zaten bilen biliyor, ben neden yazıyorsam. Severim kendisini demek istedim..cemhttps://www.blogger.com/profile/09257340128148282759noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-63774716430378984182009-07-28T10:50:36.605+03:002009-07-28T10:50:36.605+03:00tahmin etmiştim zaten hissedeceklerini...
Anna Kar...tahmin etmiştim zaten hissedeceklerini...<br />Anna Karenina...<br />Bir Son ve Başlangıç benim için...Y.noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-61122036184575392802009-07-24T13:15:07.516+03:002009-07-24T13:15:07.516+03:00“Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”…
Kutsal...“Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”… <br /> Kutsal kitaplar, insanların alakasız yerlerden kendileriyle ve dünyayla alakalı sonuçlar çıkardıkları kelimelerle dolu…<br /> “Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”…<br /> Kelimeler, insanlar onlarda her şeyi bulabilir ve belki bu yüzden bir hiçtirler… Sartre bana katılır mıydı, hiçlik kelimelerle başladı desem?<br /> “Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”…<br /> Okuduklarından insanlar kendilerine dair bir şeyler buluyorlar. Yoksa yaratıyorlar. Kutsal kitaplarda, insanlar, sadece kendileri için değil tüm dünya için anlamlar arıyorlar. Biz bulduğumuz kelimeleri sahipleniyoruz hemen. Peki ya başkaları, başkalarına da ait olamaz mı? Olamaz, olursa anlamak zorunda kalırız…<br /> “Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”…<br /> Okudu. Bilinçsizce öğrenmişti, kelimelerin insanların aynaları olduğunu ve sorsan söylemezdi bunun böyle olduğunu. Öğrenmişti ve geçirdiği her nöbette öyle dökülmüştü kelimeler dilinden; isteyenin istediğini anlayabileceği şekilde. Din bir korkaklıktı, yuvarlak kelimelerle örülmüş bir korkaklık…<br /> “Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”…<br /> Ben okuma bilmem demişti meleğe. Biliyordu. Belki sadece kendi zihninin yarattığı gerçekten korkmuştu. Kelimelerden korkar insanlar. Kelimeleri söylemekten, söyleyip sözünden dönememekten... Susmak da konuşmaktır. Tıpkı, enerjinin maddenin başka bir varoluş biçimi olması gibi. Susmanın dilini bilmek gerek… Biliyorum…<br /> “Oku” dedi melek, “yaratanın adıyla oku”…<br /> Peki ya melek? Melek okuma biliyor muydu? Belki biliyordu, belki bilmiyordu, belki de bildiğini bilmiyordu!OveDnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-69753853184404706112009-07-23T17:34:00.715+03:002009-07-23T17:34:00.715+03:00senide hiç boş bırakmaya gelmiyo ellerine sağlık y...senide hiç boş bırakmaya gelmiyo ellerine sağlık yine çok güzel yazmışsın o kadar kalın kitabı okudun ya helal olsun canım çok özledim valla öptüm kocaman......Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-54239427675402415612009-07-23T16:37:20.840+03:002009-07-23T16:37:20.840+03:00O kadar çok güzel anlatmışsın ki,
şu an alıp okuma...O kadar çok güzel anlatmışsın ki,<br />şu an alıp okumak geldi içimden,elimde okumayı bekleyen dört kitap varken...<br />Bu tarz romanları çok severim..<br />Tutku,aşk,ihtiras,ihanet,intihar<br />herşeyden var..<br /><br />Romanı yorumlayışına bayıldım...<br />Geçekten harikasın...ELİFhttps://www.blogger.com/profile/02845065156877854814noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-7922696409112755222009-07-23T15:06:25.201+03:002009-07-23T15:06:25.201+03:00"...ama cıvata yalama olmuş"
çok tanıdı..."...ama cıvata yalama olmuş"<br /><br />çok tanıdık geldi...fishhttps://www.blogger.com/profile/03273205984442330122noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-84089792652198059612009-07-23T14:17:55.128+03:002009-07-23T14:17:55.128+03:00Geçtiğimiz sezonlarda sahnelenen Kenter Tiyatrosun...Geçtiğimiz sezonlarda sahnelenen Kenter Tiyatrosunun Anna Karenina'sı izlemeye değer, muhteşem bir şölendi.<br /><br />Doğrusunu söylemek gerekirse içinden aşk geçen romanları okumayı oldum olası sevmem.<br /><br />"Aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü." demişti Tezer Özlü, onu bu yüzden çok sevmiştim.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-78168733845635586212009-07-23T10:16:06.863+03:002009-07-23T10:16:06.863+03:00Yazınızı tesadüfen gördüm. Bir konuda fikrimi beli...Yazınızı tesadüfen gördüm. Bir konuda fikrimi belirtmek isterim. Ben kitabı okuduğum süre boyunca ben bir kadın mıyım yoksa diye sordum durdum kendime. Ben bir kadının öyle bir aşk yaşayabileceğine inanmıyorum ve Tolstoy’un da burada Anna’yı intihar ettirirken aşkı bir kılıf olarak kullandığını söyleyebilirim. Anna’nın aşk için intihar etmesini tercih ediyor Tolstoy, ama belki de başka bir şey için. Bundan bahsetmem zor galiba ama romandaki aşk Tolstoy’un dönemin ahlakına ilişkin anlatımına bir zemin. Gerçi Barbara Cartland ya da Kerime Nadir türü yazarların aşk romanları dışında aşk genel olarak bir tür “zemin”dir. <br />Aşktan devam edersek, ben romantik dönem ve sonrası klasik yazarlarının o tutkulu aşık kadınları, var oldukları için değil olmasını istedikleri için yazdıklarını iddia ediyorum. Aşık olmak ve kendilerine aşık olmasını istedikleri kadını çiziyorlar bu şekilde. Tam da böyle bir tutkuyla sevilmek istiyor olabilirler ama benim gibi inanmıyorlar bir kadının böylesine sevebileceğine… <br />Bakın bunu, Aslı Erdoğan’ın Kabuk Adam adlı romanında şu satırları okuduktan sonra düşündüm: “Kaçışımın gerçek nedeni korkaklığımdı. Arzumun hedefine ulaşmasından, onu sonuna dek yaşamaktan duyduğum korkuydu. Zaten eğer yaşabilseydim, bugün oturup bu öyküyü yazmazdım. ‘Yaşama Kabızlığı’ diye adlandırdığım o illete tutulmamış olanlar, yazar olmayı akıllarından bile geçirmezler bence.” Bazı yazarlar yaşama kabızıdır, bazıları yazmak için yaşarlar, bazıları öyle bir yaşarlar ki bunu yazmadan duramazlar. Nicel yoğunluk sona doğru azalıyor sanki.<br />Ama keşke, bir yüz yıl bekleyebilselerdi. Belki hala Anna gibi kadınlar bulamazlardı ama en azından onların romanlarından etkilenip o rolü oynamaya çalışan, yaşadıkları aşkları öyle hayal edip öyle yaşamaya çalışan kadınlara rastlayabilirlerdi… <br />Gerçek yaratıcı o dönemin yazarlarıydı. Öyle bir yazdılar ki bir yandan insan ruhunun haritalarını çıkarırken, bir yandan da romanlardaki karakterler gibi yaşamak isteyen insanlar yarattılar. Zaman yenik düşmemek de bu belki, zamanı yaratmak…<br /> Levin gibi erkeklere hiçbir kadın tutkuyla bağlanmaz ki Anna bağlansın! Siz yakıştırmışsınız. Ama emin olun siz Anna’nın yerinden olsanız siz de bir kadın olarak Levin’le en fazla dost olurdunuz. İçinde küçük burjuva maceralar ve lüksler olmayan ilişkilere aşk denilmiyor bugün, maalesef. Tıpkı yoksul adam zengin kız, ya da tersi aşklarının yaşanmadığı gibi...<br /> Yazı için elinize sağlık…<br /> Şahin BeyoğluŞ. B.noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-19243955183072587622009-07-23T10:12:25.384+03:002009-07-23T10:12:25.384+03:00Okuduğum dönemde beni etkilemiş bir kitaptır. Kahr...Okuduğum dönemde beni etkilemiş bir kitaptır. Kahramanlarımızdan birinin taşradaki hayatı beni etkilemişti. Dediğin gibi bir oturuşta bitecek kitap değil, ağır ağır okuyup her bir cümle üzerinde düşünerek okunduğunda tadı çıkacak bir kitap.Vladimirhttps://www.blogger.com/profile/04194499922055415291noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-40947302597513915002009-07-23T09:05:06.232+03:002009-07-23T09:05:06.232+03:00çok kalın olduğu için okumayı sürekli ertelediğim ...çok kalın olduğu için okumayı sürekli ertelediğim bi romandı.Ama süpermiş!Tren garında başlayan we gene orda son bulan acılı bir aşk.çok güzel özetlemişsin ellerine sağlık.(ve gene 7)banuhttps://www.blogger.com/profile/17417887542848706064noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-83266751707841559022009-07-23T08:58:08.827+03:002009-07-23T08:58:08.827+03:00Bu kadar çok kitap okuduğun halde bunu nasıl atlad...Bu kadar çok kitap okuduğun halde bunu nasıl atladığına şaşırdım gerçekten.<br />Yorumlaman ve kısa özetin harika olmuş.Gerçekten okurken benim için de çok fazla "keşke"lerle doluyduAnonymoushttps://www.blogger.com/profile/12570145361289309218noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-21407179.post-35451453643134510112009-07-23T08:17:54.111+03:002009-07-23T08:17:54.111+03:00benim için de çok ayrı bir yeri olan bir kitaptır ...benim için de çok ayrı bir yeri olan bir kitaptır bu. gerçekten çok farklı ve büyülü bir dünyaya alıyor insanı. kitabın içinden çıkası gelmiyor insanın. her şeye bizzat tanık olmak istiyor.<br />Jane Eyre'ı da çok severim ben bu arada. Okumadıysan onu da tavsiye ederim. sevgilerimlecinarhttps://www.blogger.com/profile/08672510571772878751noreply@blogger.com